Trabzon’da rastalı olmak

> SEÇİL TÜRKKAN secilturkkan@gmail.com

Karadeniz Teknik Üniversitesi’nde (KATÜ) Balıkçılık Teknolojisi Mühendisliği okuyan ve 5 yıldır Trabzon’da yaşayan Dilay Sezer İstanbul’dan taşınanlardan biri. Şimdi Sürmene’de yaşıyor.
Eğer toplumun ‘kutsal bilgi kaynağı’ Ekşi Sözlük’te rasta hakkında yazılmış olan ilk bilgiye bakarsak tarihler 2000 yılını gösteriyor. Burada Hippilikle bir tutulan rastanın kökeni ise Rastafarianizme kadar gidiyor. Yani Etiyopya’nın son imparatoru olan Haile da Selassie’i tanrının dünyadaki yansıması olarak gören dinin ve bu dine bağlı olarak ortaya çıkan inanış ve düşünce biçiminin ismine.

Hippilik: Günah Yuvası
Hippiliğin Türkiye’deki bir yansımasını ise 1969 yılının Günaydın Gazetesi şöyle anlatıyor: Esrarkeş Türk Hippisi Beykozlu Hülya onların arasına bir girenin bir daha çıkamayacağını söyledi. Oysa ki röportajdaki Hülya, “Bir gün hepiniz bizim gibi günü gününe, saati saatine yaşamayı öğreneceksiniz” diyor. Dilay’a göre Hippiliğin ‘günah yuvası’ olmakla eşdeğer tutulduğu bir zamandan bugüne kadar konuşarak anlaşmak konusunda yol katetmişiz gibi gözüküyor.

Kalabalıklar içinde yalnız
Dilay öncelikle ‘kalabalıklar içinde yalnız’ bir öğrenci “Okulumda benim dışımda hiç rastalı insan yok ve Trabzon’da da şu ana kadar rastalı birisiyle de karşılaşmadım” diyor.
Bu durum tanışmadığı insanlarla konuşmasına vesile olmuş. Hakkındaki genel inanış ‘bitli’ olduğu yönünde olsa da dış görünüşten karakter analizi yapmaya meyilli insanların fikirleri değişmeye başlamış “Konuştuğumuzda aslında onlardan farklı olmadığımı anlıyorlar. Dolayısıyla bir kırılma yaşanıyor” cümlesi de bunu ortaya koyuyor. Rasta herhangi bir yerde dikkat çekiyor. Bu durum Trabzon’da daha çok açığa çıkıyor, neredeyse istisnasız karşılaştığı her kişi Dilay’ı önce bir süzüyor.

‘Saçın doğuştan mı böyle?’
Bakışlardan sonra karşılaştığı ilk soru “Saçın peruk mu?” oluyor, “Hayır” cevabını alanlar ise “Doğuştan mı, sonradan mı?” diye ekliyor. Dilay’ın çoğu kez tekrarladığı “İnsanlar benimle konuştuktan sonra daha ılımlı ve sevecen yaklaşıyorlar” cümlesi aslında kendisine çok da olumlu olmayan bir tavırla yaklaşıldığını anlamamıza sebep. Kendisi de bunu kabul ediyor. “Diyalog şart!” diyor.

‘Cesaret saç kazıtmaktır’
Bir gün olur da rasta yaptırıp sonra kurtulmak isterseniz çözümü saçlarınızı kazıtmakta bulacaksınız. Bunu duyan Trabzonlular ise durumu ‘cesaret’ olarak niteleyip Dilay’ı her seferinde cesaretinden ötürü tebrik ediyor.

Yeni bir kapı mı?
Dilay okulu bittikten sonra tekrar taşınacak ama hem il hem de ilçe için bir kapı açtığını düşünüyor, “Şu anda yaşadığım yer çok küçük bir ilçe ve tabii ki benden sonra ‘böyle’ insanlara daha ılımlı bakacaklarına eminim.” Ve son bir kez tekrarlıyor: Ama burada benim yüzümdeki gülücüklerin etkisi olduğunu unutmamak lazım.
Trabzon’da rastalı olmak önce diyalog kurmayı, sonra biraz tanışmayı, Trabzonlulara göre ise bir de cesaretli olmayı gerektiriyor.