"Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi" ilanı ve bu bölgeyle ilgili alınan acele kamulaştırma kararıyla ilgili TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi'nden yapılan açıklamada, "Planların değiştirilmesinin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırı olacaktır" denildi

TMMOB ŞPO İzmir: Çeşme'deki planlama kamu yararına aykırıdır

BİRGÜN İZMİR

İzmir Büyükşehir Belediyesi, Çeşme’de yapılması planlanan "Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi" ile ilgili geçtiğimiz günlerde bir toplantı düzenledi. Toplantıya katılan TMMOB Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İzmir Şubesi toplantı sonrası açıklama yaptı.

Yapılan açıklamada, projeye ilişkin herhangi somut bir belge ve bilgi paylaşılmadığı, yalnızca turizmin 12 ay sürdürülebilmesi amacıyla hazırlandığı belirtildi. "Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi" ilanı ve bu bölge için alınmış acele kamulaştırma kararlarına TMMOB İKK olarak dava açıldığı söylenen açıklamada, "Planlamanın bilimsel altlıklar/verilerle hazırlandığı ve bu verilerde değişiklik olmadığı sürece planların değiştirilmesinin şehircilik ilkeleri, planlama esasları ve kamu yararına aykırı olacaktır" denildi.

"KORUNMASI GEREKEN ALANLAR TEHLİKEYE DÜŞECEK"

Alanda İZSU Genel Müdürlüğü`nün su kapasitesinin aşılmaması yönünde uyarılarının bulunduğu vurgulanan açıklamada, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca onanan 1/100000 ölçekli Çevre Düzeni Planı ve her ne kadar doğal sit alanları bütününde yetkisizlik nedeniyle iptaline karar verilmişse de, 1/25000 ölçekli nazım imar planı planlama alanı bütününde değerlendirilerek bu bölge için getirilen koruma kararlarının sürdürülmesinin doğru bir yaklaşım olduğu, aksi halde Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve diğer kurumların turizm ve benzeri plan kararı oluşturulmasına yönelik girişimlerinin plan bütününde getirilen plan kararlarına uygun olmayacaktır. Salgın sürecinde çok daha görünür olan kırsal kalkınmanın önemini sıkça dile getiren İzmir Büyükşehir Belediyesinin diğer taraftan korunması gerekli su kaynakları, tarım alanları, orman alanları ve doğal sit alanları vb. kullanımları tehlikeye düşürecek bir yatırımın içerisinde yer almasının kurumsal kimlik ve iç tutarlılık açısından oldukça problemli olacağı, bu tutumun İzmir‘de var olan sorunları daha da derinleştireceği ifade edilmiştir" ifadeleri kullanıldı.