TMMOB 45. Olağan Genel Kurulu Sonuç Bildirgesi yayımlandı

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) 45. Olağan Genel Kurulu ve seçimleri tamamlandı.

24 odadan birer üyenin seçilmesi ile oluşan TMMOB Yönetim Kurulu, dün yapılan seçimlerde belli oldu. TMMOB Yüksek Onur Kurulu ve TMMOB Denetleme Kurulu’nun da seçildiği Genel Kurul’a ‘Devrimci, Demokrat, Yurtsever, İlerici, Çağdaş Mühendis, Mimar, Şehir Plancıları’nın çıkardığı Mavi Liste damgasını vurdu.

Mavi Liste’de yer alan bütün adaylar kurullarda yer aldı. Yeni TMMOB Yönetim Kurulu, önümüzdeki günlerde ilk toplantısını yaparak yönetim kurulu başkanını, ikinci başkanı, saymanı ve yürütme kurulunu seçecek.

Seçim sonunda 31 Mayıs-3 Haziran 2018 tarihleri arasında Ankara'da gerçekleştirilen 45. Olağan Genel Kurulu Sonuç Bildirgesi yayımlandı.

Bildirgede 'mesleğimizin ve meslektaşlarımızın sorunlarının halkımızın ve ülkemizin sorunlarından ayrı tutmadan mücadeleye devam etme kararlılığının' altı çizilirken, "Emek, ülke, halk, doğa düşmanı sömürü ve rant politikaları ile cumhuriyet, laiklik, demokrasi düşmanı dinci-mezhepçi, totaliter faşizme karşı TMMOB’nin anti-emperyalist, kamucu, toplumcu, devrimci, demokrat, eşitlikçi, özgürlükçü geleneklerine sahip çıkacaktır" denildi.

TMMOB'un 45. Olağan Genel Kurulu Sonuç Bildirgesi şöyle:

"Haziran direnişinin yaktığı ateş yolumuzu aydınlatmaya devam ediyor!

Haziran direnişinin 5. yılını selamlıyor, Haziranda kaybettiklerimizi saygıyla anıyoruz.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği 45. Dönem Olağan Genel Kurulu 31 Mayıs-3 Haziran 2018 tarihleri arasında, OHAL koşulları altında, 24 Haziran 2018 Cumhurbaşkanı ve 27. Dönem Milletvekili Genel Seçimleri sürecinde toplanmıştır.

TMMOB 44. Dönem Olağan Genel Kurulu’nun hemen ardından 15 Temmuz darbe girişimi gerçekleşmiştir. Birliğimizin 44. Dönemi bu darbe girişimi ile başlayıp 24 Haziran baskın seçimlerine dek uzanan “olağanüstü” karanlık dönem içerisinde yoğun mücadele ile geçmiştir.

Darbe girişiminin ertesi günü olan 16 Temmuz 2016’da toplantıya çağrılan TMMOB 44. Dönem Yönetim Kurulumuz aşağıdaki kararı almıştır.

“15 Temmuz 2016 tarihinde Ordu'nun yönetime el koyduğu açıklaması ile başlayan askeri darbe girişimi üzerine TMMOB’nin tereddütsüz bir şekilde darbeye karşı olduğunu belirterek; Sömürü, baskı, zulüm düzeninin çeşitli savunucularının el birliğiyle ülkeyi mahvettiği; Bu durumdan çıkış yolunun askeri darbeler olmadığı; Şu an süren kavganın bizim için verilen bir kavga olmadığı; Bizim mücadelemizin aynı zamanda bu kavganın tarafları ve sömürü, baskı, zulüm, işsizlik, yoksulluk düzeniyle, bağımsızlık, cumhuriyet, laiklik, demokrasi, emek ve barış düşmanları ile olduğu; Askeri darbe girişiminin camilerden okunan ve halk üzerinde daha ağır bir diktatörlüğe varacak olan cihat çağrılarına dönüşmesi ile yeni bir kaotik ortama girildiği; Bu sürecin görünen sonucunun, eğer mücadele etmezsek açık bir diktatörlük, açık bir faşizm ve başkanlık rejimi olacağı; Ülkemizin halktan, emekten, barıştan ve demokrasiden yana güçleriyle birlikte mücadeleye devam ederek buna izin vermeyeceğimizi; Bütün sömürücüleri, zalimleri, istismarcıları hayatımızdan kovacağımızı; Ne dikta karanlığına teslim olacağımızı ne de çözümü darbelerde arayacağımızı “Ne Darbe, Ne Dikta, Yaşasın Bağımsız, Demokratik Türkiye!” başlığı ile örgütümüze ve kamuoyuna duyurulması ve gerekli çalışmalar yapılmasına karar verilmiştir”

Bu karar, geçtiğimiz iki yıllık çalışma dönemi boyunca, TMMOB’nin tüm çalışmalarının ve mücadelesinin ana eksenini oluşturmuştur.

Darbe girişimi sonrası ilan edilen OHAL’in koşulları altında KHK’lar ile 3 binin üzerinde meslektaşımızın da aralarında bulunduğu 130 binin üzerinde kamu çalışanı haksız-hukuksuz şekilde işlerinden ihraç edilmiş; siyasi partilerin başkanları, milletvekilleri, gazeteciler tutuklanmış, akademisyenler işten çıkartılmış, seçilmiş belediye başkanları görevlerinden alınarak yerlerine kayyumlar atanmıştır.

OHAL ile birlikte; ülkemizin kaynaklarına, mesleğimize ve meslek alanlarımıza yönelik saldırılar da artmış, Bakanlar Kurulu Kararı ile hisselerinin tamamı veya bir kısmı hazineye ait olan ve çok sayıda mimar, mühendis ve şehir plancısının görev yaptığı ülkenin önemli kurumları Varlık Fonu`na aktarılmıştır. Böylelikle bir yandan özelleştirmenin diğer yandan da alınan dış borçlar karşılığında yabancı kredi kuruluşlarına devredilebilmenin kıskacına alınmış bu kurumlarda çalışanlar açısından iş güvencesi ortadan kalkmıştır.

İki yıldır her geçen gün etkileri ve şiddeti artan bir ekonomik kriz ülkemizde büyümektedir. Tüm bu yaşananlar, iki yıl içerisinde ülkemizin içinde bulunduğu ekonomik, siyasal ve toplumsal krizlerin derinleştiğini göstermektedir. Hayat pahalılığı, işsizlik, yoksulluk ve borçluluk sürdürülemez boyutlara ulaşmıştır. Enflasyondan döviz kurlarına, cari açıktan dış borçlara kadar her şey kontrolden çıkmış, yolsuzluk, kayırmacılık ve dolandırıcılık tüm ekonomik ve sosyal ilişkilere egemen olmuştur. AKP’nin sorumlusu olduğu bu krizin acı reçetesi meslektaşlarımızın çoğunluğunun da bir parçasını oluşturduğu emekçi sınıflara ödetilmektedir.

İktidar sermayenin kazançlarını güvenceye alırken %95’i örgütsüz biçimde çalıştırılan emekçi sınıflar üzerindeki baskı ve sömürü OHAL sürecinde katlanarak artmıştır. İşten çıkartma, ücret kesintisi, esnek ve güvencesiz çalışmaya zorlanma yaygınlaştırılmış, bunların karşısında çalışanların en büyük direnme hakkı olan grev hakkı ise yasaklanmıştır.

Tüm bu yaşananların toplumsal gerilimi ve OHAL koşulları altında 16 Nisan 2017 tarihinde şaibelerle dolu, meşruiyeti tartışmalı bir Anayasa Değişikliği Referandumu gerçekleştirilmiştir. Anayasa Değişikliği Referandumunda ülkemizin en karanlık günlerini yaşamasının önünü açan Başkanlık Sistemi halkımıza dayatılmıştır.

Ülkemiz için oldukça çetin geçen bu iki yıl, aynı koşullarda Birliğimiz açısından da uzun soluklu bir mücadele dönemi olarak tarihteki yerini almıştır. Seçimle ele geçiremedikleri TMMOB ve bağlı odalarını siyasi iktidarın “idari ve mali denetimine” yönelik Bakanlar Kurulu kararları ile denetim altına almaya çalışmışlardır. Tüm yöneticileri seçimle gelen TMMOB’ye bağlı Kimya Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu da mahkeme kararıyla görevinden alınmaya çalışılarak TMMOB’nin bilimden, hukuktan, emekten yana muhalif yapısına yönelik bir saldırı gerçekleştirilmiştir.

Başkanlık sistemi ile ülkemizde mesleklerimizi onurlu bir şekilde icra etmemiz neredeyse imkansız hale getirilmiştir. Çünkü AKP’nin hayalindeki Türkiye’de mühendis, mimar, şehir planlamacısına ihtiyacı bulunmamakta, teknik elemanların bir kişinin dudakları arasından çıkan projeyi uygulaması beklenmektedir.

Bu iki yıl içerisinde ülkemiz Ortadoğu’nun savaş bataklığında daha derine çekilmiş, Cerablus ve Afrin’e cihatçı çeteler ile birlikte gerçekleştirilen askeri müdahale halkların birlikte yaşam iradesini hedef almış, ülkemizin ekonomik kaynaklarını savaşa ayırarak emekçi halkımızı daha da yoksullaştırmıştır.

Ülkemizin can alıcı sorunları ile mücadelede Birliğimiz üzerine düşen görevi yerine getirmekten kaçınmayacaktır;

  • Genel Kurulumuz, ülkemizin toplumun en geniş kesimleriyle yan yana gelerek tek adam rejimine karşı demokrasiyi, baskılara karşı özgürlüğü, savaşa karşı barışı, ayrımcı politikalara karşı bir arada yaşamı, gericiliğe karşı laikliği, emperyalizme karşı tam bağımsızlığı, neoliberal uygulamalara karşı kamuculuğu, zorbalığa karşı insanlık onurunu savunmaktadır.
  • Birliğimizin bu kararlı mücadelesine yönelik çok yönlü saldırılar; demokrasiye, meslek onurumuza ve örgütümüze yöneliktir. Genel Kurulumuz, siyasal iktidarın her kademesinden gelişen saldırılara karşı direnecek; Birliğimizin demokrat, ilerici, aydınlanmacı, kamucu geleneğinin sürdürülmesi için mücadeleye devam edecektir.
  • Genel Kurulumuz, “millilik” söylencesi ile ülkemizin yüz akları olan örgütümüze ve yol arkadaşlarımız olan diğer meslek birliklerine karşı girişilen saldırıların karşısında dayanışmayı, birlikte mücadele edeceğini beyan etmektedir.
  • Tek adam rejiminin, faşizan uygulamalarının ülkemize verebileceği hiçbir şey yoktur. Birliğimiz, tek adam rejimine karşı çağdaş demokrasinin temel ilkesi olan halk egemenliğinin kazanması, 16 Nisan Referandumu ile ortadan kaldırılan güçler ayrılığının tekrar sağlanması için mücadele edecektir.
  • Ülkemizde hukuk ayaklar altına alınmıştır. Hak, hukuk ve adalet talebi, günümüzün en yaygın ve ciddi toplumsal taleplerinden biridir. Siyasal iktidarın güdümündeki yargıya karşı, Birliğimiz hukukun üstünlüğünü savunacaktır.
  • Dünyada bilim, teknoloji ve eğimin en büyük destekçisi olan ve insanların özgür bilgi erişimini sağlayan internet üzerindeki “AKP iktidarı kriterlerine” göre getirilen kısıtlamalar ve yasaklamalar bireysel ve toplumsal özgürlükler anlamında kabul edilemez. TMMOB internet erişiminin bedelsiz olarak kullanımı için ısrarcı olacaktır
  • Kişisel verilerin ticarileştirilmesinin bireylerin sağlığı, fiziki ve mali, güvenliği ile doğrudan ilgili olduğu gerçeğiyle; TMMOB bu verilerin izinli veya izinsiz kullanımının getireceği sakıncaları yurttaşlarımız ile paylaşacak ve her türlü çalışmada kamu yararına müdahil olacaktır.
  • Ülkemizde halkın haber alma hakkı gaspedilmiştir. Bu gaspa karşı TMMOB halkın haber alma özgürlüğünü her alanda savunacak ve takipçisi olacaktır.
  • Birliğimiz ülkemizin geleceğine ve toplumun ortak çıkarlarına karşı sorumluluğu demokrasi ve özgürlüklerin korunması olduğunun bilinciyle, AKP’nin ülkemize dayattığı gerici-muhafazakâr politikalarına karşı laiklik için mücadele edecektir.
  • Toplumumuzun en önemli ve en uzun erimli sorunu Kürt Sorunu’dur. İnkarcı, asimilasyoncu, güvenlikçi politikalar yerine aynı coğrafyada yaşayan halkların eşit ve özgür biçimde bir arada yaşama koşullarının oluşturulması, çatışmalı sürecin barış sürecine evrilmesi noktasında Genel Kurulumuz açık bir şekilde taraftır.
  • Yıllardır uygulanan neoliberal politikalar sonucunda, ülke varlıkları halkın öncelikli ihtiyaçlarını karşılamayan yatırımlarla çarçur edilirken, insani ve toplumsal değerlerin aşındırıldığı, bireysel çıkarların kamu çıkarlarının üzerinde tutulduğu bir ekonomik-sosyal yapı yaratılmıştır. Yaratılan bu yapıya karşı Birliğimiz; paylaşımcı, dayanışmacı, eşitlikçi, toplumcu, kamucu politikaları savunmaya devam edecektir.
  • Üretime dayalı olmadığı için, halkın yaşamına yansımayan, hiçbir istihdam yaratmayan büyüme masalının inandırıcılığı kalmamıştır. Çarpık ekonomik yapı, sermaye kesiminin kasalarını doldururken halkımıza emek sömürüsü, iş cinayetleri, gelir adaletsizliği dayatılmaktadır. Birliğimiz, üreten, sanayileşen, iş cinayetlerinin engellendiği, işsizliğin olmadığı, İş Güvenliği mevzuatının sermaye tarafından değil, emekçinin ve aynı zamanda kamunun güvenliği ve sağlığını gözeten bilimsel-teknik yaklaşımların belirlediği bir ülke için mücadele edecektir.
  • Türkiye tarihinde hiçbir dönemde kadına yönelik şiddet bu denli yaygınlaşmamış, alenileşmemiş ve cezasız bırakılmamıştır. Devlet kurumlarında ve gündelik yaşamda empoze edilen gerici anlayış kadınların toplumsal ve mesleki hayata katılımını engellemektedir. Kadınlar erkeğe, işsizliğe, yok sayılmaya ve ev içi sömürüye mahkum edilmektedir. Birliğimiz şiddete, kadın cinayetlerine, yok saymaya, değersizleştirmeye, her türlü toplumsal cinsiyet eşitsizliğine ve nefret söylemine karşı adalet, eşitlik ve özgürlük için mücadele etmeyi sürdürecektir.
  • Ülkede ve bölgede güç olma hevesiyle emperyalist odaklarla yapılan işbirlikleri, ülkemizi güvenilmez, yarını belirsiz, tutarlı dış siyasetten uzak bir konuma sürüklemiştir. Yurtta ve dünyada barıştan yana olan tüm kesimler; küresel ve bölgesel güç savaşlarına karşı daha güçlü haykırmalı, mücadeleyi yükseltmelidir. Birliğimiz, ülkede, bölgede ve dünyada barış için elini taşın altına koymaktan çekinmeyecektir. Özgür, bağımsız ve barış içinde yaşayan demokratik Türkiye mücadelesinde TMMOB taşıdığı bayrağı asla düşürmeyecektir.
  • Yaşam alanlarımız, derelerimiz, kıyılarımız, ormanlarımız, meralarımız, madenlerimiz, suyumuz, havamız neoliberal politikalarla sermayenin dizginsiz talanına açılmış, coğrafyamıza telafisi mümkün olmayan zararlar verilmiştir. Ülkemizin ve bölgemizin geleceğini tehlikeye atan pahalı ve dışa bağımlı enerji üreten nükleer santral projelerinden tüm uyarılarımıza rağmen vaz geçilmemiştir. İmar planları, kentsel dönüşüm politikaları, insan yaşamını ve doğayı merkezine alarak değil, sermayenin taleplerine göre şekillendirilmiştir. İmar barışı olarak topluma sunulan, kaçak yapılaşma affı da bir seçim yatırımı olarak, halk sağlığını tehlikeye atmakta, yaşama, kentlere, doğaya ve topluma ihanet meşrulaştırılmaktadır. Birliğimiz; doğamızın, yaşam alanlarımızın ve tarihsel mirasımızın yok edilmesine karşı mücadeleyi sürdürecektir.
  • Eğitim, ülkemizin geleceğinin şekillendirilmesinde en önemli konudur. Sosyal devlet anlayışının gerilemesi, eğitimin ticarileştirilmesi, niteliksizleştirilmesi, cemaatlerin ve gericiliğin eğitime müdahaleleri ülkemizin geleceğini tehdit etmektedir. Anadilde eğitim de dâhil olmak üzere bilimsel, laik bir eğitim sisteminin kurulmasında TMMOB taraftır. TMMOB, hem çocuklarımızın aydınlık geleceği, hem de gelecekteki meslektaşlarımızın alması gereken nitelikli ve parasız eğitim için mücadele etmekten geri durmayacaktır.

Genel Kurulumuz; “Mesleğimizin ve meslektaşlarımızın sorunlarının halkımızın ve ülkemizin sorunlarından ayrı tutmadan mücadeleye devam etme” kararlılığıyla;

Emek, ülke, halk, doğa düşmanı sömürü ve rant politikaları ile cumhuriyet, laiklik, demokrasi düşmanı dinci-mezhepçi, totaliter faşizme karşı TMMOB’nin anti-emperyalist, kamucu, toplumcu, devrimci, demokrat, eşitlikçi, özgürlükçü geleneklerine sahip çıkacaktır.

TMMOB 45. Dönem Olağan Genel Kurulu; 24 Haziran 2018’de yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili Genel Seçimleri eşit olmayan koşullarda gerçekleşecektir. Bildiğimiz anlamıyla adaylar arasında bir tercih değil, ülkemizin geleceğinin tayin edileceği bir yol ayrımı olduğunu saptamaktadır. TMMOB olarak bu yol ayrımında, cumhuriyet değerlerine ve hukukun üstünlüğüne dayalı parlamenter demokrasiden yana taraf olduğumuzu ilan eder, aynı kararlılık ve mücadele azmi ile ülkemizin aydınlık geleceği için başta mühendis mimar ve şehir plancıları olmak üzere tüm yurttaşlarımızı oy kullanmaya ve oylara sahip çıkmak için sorumluluk almaya çağırmaktadır.

Yaşasın Örgütlü Mücadelemiz!

Yaşasın TMMOB Örgütlülüğü!

TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ

45. OLAĞAN GENEL KURULU"