TOGG balonu artık şişmiyor
TOGG, 2022’nin sonunda seri üretime başlayacağını iddia ediyor. Otomobil piyasasına ilişkin veriler, iddianın dayanaklarını çürütüyor. Otomobilin teknik özelliklerinden çok finansman sorunları konuşuluyor.
Ozan GÜNDOĞDU
Türkiye'nin Otomobili Girişim Grubu'ndan (TOGG) önceki gün yapılan açıklamaya göre, TOGG Gemlik Tesisi'nde inşaat çalışmaları birinci yılını doldurdu. Eylül sonunda tüm tesisin çatı kapama işlemlerinin tamamlanması planlanıyor. TOGG Gemlik Tesisi'nde üretim ve montaj hatlarının kurulmasıyla 2022'nin son çeyreğinde ilk seri otomobilin banttan indirilmesi hedefleniyor. Fabrika tam kapasite çalışmaya başladığında yıllık 175 bin otomobil üretebilecek. Peki satabilecek mi?
Son aylarda konu TOGG olduğunda, otomobilin teknik özelliklerinden çok finansman sorunları konuşulmaya başlandı. Türkiye’nin mevcut ekonomik şartları düşünüldüğünde projenin hedeflerine ulaşması giderek zorlaşıyor. Otomobilin önünde biri yurtiçi diğeri yurtdışı olmak üzere iki pazar var.
YURTİÇİ PAZARIN DURUMU
400 beygirlik, girdilerin hemen hepsi ithal, lüks bir elektrikli otomobil olarak tasarlanan TOGG bir halk otomobili olmayacak. Fiyatı döviz kurlarının artmasıyla sürekli yükselen TOGG’un yurtiçinde alıcı bulacağı imkanlar bu yüzden giderek daralıyor. 2022’nin sonunda yurtiçinde alıcı bulabilmesi için halkın alım gücünün yükselmesi gerekiyor. Beklentiler ise bunun tam tersini gösteriyor. TCMB’nin haziran ayı beklenti anketine göre 12 ay sonrası için dolar kuru beklentisi 9,34 TL. Daha önceki anket sonuçlarının gerçeği yansıtmaması, TCMB’nin anketinden çıkan sonucun iyimser olduğunun da kanıtı. İthal girdilerle kotarılan bir elektrikli otomobilin yurtiçi piyasadaki en büyük dezavantajı yerli paranın sürekli değer kaybetmesi. Üstelik elektrikli otomobillerin kullandığı teknoloji, içten yanmalı otomobillere kıyasla oldukça pahalı. Ancak TOGG, başlangıçta binlerce, daha sonra on binlerce otomobili yurtiçinde satmayı düşünüyor. TOGG projesi 2019’un Aralık ayında ilk kez tanıtıldığında fiyatı için 300-400 bin TL bandında olacağına ilişkin spekülasyonlar yapılmıştı. Ancak bu tahminlerin ardından dolar kuru yaklaşık yüzde 40 oranında arttı, yetmedi elektrikli otomobillerden toplanan ÖTV oranı yüzde 15’den yüzde 60’a çıkarıldı. Dolayısıyla 2019’da 300-400 bin TL bandında olması beklenen TOGG’un banttan inmesi halinde fiyatının 1 milyon TL’ye yakın olacağını söylemek yanlış olmaz. Türkiye’de pazarın yüzde 85’ini vergi oranları daha düşük olan A, B ve C segmenti araçların oluşturduğu düşünülürse, kriz şartlarında otomobil talep edenlerin birincil önceliği otomobilin fiyatı oluyor. Fiyatı yüzlerce bin lirayı bulacak olan aracın bu nedenle yurtiçi piyasada şansı her geçen gün azalıyor.
TOGG’un bir diğer dezavantajı ise elektrikli olması. Otomobil Distribütörleri Derneği’nin Haziran ayı raporuna göre 2021’in ilk 6 ayında Türkiye’de 310 bin 325 adet sıfır otomobil satışı gerçekleşti. Bunların sadece 891’i, oran olarak ifade edilirse binde 3’ü elektrikli otomobillerden oluşuyor. Her 1000 kişiden 997’sinin elektrikli otomobili tercih etmediği böyle bir piyasada TOGG, yurtiçine satış yapmakta zorlanacağı için gözünü kurtlar sofrası olan yurtdışına dikmek zorunda. Bu yalnızca projeyi inandırıcı bulmayan uzmanlar tarafından değil, projenin başında TOGG’a ortak olan, ancak daha sonra ortaklıktan çekilen İnan Kıraç da söylüyor. “5 Babayiğit” içinde otomobil üretme tecrübesi bulunan tek şirketin sahibi konumundaki Kıraç, 28 Haziran’da Dünya Gazetesi’nde yayımlanan Vahap Munyar’ın gerçekleştirdiği röportajda şunları söylüyor;
“Elektrikli otomobil Türkiye için erken. En az 20 yılı var. Bir kere bataryalar çok ağır. Örneğin elektrikli otobüsümüze koyduğumuz batarya 3.5 tonu buluyor. Ayrıca, İstanbul’dan Ankara’ya giderken 300 kilometre sonra şarj ihtiyacı duyacaksınız. En az 1 saat sürecek. Bu durumda önce hibrit araç üretmek daha doğru olurdu gibime geliyor”.
DIŞARISI KURTLAR SOFRASI
TOGG’un yurtiçinde talep görmeyeceğini söylemek için verilere bakmak yeterli. Peki ya yurtdışında? TOGG, ihracatla ayakta durabilir mi? Burada da devreye kurtlar sofrası haline gelen otomobil endüstrisi giriyor. TOGG’un en başta finansman sorunları kurtlar sofrasında kendisine yer bulmasını engelliyor. Dahası geniş kitleler tarafından kullanılacak uygun fiyatlı bir otomobil yerine lüks bir otomobilin tercih edilmesi sorunu derinleştiriyor.
Çünkü fiyat yükseldikçe, varlıklı müşteri kitlesi için otomobilin fiyatından çok kalitesi ve marka değeri öne çıkıyor. Tüm endüstri elektrikli otomobillerin geliştirilmesi için milyar dolarlık yatırımlar yapıyor. Buna karşın TOGG’un arkasında devlet desteğini alması halinde bile AR-GE giderlerine katlanması TL’deki değer kaybıyla düşünülürse oldukça zor. TÜİK’in önceki gün açıkladığı verilere göre Merkezi İdare’nin 2020 yılı boyunca AR-GE harcamalarına ayırdığı kaynağın toplamı 14 milyar 331 milyon TL. Bugünkü Avro kuruyla bu tutar 1,4 milyar avroya karşılık geliyor. Bu kaynak, savunma sanayiinden, ulaştırmaya, sağlıktan eğitime kadar pek çok sektöre bölünüyor. Bu para diğer sektörlere dağıtılmasa, Merkezi İdare harcadığı AR-GE kaynağının hepsini TOGG’un gelişime ayırsa bile otomobil devlerinin harcadığı AR-GE giderlerine yetişilemiyor. R&D World dergisinin 2020 tahmini rakamlarına göre dünyada en fazla AR-GE harcaması yapan ülke; 600 milyar dolar ile ABD. Buna karşılık Türkiye’nin en büyük 250 firmasının AR-GE’ye ayırdığı kaynak 16 milyar TL (yaklaşık 1,8 milyar dolar). Buna karşılık sadece Volkswagen (VW) Grubu’nun AR-GE harcaması 14,5 milyar doları buluyor. Bu paranın tamamına yakını ise elektrikli otomobillerin geliştirilmesine ayrılıyor. Günümüzde artık hemen her otomobil markası en az bir elektrikli otomobil modelini tanıttı. E-mobilitede dünya lideri olma hedefine ulaşmak amacıyla 2024 yılına kadar 33 milyar avro yatırım yapmayı planlayan Volkswagen Grubu, bu yatırımının 11 milyar avroluk kısmını Volkswagen markasına ayırmış durumda. Marka, 2025 yılında 1,5 milyon elektrikli araç üretmeyi planlıyor. Dolayısıyla TOGG’un işi banttan otomobili indirmekle bitmiyor, onu sürekli geliştirecek ve otomobil devleriyle rekabet etmesini sağlayacak bir AR-GE finansmanına da ihtiyaç duyuluyor. Burada da ülkenin sosyal ve ekonomik yapısı önem kazanıyor.
TESLA ÖRNEĞİ
Dünyada elektrikli otomobil denince akla ilk gelen markaların başında ABD’li Tesla geliyor. Otomobil endüstrisine sıfırdan giren Tesla, 2008’den beri elektrikli otomobiller üretiyor ve ürettiği her otomobili de satıyor. Geliştirdiği otomobiller için 2 yıl öncesinden sipariş almaya başlayan Tesla, 2008’den 2019’a kadar hiç yıllık kar açıklayamadı. Şirket üretime başladığı ilk 11 yılında yatırımların da etkisiyle hep zarar etti. İlk yıllık karını ise 2019’da açıkladı. Üstelik bu yıllar boyunca elektrikli otomobil piyasasında neredeyse tek markaydı. Tüm bunlara karşın dün TOGG’dan yapılan açıklamada 2022’nin sonunda banttan ilk araçların indirileceği söylendi. Seçimlere gidilirken TOGG projesinin seçim malzemesi yapılacağı açık. Plansızca, altyapısı hazırlanmadan girişilen, Erdoğan’ın hayali olarak tanıtılan bu proje ülke şartları düşünüldüğünde büyük bir batığa dönüşme riskiyle karşı karşıya.