En son şampiyonluğunu 1961’de yaşadı Tottenham Hotspur, hayatın siyah beyaz olduğu, Beatles grubunun adını henüz duyurmaya başladığı zamanlarda. O sene dünyaya gelenler şimdilerde 60’a merdiven dayamış durumda. 1956-67 arasında Ada futbolunun dört devinden biriymiş, 1959-62 arasında evinde en fazla taraftar ortalaması yakalayan takım olarak tarihe geçmişler. Sonrası beklemek ve ummakla geçmiş sevdalıları adına, Premier Lig’in kurulduğu 1992’den günümüze 20 teknik direktörle çalıştılar ama şampiyonluk hep bir sonraki bahara kaldı. 1984’te Anderlecht’i yenerek UEFA Kupasını kaldırdılar, bir sezonda Federasyon Kupası’nı, iki sezonda da Lig Kupası’nı kazandılar ama şampiyonluk hep uzak bir hayal olarak kaldı, beklemekle geçti zamanlar.

Sonra…

2014 yazında Arjantinli hocayla değişiyordu takımın makus kaderi. Southampton’ı kulüp tarihinin en iyi derecesine taşıdıktan sonra Kuzey Londra’nın yolunu tutuyor ve ilk sezonunda Tottenham ligi 5. sırada bitiriyordu. Sonrası hep daha iyi giderken Tottenham arka arkaya dört sezonda elitlerin ligine girmeye hak kazanacaktı. Haliyle taliplileri arttı sevilen hocanın, Avrupa futbolunun devleri sıraya girecek, Real Madrid, Manchester United kötü giden zamanları durdurma adına onu listenin ilk sırasına koyacaktı. Ama takımda kalmayı tercih etti Pochettino, 2018 Dünya Kupasında yarı final oynayan İngiltere Milli Takımının kadrosunda yer alan futbolculardan yedisinin Tottenham’da forma giyiyor olması onun başarısının özeti. 2018-19 sezonunu takımı 4. sırada bitirecek, tarihinde ilk kez Şampiyonlar Ligi finalinde boy gösterecekti. Son 10 senede ligi 6. sıranın altında bitirmedikleri, aynı sürede Liverpool’un 3 sezonda ilk 6’nın dışında kalması kayda değer. Üstelik o başarıyı yakalarken, 2017-18 sezonunda Deloitte’nin yayınladığı ‘Para Ligi’nde dünya futbol tarihinin en fazla kâr yapan takımı (380,7 milyon sterlin) olarak ilk sırayı alacaktı. Kulübün futbolcularına ödediği senelik 148 milyon sterlin Premier Lig’in 6. sırasında, ezeli rakip Arsenal’in topçularına ödediği 240 milyon sterlinin hayli altında.

Yeni sezonun ilk maçında Tottenham kendi evinde elitlerin arasına dönen Aston Villa karşısında. Karşılaştıkları son 17 maçta rakibini sadece bir kez yenebilmiş Villa, son 10 maçın 9’unu Tottenham kazanmış, o maçlarda kaydettikleri toplam gol sayısı 24. Transfer döneminde 145 milyon sterlin harcayan Manchester United’dan sonra en cömert takım Villa, (131 milyon sterlin) ama para her zaman başarıyı getirmiyor, malum geçen sezon transferlere 100 milyonun üzerinde harcayan Fulham sezon sonunda küme düşen üç takımdan biriydi.

Beklendiği gibi Tottenham baskılı başlıyor maça, Villa kontradan golü bulan taraf oluyor, Tottenham savunmasının dengesiz yakalandığı pozisyonda Mings’in uzun pasında savunma arkasına sarkan McGinn köşeyi bulan vuruşuyla takımını öne geçiriyor. 21’de ikinci gole yaklaşıyorlar, Tottenham savunmasında derinliğin kaybolduğu pozisyonda Trezeguet kaleyi bulamıyor. Maça yedek kulübesinde başlayan Eriksen’in yokluğunda pozisyon üretmekte zorlanıyor ev sahibi, futbol stili çok benzeyen Sissoko ve Ndombele yaratıcılıktan uzak görünürken, Kane kalabalık savunma arasında kayboluyor. Tottenham topa yüzde 70 oranında sahip olduğu ama rakip kaleyi sadece bir kez bulduğu devreyi geride kapatıyor.

İkinci devreye daha istekli başlıyor Tottenham, dalga dalga gelen hücumlarını izliyor stadı dolduran 60.407 futbolsever. 52’de Sissoko net pozisyondan yararlanamıyor. 64’te Winks’in yerine Eriksen sahada. Onun oyuna girişiyle pas trafiğini artıyorlar, 73’te beraberlik golü geliyor. Villa savunmasının uzaklaştıramadığı topu ceza sahası dışından köşeye gönderen Ndombele. 77’de Eriksen’in kullandığı duran topu müthiş çıkartıyor Villa kalecisi Heaton. Son bölümde oyunu rakip ceza sahasına yıkıyor Tottenham ve 86’da Kane’in golüyle öne geçiyor. Maçın bitimine yakın, fırsatcığıyla bir gol daha buluyor 10 numara ve Tottenham ilk yarıda tutuk, ikinci yarıda Eriksen’in girişiyle etkili olduğu maçı 3-1 kazanıyor.

“Bütün iyi kitapların sonunda, bütün gündüzlerin, bütün gecelerin sonunda, meltemi senden esen, soluğu sende olan, yeni bir başlangıç vardır” der Edip Cansever dizelerinde. Kim bilir, onca senedir beklediği şampiyonluk kupasını belki de bu sezon yeni stadında kaldırmak nasip olur Pochettino’nun takımına.