ABD’den Türkiye’ye dönüp kenevirden kağıt hamuru üretmeyi başaran Yalova Üniversitesi Öğretim Üyeleri olan Aylin Toprakçı ve Ozan Toprakçı, esrarsız kenevire dikkat çekti. Esrarsız kenevirin GDO’lu kenevir anlamına geldiğini ifade eden akademisyenler, “Ülkemizi tohum kartellerine açmayacak yerli tohumlar önceliklendirilmeli” diyor. Toprakçı çifti, “Biz labaratuvar ortamında kenevirden kağıt hamuru üretmeyi başardık. Yakında patentini alıyoruz. Ancak şu anda […]

Tohum kartelleri kafa bulmasın

ABD’den Türkiye’ye dönüp kenevirden kağıt hamuru üretmeyi başaran Yalova Üniversitesi Öğretim Üyeleri olan Aylin Toprakçı ve Ozan Toprakçı, esrarsız kenevire dikkat çekti. Esrarsız kenevirin GDO’lu kenevir anlamına geldiğini ifade eden akademisyenler, “Ülkemizi tohum kartellerine açmayacak yerli tohumlar önceliklendirilmeli” diyor.

Toprakçı çifti, “Biz labaratuvar ortamında kenevirden kağıt hamuru üretmeyi başardık. Yakında patentini alıyoruz. Ancak şu anda seri üretime geçecek makineler yok. Orada çeşitli sorunlar olacak. Orayı da görmemiz gerek” ifadelerini kullanıyor.

► Kenevir ile ilgili çalışmalar nasıl yürüyor? Bir ekiple birlikte çalıştığınızı biliyorum.

ABD’den Yalova döndüğümüzde çalışmalarımız başladı. Bizden çok önce de bu konuda çalışmalar vardı. Kenevir uzun yıllar ihmal edildi. Çeşitli sebeplerle yasaklandı. Bugün 60-70 kişilik bir ekip bu konuda özverili bir çalışma yürütüyor. Biz işin akademik boyutunda katkı sunmaya çalışıyoruz. Uzun zamandır algının değişmesi için çabalıyoruz. Birden bire kamuoyunun gündemine gelmiş değil.

► Nedir bu kenevir? Nerede kullanılır?

Kenevir, asırlar boyunca insanın hem sağlık hem de ham madde kaynağı olarak kullandığı bir bitki türü.

Tıbbi kenevir ve endüstriyel kenevir olarak iki temel alanı var. Biz esas olarak endüstriyel alanıyla ilgileniyoruz.

Saplarında bulunan lifler iplik, dokuma ve kumaş yapımında, hamurlu kısmı ise kâğıt yapımında kullanılan kenevir, insanlık tarihinin en eski bitkisel ham madde kaynaklarından biri olarak biliniyor.

File ve bez torba yapımı için de oldukça uygun. Ayrıca plastikten yapılan ve doğaya büyük zarar veren malzemelerin yapımında kenevir kullanılabilir. Lifi alındıktan sonra sapları da değerli. Bugün dünyada kenevir sapları öğütülüp, kireç ile karıştırılıp inşaat alanında da kullanılıyor. Yine bu saplar olduğu gibi ya da işlendikten sonra dış cephe kaplama malzemesi, sunta gibi ürünlerde de kullanılıyor. Diğer taraftan esansiyel yağ asitleri bakımından oldukça zengin olan kenevirin tohumlarından da faydalanabiliyoruz.

► Siz kâğıt hamurundan başladınız. Neden?

Bizim görüşümüz bu konuda adım adım gidilmesi yönünde. Araba lastiği, araba malzemesi üretmek, daha kompleks ürünlere yönelmek sonraki adımdaki işler. İlk aşamada kağıt, bez çanta yapabiliriz. Kağıdı bugün tamamen dışardan ithal ediyoruz. Bunun önüne geçilebilir. Aynı şekilde paketlemede kolay ve yaygın şekilde keneviri hammadde olarak kullanabiliriz. Plastikler nedeniyle sayısız türün varlığı tehdit altında.

Dr. Öğretim Üyeleri Ozan Toprakçı ve Aylin Toprakçı.

► Kenevirin esrar boyutu bu işin çıkmazı gibi tartışılıyor? Esrar tartışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Dişi kenevirde yoğun olarak bulunan tetra-hidro-kanabinol (THC) maddesi bu tartışmaların önünü açıyor. Endüstriyel kenevirde bu madde çok az. Esas olarak esrarsız kenevirden bahsediliyor. Bu GDO’lu tohum demek. Kimin işine gelir derseniz tohum kartellerinin işine gelir. Bugün yapmamız gereken yerli tohumumuzu önceliklendirmek. Yıllarca yasaklı olduğu için yeterli tohum yok ama bunun çözümü ithalatta aranmamalı. Uzun vadeli hedefler koymalıyız.  

► Kenevir üretimi katma değer sağlamaya ne zaman başlar?

Döngüsel ekonomi ve sürdürülebilirlik açısından kenevir üretimi önemli. Kamuoyunun desteği ve ekonomik faktörler çok önemli.

Karlılık, istihdam, çiftçinin kazancı… Bunların iyi planlanması gerek. Bu konuda ilk veriler elimize gelmeye başladı. Dünyada esas veriler Batı merkezli. Ekim izinleri, üretimi, sanayisi derken bir iki yıl içinde dünyayı yakalamamız zor. Zaman alan bir süreç. Gerçekçi olmalıyız. 2020 hedefi yerine 2030 için hedefler belirlemeliyiz.