Google Play Store
App Store

Tokat merkeze bağlı Günçalı Köyü’nde altın madeni aramak için verilen ruhsatın iptali için açılan davanın ilk duruşması görüldü. Köylüler "Topraklarımızı ne MAPEG’e, ne de gözünü para hırsı bürümüş şirketlere yok ettirmeyeceğiz" dedi.

Topraklarımızı şirketlere yok ettirmeyeceğiz
Sibel Bahçetepe
Sibel Bahçetepe
sibelbahcetepe@birgun.net

Tokat’ın Günçalı köyünde Alevilerin kutsal saydığı ‘Çal Baba’ tepesinde altın madeni için verilen ruhsatın iptali için açılan dava Tokat İdare Mahkemesi’nde görüldü. Mahkeme kararının daha sonra yazılı olarak tebliğ edileceği belirtildi. Köylüler "Madene karşı mücadelemiz sürecek" dedi.

Tokatlılar, Günçalı ve çevre köylerini etkileyecek altın madeni projesine karşı dün gece İstanbul ve farklı kentlerden otobüslerle yola çıkan halk, sabah saatlerinde Tokat İdare Mahkemesi önünde bir araya geldi. "Altına değil doğaya değer ver", "Su ve vicdan nöbetindeyiz", "Günçalı köyünde altın madenine hayır", "Çal Baba'ya dokunma" yazılı döviz ve pankartları açan bölge halkının eylemine, farklı illerden mahkemeye gelen  yaşam savunucuları da destek verdi.

Günçalı Köyü Dernek Başkanı Nuri Güner yaptığı açıklamada "Mahkemede bölgede bilirkişi keşfi talep ettik, sanırız o yapılacak. Mahkeme kararının daha sonra teblig edileceği belirtildi. Mücadelemiz sürecek" dedi.

HLC adlı şirketin davalı MAPEG tarafından verilen 4. grup maden arama ruhsatının 15 Nisan 2022-15 Nisan 2029 yılları arasında geçerli. olduğunu anımsatan Güner "1.955,21 hektar alanda 7 yıllığına alınmış arama ruhsatıdır. 1 yıllık ön arama döneminin geçen yıl doldu. İkinci aşama olan genel arama dönemi ise 15 Nisan 2025 tarihinde dolacak. Sonrasında detay arama dönemi başlayacaktır. Günçalı köylülerince, arama ruhsatı açıkça hukuka aykırı olması bir yana, belgeleri de eksik olan şirketin sahaya girmesine karşı çıkılmıştır" diye konuştu.

Geçen aylarda ise Çayören Köyü’ndeki meralık alandan ruhsat sahasına girmek için ilgili birimlere başvuru yapan şirketin hukuksuz başvurusunun takipleri sonucu bu kez de Mera Komisyonu tarafından geri çevrildiğini anımsatan Güner, özetle şunları söyledi:

"Anlaşılacağı üzere, ÇED süreci işletilmeksizin verilen yasa dışı ruhsatın aşamalarını da tamamlayamayan şirket, ruhsat iptal edilmesin diye ve yeniden ruhsat alıp masraf etmemek adına, her türlü yolu denemektedir. Bilinmelidir ki; bölge halkı olarak Anayasal haklarımızı sonuna kadar kullanacağız ve madencilik faaliyetlerine asla açılmaması  gereken bir bölgede verilen değerli maden arama ruhsatı iptal edilene kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Ruhsatın iptal edilmemesi durumunda ise, ülkemizin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler gereğince korunan bir alanda yer alan ruhsat sahasındaki kutsal Çalbaba ormanlaımızı, gelecek nesillerin emaneti olan sularımızı, değerli tarım topraklarımızı; yaban vatanın kurdunu, kuşunu, ayısını, endemik bitkilerini, yani gözümüz gibi korumamız gereken biyoçeşitliliği, ne MAPEG’e, ne de gözünü para hırsı bürümüş HLC’ye ya da doğa rantçısı başka şirketlere yok ettirmeyeceğiz."