Ayrıcalıklılar aşı olurken torpili olmayanlar sıranın kendilerine gelip gelmeyeceğini bilmez. Torpilli aşı listeleri dolaşır ortalıkta. Bu sistem ülkeyi çürütür.

Torpil cumhuriyeti

Yasama, yürütme, yargı ve torpil.

Yeni devlet yönetim modelimiz budur.

Kuvvetler ayrılığı tek adam sisteminin avucunda son bulduğu için torpile ‘Sen kim oluyorsun’ diyecek bir güç yoktur.

Zaten tek adam söz konusu olduğunda torpil, yasamayı da yürütmeyi de yargıyı da yönetir.

Yargı kuvveti

Bu yönetim biçiminde torpilli olanlar yargının cezalarından muaftır. AKP’li, MHP’li ya da Saray’a yakın olan için mahkeme salonlarındaki ‘Adalet Mülkün Temelidir’ yazısı bir duvar süslemesinden ibarettir.

Hatta siyasilere, gazetecilere saldıran eli sopalı torpilliler, soruşturmayı yürüten savcıyı tehdit eder, bütün yargı camiası suspus olur.

Cumhurbaşkanı’ndan torpilli başsavcının Anayasa Mahkemesi Üyesi yapılması için 153 yıllık Yargıtay’daki tüm gelenekler ayaklar altına alınır. Ülkenin adalet beklediği Yargıtay üyelerinden 107’si hülleye yani adaletsizliğe oy verir. Diğer adaylar sürgün tehdidiyle adaylıktan çektirilir.

15 Temmuz Darbe Girişimi’ni dilinden düşürmeyenlerin torpilli FETÖ’cüleri de takipsizlik, beraat kararlarıyla aklanır.

Yürütme kuvveti

Bu yönetim biçiminde yürütme adı üstünde yürütmektir. Torpilli 5 müteahhit, tüm dünyada en çok kamu ihalesi alan şirketler olur. Vergi borçları silinir, devlet arazileri altın tepside sunulur.

Et ve Süt Kurumu’ndan vatandaşın ucuza alması için verilen etleri çalan tedarikçiler, market zincirlerinin de arkası sağlamdır. Dava bile açılmaz.

Yolsuzluk torpillilere serbesttir.

Yasama kuvveti

Bu sistemde torpile giden yolda Saray’dan sonra Meclis en önemli duraktır. İktidar milletvekilleri, yedi sülalesini devlet kadrolarına doldurur. Lise diploması sahte olan güreşçi eski milletvekili, dört işlemi bilmese bile kamu bankası yönetim kurulu üyeliğine böyle oturur. ‘Üç de yetmez beş tane’ ballı maaş alanlar sistemin kurdudur.

Bir dönem vekillik yaptıktan sonra rektörlük koltuğu garantidir. Kendisi olamayan akrabasını rektör yaptırır. Vekil seçilmek bile şart değildir, AKP’den aday adayı olmanın yettiğini Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Melih Bulu kanıtlamıştır.

Halk için ise devlet kurumlarında iş bulmanın şartı; AKP ya da MHP üyesi olmak, il başkanlıklarından ‘bizdendir’ yazılı kağıt getirmektir.

Dördüncü kuvvet medya

Bu yönetim biçiminde kuvvetler birliğinin ayrılmaz parçasıdır. Yolsuzlukları, haksızlıkları, zamları, nice skandalları yazmayarak yürütme kuvvetinin gücüne güç katar. Kamu kurumlarından yani halkın parasından reklamlarla beslenir. Cumhurbaşkanı uçağına binenin sırtı yere gelmez, saraylarda ağırlanır.

Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği’nin, 28 saat Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasını haber yapmayanları ödüllendirdiği ‘Al Gülüm Ver Gülüm Medya Oscarları Töreni’ndeki skandal bu sistemde medyanın rolünü çok iyi ortaya koymuştur. Yandaş medya tarafından FETÖ’cü olmakla suçlanan bir iş insanının kulağına torpil sisteminin sırrı fısıldanmıştır:

“Ödül törenine sponsor olup Cumhurbaşkanı ile fotoğraf çektirirsen kimse sana dokunmaz.”

2 milyon TL vererek sponsor olan iş insanı Erdoğan ile fotoğrafı çektirmiştir.

2 milyon TL’yi kimin yürüttüğü ise halen meçhuldür.

Örnekler hiç biter mi?

Kredilerini ödeyemeyen 847 çiftçinin toprağını haczedip satışa çıkartan Ziraat Bankası, Erdoğan övgüleri dilinden düşmeyen Serdar Ortaç’a “Sen Serdar Ortaç’sın seni mahkemeye verir miyiz evlat” der, kredi borcunu 8 ay erteler. Halkın parası çiftçiye değil torpilli şarkıcının kumar borcuna gider.

İktidarı desteklemeyen şarkıcılar ise maliyenin kıskacındadır.

Rektörler, belediye başkanları, genel müdürler, siyasiler çocuklarını, akrabalarını kadrolara doldururken genç işsizlik tırmanır.

Bu sistemde AKP ilçe başkanlığı, KPSS puanından çok daha etkili olduğu için insanlar artık sınava bile girmez. KPSS A grubu sınavına giren sayısı son 5 yılda yüzde 65 azalmıştır.

Milyonlarca genç torpil karşısındaki çaresizlikle iş aramaktan vazgeçer.

Ve torpil öldürür.

Ayrıcalıklılar aşı olurken torpili olmayanlar sıranın kendilerine gelip gelmeyeceğini bilmez. Torpilli aşı listeleri dolaşır ortalıkta.

İspanya’da sırası gelmeden aşı olan Genelkurmay Başkanı istifa ederken Türkiye’de aşı olan siyasiler ayakta alkışlanır

Ve sonunda…

Hak yiyenlerin ahlaksızlığı, hak edenlerin azabı sıradanlaşır.

Utanma duygusu olmayanlar işgal eder tüm makamları. Yetersizliklerini yüzüne vurur hak yedikleri her gün.

Kendilerine tehdit olarak görürler eğitimlileri, yeteneklileri, çalışkanları.

Emek vermek, çalışmak, kendini geliştirmek gereksizdir dürüstlük ise kerizlik.

Devlette liyakat ölür.

Hak yiyenler devleti kemirir.

Bu sistem ülkeyi çürütür.

Türkiye’nin siyasal İslam iktidarında tarihinin en büyük ahlaki çöküşü yaşamasının nedenlerinden biri de budur.