Toplantı öncesi taraflar itidalli

Mehmet Hakkı Yazıcı / Moskova

İdlib’de yaşananlar Rusya’da günlük hayatın akışında hissedilmiyor. Aşırı tepkilere ne medyada ne de halkın arasında rastlamak mümkün. Halkın ilgisi de yok denilebilir. Televizyonlardaki tartışma programlarında –Ukrayna sorununda olduğu gibi- ağzı köpüren milliyetçi söylemler yok.

Uçak olayında olduğu gibi canı yanan tarafın Rusya olmaması da kayıtsızlığa yol açıyor. Ama bugünden aynı sakinliğin sürekli korunacağını söylemek mümkün değil. Nitekim Rus tarafında Kremlin’in sabrının bir sınırı olduğu, Putin’in hiç sevmediği şeyinse sözünde durmamak, daha da beteri samimiyetsizlik olduğu sık sık dile getiriliyor. Bu, alttan alta ‘kafamızı fazla kızdırmayın’ mesajını vermek, aba altından sopa göstermek gibi bir şey.

EN KRİTİK GÖRÜŞME

Erdoğan ve Putin, Türk-Rus tarihi ilişkilerinde hiç görülmediği kadar çok görüştüler. Ancak bugün Moskova’da yapılacak görüşme belki de şu ana kadar yapılmış olanların en önemlisi ve kritik olanı. İki tarafın heyetleri öncesinde günlerce süren çok ayrıntılı görüşmeler yaptılar.

Bu görüşme yoğunluğu takip edenleri, tarafların pek çok ayrıntıyı aşmış olmaları gerektiği düşüncesine sevk ediyor. Gerçi konuşulacak konular, tarafların talepleri, itirazları, konuya yaklaşımları çok dillendirildi. Bilinmeyen şey yok gibi. Yani Perşembenin gelişi Çarşambadan belli oldu. Sanki son noktayı liderler koysun gibi bir beklenti var. Ama gerçekten öyle mi? Yoksa sonucu olmayan beyhude bir toplantı mı olacak? Bunu anlamak için hemen herkes bugün yapılacak açıklamaları bekliyor.

SON ÇIKIŞ DEĞİL

Bu görüşmeden sorunların tümüyle çözüleceğine dair kamuoyunun çok büyük bir beklentisi yok. Ancak bütün taraflar bunun “köprüden önceki son çıkış” olmadığını da biliyor. Görüşmeye sadece çözüme giden yolda yatıştırıcı etkisi olur mu, diye bakılıyor. Zira çatışma, iplerin kopması hiç kimsenin arzuladığı bir şey değil. Ümit edilen ihtilafların ve çözüm yollarının daha üst düzeyde ve ayrıntılı bir şekilde konuşulacak olması.

İki taraf da Soğuk Savaş dönemi sonrasında geliştirilen sıcak ilişkilerden vaz geçme niyetinde değil. Ama bu yönde endişeler de yok değil. Sanırım bunların farkında olan taraflar daha itidalli davranmaya azami dikkat göstermeye çalışacaklar.