TOKİ için zeytin ağaçlarına kıyıyorlar
Hatay Dikmece mahallesinde TOKİ inşaatları için zeytinlik alanlar kamulaştırıldı. Binlerce zeytin ağacının kesilmesine halk ve yaşam savunucuları tepkili: “Zeytinliklerimizi bize bırakın. Bizi göçe mahkûm etmeyin.’’

Sibel Bahçetepe
sibelbahcetepe@birgun.netMaraş merkezli 6 şubat depremlerinin ardından pek çok kentte yurttaşların tarım arazileri ve zeytinliklerinin alelacele kamulaştırması sürüyor. Son olarak Hatay’ın Antakya ilçesi Dikmece Mahallesi ve çevresinde yeniden kamulaştırma adı altında binlerce zeytin ağacına kıyımın başladığını belirten halk ‘‘Dedelerimizden kalma zeytin ağaçlarıyla geçimlerimizi sağlıyoruz. TOKİ’ye binlerce dönüm zeytinlik alan kurban edilirken bir kuşak tamamen göç etmek zorunda bırakılacak ve hatta yeni iş arayışlarına girmek zorunda bırakılacaklardır. Yetkililerden tek talebimiz zeytinliklerimizi bize bırakın’’ dedi.
60 BİN ZEYTİN KESİLECEK
Dikmece Mahallesi’nde Toplu Konut İdaresi (TOKİ) tarafından konut yapımı için kamulaştırılan zeytinliklerin kesimi 10 gün kadar önce başladı. Sürece dair BirGün’e konuşan Antakya Çevre Koruma Derneği Başkanı Nilgün Karasu, daha önce de tarım arazilerinin acele kamulaştırıldığını, şimdi de yine aynı şekilde yurttaşa hiçbir bilgi verilmeden zeytinliklerin kamulaştırıldığını ve kesildiğini söyledi.
Karasu ‘‘Dikmece Mahallesi ve çevresinde yeniden milyonlarca zeytin ağacına kıyım başlamış ve binlerce dönümlük zeytinlik alanlar kamulaştırılıyor. Ayrıca Karaali Anayazı ve Üçgedik Mahallelerinde yaklaşık bin 500 dönüm zeytinlik alan kamulaştırılırken bu mahallelerde 60 bine ne yakın zeytin ağacı kesilecek. Mülk sahiplerine bilgi verilmeden dededen toruna geçen yüzyıllık zeytin ağaçları TOKİ’ye kurban edilirken iki yıl içinde Dikmece’de 5 bin dönüm tarım arazisi istimlak edilerek 6 etaptan oluşan yaklaşık 11 bin konut inşaa edilmiştir. Mahallelinin yetkililerden tek talebi zeytinliklerimizi bize bırakın başka bir talebimiz yok, dedelerinden kalma zeytin ağaçlarıyla geçimlerini sağladıkları ve bunca zeytin ağacının kesilmesiyle geçim kaynakları ellerinden alınıyor diye isyan ediyorlar" dedi.
GÖÇE ZORLANIYORUZ
Zeytinlerin kesilmesinin aynı zamanda bölgede göçe de neden olacağını kaydeden Karasu şöyle devam etti: "Bir kuşak tamamen göç etmek zorunda bırakılacak ve hatta yeni iş arayışlarına girmek zorunda bırakılacaklardır. Halbuki köylülerin yaşan alanıdır bu zeytinlikler, geçim kaynağıdır, kültürüdür, kimliğidir bu zeytinlikler. Binlerce zeytin ağacımıza kıymayın yeter artık nefes alacak alan bırakmadınız. Bir ağacı kestiğinizde birçok canlının yaşam alanını yok ediyorsunuz. Oysa, Zeytin Kanunu’na göre, tek bir zeytin ağacı kesilemez, zeytinlikler yok edilemez, denmektedir. TOKİ planlarınızı zeytinliklerimiz dışında yapın. Şehrin inşası sadece yükselen binalar değildir. TOKİ’ler yükseldikçe deprem felaketini atlatmıyoruz. Yaşam alanlarımızı gün geçtikçe yok ediyorsunuz geçim kaynaklarımız yok edilirken hayat nasıl normale dönecek bunca aileler nasıl toparlanacak? Yetkililere soruyoruz depremden sonra konut ihtiyacımız ne kadardır? Bugüne kadar kaç konut yapıldı ve daha kaç konut projeniz bulunmaktadır?’’
İNSANLAR ÇARESİZ
Dikmeceli Ali Eser de şunları söyledi:
‘‘Depremin üzerinden 2 yıl geçti, buradaki insanlar hâlâ yaşamlarını sürdürmekte zorlanıyor. İnsanlar çaresiz bir şekilde eline gececek birkaç kuruşla hayatlarını sürdürmeyi, çocuklarını yetiştirmeyi düşündükleri için istemsizsizce bu kamulaştırmaya tepkisiz kalabiliyor. Yoksa hiç kimse bu zeytinliklerin kamulaştırılmasına razı değil. Depremden önce ‘Dikmece arazileri için imara uygun değildir’ diyenler deprem olunca ne oldu da burayı imara açtı? Deprem olunca araziler imara uygun hale mi geldi? Aklımızla dalga mı geçiyorlar! Acil kamulaştırma adı altında elimizden alınan tarım arazilerine şimdiki imara açılmış haliyle neden bedel vermiyorlar? Bizim bir dönüm arazi için verdikleri para ile dairenin çeyreği alınamaz. Halbuki bizim toprağımız varken tüm aile fertleri için daire yapacak alan vardı şimdi artık yok!! Aldığımız para ile bırakın 6 daireyi 1 daire bile alamıyoruz, bırakın 1 daireyi yarım daire alamıyoruz!!İşte böyle mağduruz! 2 yıl geçti hâlâ acele kamulaştırma diyorlmar. Ama insanların acele barınmaları, acele eğitim ihtiyaçları, acele sağlık ihtiyaçları kısacası acele temel ihtiyaçları sağlanmıyor. Sosyal devlet böyle olmamalıdır. Bugün Hatay’da gerçek konut ihtiyacı ne kadar yapılan konut sayısı ne kadar bunu konusan bilen var mı?Hak sahiplerine anahtar verdik dedikleri insanların kaçı bu evlerde oturuyor?Ama anahtarı verdik dedikleri insanların verdikleri kira desteklerini kestiler.
Köyde elimizde kalan zeytinliklerinizi vermemek için tüm mücadelemizi vereceğiz. Bu sıradan bir ağaç katliamı değil. Anayasa ile korunan zeytin ağaçlarının kıyımına müsade edemeyiz ve tepkisiz kalamayız. Bu katliama herkesin engel olmalı.’’
∗∗∗
HİÇ DURMADAN KESİYORLAR
Dikmece’de yaşayan Meryem Kutlu, daha önceden 6 dönümlük tarım arazilerinin kamulaştırıldığını ve oraya TOKİ yapıldığını, şimdi de zeytinliklerinin kamulaştırıldığını söyledi. Kutlu ‘‘Zeytinliğimizi vermek istemiyoruz. Bu bölgede çok fazla zeytin ağacı var. Çok büyük bir alan köy. Ağaçların kesilmesini istemiyoruz. Şu an yapılan ama zeytin katliamı. Daha önce oraya hiçbir işlem yapılmayacaktı ancak ne olduysa kimseye haber verilmeden kamulaştırma yapılmış ve zeytin kıyımına başlandı" diyerek yaşananlara tepki gösterdi. İş makinelerinin ve kepçelerin bölgeye gelerek kesim yaptığını anlatan Kutlu "Hiç durmadan kesiyorlar. Yaklaşık 10 gün önce başladı. Ağaçların kesimini engelemek için mücadele edeceğiz. Kepçenin girdiği tarlaların sahipleri şu an çaresiz bir durumda. İnsanlar ne yapacağını bilmiyor. Bir taraftan deprem yıktı, diğer taraftan bunlarla ikinci kez mağdur ediliyoruz. Geçmişteki bütün hatıralarımızı, geleceğimizi de elimizden aldılar. Bizi geleceksiz bıraktılar. O zeytinlerden bizim geçim kaynağımız. İnsanları göçe zorluyorlar" diye konuştu.
∗∗∗
HUKUKİ MÜCADELE BAŞLATTIK
Avukat Ecevit Alkan ise Hatay’ın birçok bölgesinde yeniden kamulaştırma işlemlerine başlandığını ve buna karşı hukuki mücadele verildiğini söyledi. Alkan ‘‘Ankara’dan haritadan bakarak kamulaştırma yapıyorlar. Onlar için yerelde insanların burayı nasıl kullandıkları, kültürleri hiçbir anlam ifade etmiyor. Bu da kamulaştırmanın kentleşmenin ruhuna aykırı" dedi.