Tiyatromuzda parlayan bir yıldız

Hülya Nutku

Tiyatromuzun usta oyuncularından biri, Yıldız Kenter. Ankara Devlet Konservatuvarı yüksek bölümünü sınıf atlayarak bitiren sanatçı o zamandan bu yana sahnede var olmuş sahnenin zarafet kraliçesi. O aynı zamanda eğitimci olarak da yetiştirdiği sanatçılarla eğitime verdiği hizmetle de anılacak. Benim için Yıldız Kenter rol model olmayı başarabilmiş nadir oyunculardan birisidir.

Birçok oyununu izlemiş olmanın hazzını her zaman duyacağım. Gerek Kenter tiyatrosunda gerek Devlet tiyatrosunda oynadığı oyunlarla hafızalara kazınmıştır. Yaşam öyküsünü içeren Hep Aşk Vardı adlı kendisinin kaleme aldığı oyunla, Maria Callas Ustalar Sınıfı ve Kraliçe Lear oyunları ile doruğa ulaşırken Pembe Kadın’la başlayan serüvenini taçlandıran unutulmaz bir virtüöz olduğunu göstermiştir. Kasım ayı acımasız yüzünü göstererek yaprak dökümü yaşatıyor. Bir büyük ustayı bilim ve sanat insanı Özdemir Nutku’yu kaybetmenin acısını yaşadığım şu günlerde Yıldız Kenter’in kaybı acımı katladı. Ardından birkaç saat sonra Yıldız Kenter’in sınıf arkadaşı rahmetli yazarımız Salah Birsel’in eşi devlet tiyatrosu emekli sanatçısı Jale Birsel’i kaybettiğimiz haberini alınca acım daha da katmerlendi. İşte o zaman Kasım ayını sevemez oldum. Şimdi artık o eşi bulunmaz ve tiyatromuza can veren renk katan değerlerimizi genç kuşaklara aktarma sorumluluğumuz katlanarak artıyor.

Türk Tiyatrosunun başı sağ olsun. Uluslararası değeri olan Yıldız Kenter’i uğurlarken onun gibi bir sanatçıya sahip olmanın gururunu yaşıyorum. Tüm yaşamına dokunduğu sanatçılara öğrencilerine Yıldız hoca gibi bir yol göstericileri olduğu için ne mutlu diyorum. Büyük sanatçılar unutulmaz o tiyatroya adanmış bir yaşamın parlayan yıldızıdır. Bıraktığı iz geleceğin oyuncularının yolunu aydınlatacaktır.

Çizim: Zeynep Özatalay / Köstebek
Yayınevi’nden çıkan “Kim Demiş Ki Ben Yapamam” kitabı için çizilmiştir.

cukurda-defineci-avi-540867-1.