Tozkoparan’da yurttaşlar zor durumda: Biz bu devletin insanı değil miyiz?
Tozkoparan’da evlerini boşaltmaları için su ve elektrikleri kesilen yurttaşlar zor durumda. Hastalar solunum cihazlarını bile kullanamıyor. Üç gündür nefes alamadığını söyleyen Zuhal Topal soruyor: Biz insan değil miyiz?
Meral DANYILDIZ
İstanbul’un Güngören ilçesine bağlı Tozkoparan ve Küba mahallerinde ‘rantsal dönüşüm’ mağduriyeti devam ediyor. Bölgedeki hasta yurttaşlar elektrikleri kesildiği için solunum cihazlarını dahi kullanamıyor. Bazı hastalar, ambulansla hastaneye kaldırıldı.
Tozkoparan ve Küba mahallelerinde evlerini boşaltmaları için yurttaşların su, elektrik ve doğalgazları kesildi. Günlerdir mum ışığında oturan mahalleli, gidecek yerlerinin olmadığını söylüyor. Hasta yurttaşlar ise hayati önem taşıyan sağlık cihazlarını kullanamıyor. Mahallelinin tek istediği, ‘rantsal değil kentsel dönüşüm.’ Bunun için de adil ve tüm tarafların fikrini alan bir sözleşme.
SOLUNUM CİHAZIM YOK
BirGün’e konuşan KOAH hastası Zuhal Topal, üç gündür nefes almakta güçlük çektiğini anlatıyor. Cihazı olmadan nefes alamadığını vurgulayan Topal, şöyle diyor:
“Hijyen diyorlar, pislikten evin içine girilmiyor. Çünkü su yok. Pandemiden kurtuldum ama pislikten öleceğim. Bu insanlık mı? Bu yapılır mı? Ben şimdi eczaneye gideceğim, cihazımı alıp orda fişe takıp hava alacağım, eve geleceğim. Ama bu sıcakta nasıl gideceğimi düşünüyorum. Yokuş, merdiven çıkamıyorum, nefesim kesiliyor. Bir sürü hap kullanıyorum. Ama en büyük ihtiyacım, solunum cihazım.” Cihazı olmadığı için ilaçlarla idare etmeye çalıştığını aktaran Topal, “Biz bu dünyada yaşamıyor muyuz? Biz bu devletin insanı değil miyiz?” diye isyan ediyor.
Fotoğraf: Zuhal Topal
İÇME SUYUYLA ÇAMAŞIR
Suların kesik olması nedeniyle bakkaldan su taşıdıklarını anlatan Topal, “Bakkaldan dört bidon su getirdi eşim, şimdi onu alıp çamaşırları yıkayacağım. Şu halimize bakın. İki üç gündür mum yakarak oturuyoruz. Gidiyorum direklerin altına, geceleri ışıkta oturmaya çalışıyorum. Dolabın içindeki her şey rezil oldu. Hepsini şimdi çöpe atacağım. Şimdi de çevreden borç harç arıyorum” diye konuşuyor.
80 yaşındaki Aysel Karan da felçli. 35 yıldır bu bölgede oturan Karan, ağlamaktan konuşamıyor. “Biz ne ettik onlara?” diye soran Karan’ın oğlu Soner Karan ise şunları söylüyor: “Benim annem elektriksiz, susuz yaşayamayacak bir kadın. Sürekli bakıma ihtiyacı var. Ben şu an pandemiden ötürü işsizim. Ancak günlük iş çıkarsa gidiyorum. Şu an sudan çıkmış balık gibiyiz. Ne karşımızda muhatap var ne de gidebileceğimiz bir kapı. Sosyal devlet fakirler için olmalı. Ama zenginler için var.”
610 LİRAYLA GEÇİM DERDİ
52 yaşındaki kanser ve KOAH hastası Bülent Sönmez de aldığı 610 lira maaşla çocuğunu, eşini ve kendisini geçindirmeye çalıştığını söylüyor: “Akciğerimin yarısını aldılar. Bana burada filtre zekat veriyorlar. İki kat merdiven bile çıkamıyorum. Şu halime bakın. 30 senedir burada kiracıyım. Darmadağın oldum. Eşim hasta, kızım hasta. Ne yapacağımızı şaşırdık. Kızımın ameliyata ihtiyacı var. 60-70 milyar ona ödememiz lazım; ama o da yok. Kızımı meslek lisesine yazdırdım, sağdan soldan gelen yardımlarla okulu bitirmeye çalışıyor.”
ÇORBA VE YİYECEK DESTEĞİ
Yaklaşık üç gecedir karanlıkta oturan Tozkoparan halkına birçok siyasi parti ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi’den (İBB) de destek geliyor. Tozkoparan’da bulunan Barış Parkı’nda nöbet tutan yurttaşlara İBB gıda otobüsü gönderdi. Öte yandan SOL Parti ve CHP’li Turan Aydoğan mahallelilere destek ziyarette bulundu. İYİ Parti de çorba dağıtımı yaptı.