Attila Aşut

yazievi@yahoo.com

UNESCO, 2023 yılını “Âşık Veysel Yılı” ilan etti. Âşık Veysel’in torunlarından Nazender Süzer Gökçe ile gazeteci ve fotoğraf sanatçısı eşi Gürsel Gökçe, bu yılın anısına özel bir albüm / kitap hazırladılar. “Basında ve Ustaların Objektifinden Âşık Veysel” adıyla yayımlanan bu belgesel kitapta, aile albümünden ve ünlü sanatçıların koleksiyonlarından fotoğraflar ve Âşık Veysel hakkında basında çıkmış yazılar yer alıyor.

Torunlarından “Âşık Veysel kitabı”

Türk halk şiirinin ve “âşık” geleneğinin son büyük temsilcisi Âşık Veysel, gelecek yıl tüm dünyada anılacak. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü (UNESCO), ozanımızın ölümünün 50. yılını, “2023 Anma ve Kutlama Yıldönümleri” programına aldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile UNESCO Türkiye Milli Komisyonu’nun bu konudaki girişimleri olumlu sonuç verdi ve “Âşık Veysel Yılı” önerisi, 193 ülkenin oybirliğiyle kabul edildi. Buna göre 2023 yılı boyunca birçok ülkede Âşık Veysel’i anma toplantıları yapılacak; büyük ozanımızın şiirleri ve türküleri yankılanacak.

UNESCO Türkiye Milli Komisyonu Başkanı Prof. Dr. M. Öcal Oğuz, Paris’te toplanan UNESCO Genel Kurulu’nda kabul edilen bu önemli kararı değerlendirirken, “Barışı önceleyen bir ozan olduğu ve şiirlerinde diyaloğa, konuşmaya, haldaş olmaya özendirici ifadeler kullandığı için Âşık Veysel’i uluslararası toplumla buluşturmamız hiç de zor olmadı” dedi.

Türkiye’de de “Âşık Veysel Yılı” dolayısıyla çeşitli toplantılar ve sanat etkinlikleri düzenlenecek. Birçok kültür kurumunun yanı sıra Âşık Veysel Derneği ile Ankara’daki Sivaslı Dernekler Federasyonu’nun 2023 yılında özel dinletiler düzenleyeceği öğrenildi. Kültür Bakanlığı’nın da Âşık Veysel Yılı için kapsamlı bir kutlama programı hazırlaması bekleniyor.

“ÂŞIK VEYSEL KİTABI”

Âşık Veysel’in torunlarından Nazender Süzer Gökçe ile gazeteci ve fotoğraf sanatçısı eşi Gürsel Gökçe de “Uluslararası Âşık Veysel Yılı” anısına Basında ve Ustaların Objektifinden Âşık Veysel adıyla özel bir albüm / kitap hazırladılar. Yıllar süren araştırma ve arşiv taraması sonunda hazırlanan bu belgesel kitapta, aile albümünden ve ünlü sanatçıların koleksiyonlarından alınan fotoğrafların yanı sıra Âşık Veysel hakkında basında çıkmış yazılara da geniş yer verildi. Türkçe ve İngilizce olarak iki dilde yayımlanan kitapların baskı giderlerini Ankara Ticaret Odası ile Ankara Sanayi Odası karşıladı. Her biri 350 sayfa tutan ve kuşe kâğıda basılan yüksek maliyetli bu “evladiyelik” kitapların kapak tasarımını ise Kutberk Kargın yaptı.

“Âşık Veysel Kitabı”, bir süre önce Ankara Ticaret Odası’nda düzenlenen bir etkinlikle basına tanıtıldı. Toplantısı sırasında Ara Güler, Fikret Otyam, Ozan Sağdıç ve Ergun Çağatay’ın Âşık Veysel portreleriyle Anadolu Ajansı arşivinden fotoğraflar da sergilendi.

Bu kitapta usta sanatçıların objektifinden çıkmış çok özel 40 fotoğraf ile 1934-2021 yılları arasında yayımlanmış 250 gazete haberi ve röportaj yer alıyor. Ara Güler, Ozan Sağdıç, Fikret Otyam, Mustafa Türkyılmaz, Ergun Çağatay, İsa Çelik gibi ünlü sanatçıların belgesel fotoğrafları, Âşık Veysel’in yaşam duraklarına tanıklık ediyor.

Kitabın bir başka özelliği daha var: Künyede yer alan karekodlar cep telefonlarına okutularak “Atatürk’e Ağıt”, “Ben Gidersem”, “Kara Toprak”, “Uzun İnce Bir Yoldayım”, “Meşakkatin Adı Murat” ve “Dostlar Beni Hatırlasın” türküleri Âşık Veysel’in kendi sesinden ve sazından dinlenebiliyor.

torunlarindan-asik-veysel-kitabi-1087213-1.

TORUNUNUN GÖZÜYLE

Basında ve Ustaların Objektifinden Âşık Veysel kitabının önsözünü yazan Nazender Süzer Gökçe, sekiz yaşına dek birlikte yaşadığı dedesini şöyle anlatıyor:

“Sevecen, merhametli, tıpkı elleri de yüreği gibi yumuşacık ve sıcacıktı. Sevgili dedem, Kurtuluş Savaşı’nı yaşayarak genç Cumhuriyetin tanığı oldu. Yeni Türkiye’nin kuruluşuna denk gelen bir dönemde kendine has anlatımıyla Cumhuriyetin ozanı idi. (…) Atatürk ve devrimlerine inandı. Birlik, kardeşlik, doğa-toprak sevgisi; eğitimin, okumanın önemi, çağa ayak uydurma ve günlük konular şiirlerinde yer aldı. Hümanizması ve felsefesi ile saygın bir miras bıraktı.”

Nazender Gökçe, bu kitabı dedesinin manevi mirasını genç kuşaklara aktarmak için hazırladıklarını söylüyor ve bundan sonra yapmak istediklerini de şöyle açıklıyor:

“Uzun soluklu bir çalışma sonucunda hazırladığımız bu albümle, görsel ve yazınsal bir hafıza oluşturduk. Kitabın İngilizce baskısıyla Âşık Veysel’i dünyaya tanıtmak istiyoruz. Eserin Türkçe baskısını ATO, İngilizce baskısının ise ASO gerçekleştirdi. Almanya'da yaşayan ve Türkçe bilmeyen gençler için de Almanca baskısını hazırlamaya çalışıyoruz. Ayrıca görme engelliler için Braille alfabesiyle 4 ciltten oluşacak 500 sayfalık bir edisyonun hazırlığı içindeyiz. Bu arada eserimizi sesli kitaba dönüştürüp görme engelliler kütüphanelerine ulaştırmak istiyoruz.”

DOĞRU SANILAN YANLIŞLAR

Kitabın editörlerinden Gürsel Gökçe ise genç kuşakların Âşık Veysel’i yeterince tanımamasından ve basının bu konudaki ilgisizliğinden yakınıyor. “Âşık Veysel Kitabının geniş bir zaman dilimine yayılan hazırlık çalışmalarını da şöyle anlatıyor:

“1934 yılından 2021 yılına kadar 500 gazete haberini, gazetecilerin arşivlerinin tozlu raflarından çekerek aldık ve yazıya akıtarak bir araya getirdik. Önümüze devasa bir arşiv çıktı. Bunlar içerisinden yaptığımız bire seçki ile bu eseri ortaya çıkarttık. Âşık Veysel’i gazetecilerin ve yazarların kaleminden okumak, dönemin zorluklarını algılamak adına çok çok önemli. Örneğin Cumhuriyetin onuncu yılı için yazdığı şiiri Atatürk’e okumak için köyünden kalkıp üç ayda yürüyerek Ankara’ya gelmesi. O çok doğru bilinen bir yanlışı, Ankara’da Ulus’a alınmamasını ve gerekçesini kendi anlatımıyla objektif bir şekilde öğreneceksiniz.”

Âşık Veysel, yıllardır “şehir efsanesi” olarak ortalıkta dolaşan ve özellikle Atatürk ve Cumhuriyet karşıtlarının dillerinden düşürmediği “Ulus’a sokulmama” söylentisinin gerçek öyküsünü, gazeteci ve ozan Nedret Gürcan’a 1956 yılında Dinar’da verdiği röportajda tüm ayrıntılarıyla anlatmıştı. Olaya ışık tutan bu önemli röportajın bant çözümü de özgün biçimiyle tarihsel bir belge olarak Basında ve Ustaların Objektifinden Âşık Veysel kitabında yer alıyor. Yaşar Kemal, Sabahattin Eyuboğlu, Bedri Rahmi Eyuboğlu, Ruhi Su, Fikret Otyam, Ahmet Kutsi Tecer, Ümit Yaşar Oğuzcan, Tahir Kutsi Makal, Ümit Kaftancıoğlu, Erdoğan Alkan ve Mustafa Ekmekçi’nin Âşık Veysel anlatımları da Gökçe çiftinin kitabında önemli bir yer tutuyor.

YAŞAMÖYKÜSÜ

Âşık Veysel (Şatıroğlu), 25 Ekim 1894 tarihinde Sivas’ın Şarkışla ilçesinin Sivrialan köyünde doğdu. Anası Gülizar, onu koyun sağmaktan gelirken yol üzerinde dünyaya getirmişti. Yedi yaşında çiçek hastalığı yüzünden gözlerini yitirince dünyayı artık “gönül gözüyle” görmeye başladı. Saz öğrendi, âşıkların şiirlerini, deyişlerini belledi. Plağa okuduğu ilk türkü, Emlek yöresi ozanlarından Âşık İzzetî’ye aitti. Daha sonra kendi şiirlerini yazıp söylemeye başladı. Yıllar içinde Cumhuriyet aydınlarıyla, halkevleri ve köy enstitüleriyle tanıştı ve şiirini geliştirdi. Anadolu’nun çeşitli bölgelerindeki köy enstitülerinde saz öğretmenliği yaptı. Doğa, insan ve yurt sevgisi üstüne unutulmaz şiirlere imza attı. Yaşamı boyunca 178 şiir yazdı. Bunların 80 kadarı bestelendi. Şiirleri Azerbaycan Türkçesinin yanı sıra İngilizceye ve Fransızcaya da çevrildi. Başta Fikret Kızılok, Selda Bağcan, Esin Afşar, Hümeyra olmak üzere çok sayıda müzisyen, onun türkülerini yeniden düzenleyip yorumladı. Dünya çapındaki sanatçımız Fazıl Say, Veysel’in “Kara Toprak” şiirini bestelerden, ABD'li elektro gitar sanatçısı Joe Satriani de “Âşık Veysel” adıyla enstrümantal bir besteye imza attı.

Çevreye ve toprağa derin bağlılığı ile tanınan Veysel, 21 Mart 1973 tarihinde 79 yaşında aramızdan ayrıldı. Doğup büyüdüğü Sivrialan köyünde toprağa verildi. Doğdu ev, Kültür Bakanlığı’nca 1982 yılında Âşık Veysel Müzesi olarak düzenlenerek ziyarete açıldı.