TARIK ŞENGÜL htseng@metu.edu.tr

Son seçimde CHP Ankara 1. Bölge milletvekili adayıydım. İl Başkanlığı tarafından düzenlenen strateji toplantısında önümüze “İkna Hitabet Propaganda” başlıklı bir broşür konuldu. Broşürde ismi de bulunan bir uzman, biz milletvekili adaylarına propaganda sürecinde halka nasıl yaklaşmamız gerektiği konusunda önerilerde bulunuyordu. Lakin, maddeler halinde sunulan bu önerilerin bir kısmı yenilir yutulur cinsten değildi! O metinde maddeler halinde yapılan önerilerin sıkıntılı bulduğum bazı bölümlerini madde başlıklarını koruyarak aşağıda paylaşıyorum;

8. Verilecek bilgiler kamuoyunu şaşırtmalı, sarsmayı içermelidir. Farklı olmayan mesajlar dikkat çekmez. Bunun için abartı kullanılmalıdır.

9. Verilecek bilgiler ilkokul 5. sınıf öğrencisinin anlayacağı düzeyde basit ve anlaşılır olmalıdır.

29. İkna, eğitim düzeyi düştükçe kolaylaşır, yükseldikçe zorlaşır. Sizin ikna edeceğinizi düşünen kişi içinse ikna her koşulda zordur. O nedenle, ikna ettiğinizi hissettirmeden, muhatabınızın kendi rızasıyla bir fikri kabul ettiğini sağlayın.

35. İknada en temel strateji, hedef kitlenizin hayallerini onlara ifade edebilmek, onlarla aynı hayalleri kurabilmektir... AK Parti’nin en büyük başarısı bu hayallere ortak olmaktır. Türk-İslam coğrafyasının hayallerini bilmektedir. (Kudüs’te namaz kılma, Şanlı Osmanlı’yı tekrar diriltme, Avrupa’ya diz çöktürme, Kızıl Elma, Din-i İslam’ın sancaktarlığını yapma vb)

36. Programa katılacak rakiplerinizden otorite konumunda olanlar çıkabilir. Onlarla karşı karşıya gelmemeye özen gösteriniz. Çünkü, en nihayetinde o haklı bulunacaktır (Burhan Kuzu’lu tartışmalar).

39. Toplum hafızası 27 gün olarak değerlendiriliyor. O nedenle, geçmişteki bir konudan bahsedecekseniz, olaylarla ilgili detaylı açıklama yapınız.

40. Gerçekleştireceğiniz ziyaretlerde yanınızda 5 ila 10 kişi bulunsun. Toplum güç gösterisini, şatafatı sevmektedir.

44. CHP tarihimize sahip çıkmalı ve sadece 1923’ten başlatmamalıdır. Orhun Abidelerinden, ilk kaynaklardan başlamalı ve tüm değerler kabul edilmelidir. Neticede Büyük Atatürk de bir Osmanlı subayıdır. Özellikle Abdülhamid konusunda da ezber bozmalıdır. Abdülhamid’in doğru yaptığı şeyler de hesaba katılmak zorundadır.

45. İnsanlar bir konuda karar verirken şemalardan yararlanır. Şemalar; kalıp yargılar, alışkanlıklar, benzerlikler be gibi basitleştirmeyi içerir... Şeması çok olan kişilerin hem zeka hem de eğitim açısından daha düşük olduğu bir vakıadır. Toplum geneli şemalarla hareket etmektedir. Peki CHP şeması nedir? Türbana yasak koyan, ezanı Türkçeleştiren, Menderes’i astıran vb gibi birçok unsur, AK Parti tarafından seçmenin zihninde şemalaştırılmıştır...

50. Bulunduğunuz yörede kendinize bir lakap taktırın. (Örneğin Topuklu Efe) halk tarafından kredibiliteniz artacaktır.

56. Toplumda şehitlik ve bedel ödemek ve genetik faktörler, sosyolojik kalıtım açısından dikkatle incelenmelidir. Yani savaş, şehadet gibi unsurlar bu toplumda son derece normaldir. O nedenle, mayınlı alanlardan birisi de burasıdır. Ezcümle, toplum sizin üzüldüğünüz kadar üzülmemektedir.

Genel Merkez tarafından gönderildiğini öğrendiğimde toplantıda bulunan Genel Başkan Yardımcısı’yla, bu haliyle broşürün sıkıntı yaratacağını ve dağıtılmaması gerektiği yönündeki düşüncemi yüksek sesle paylaştım. Sonrasında, broşür ne kadar dağıtıldı bilmiyorum ama muhteşem önerilerin bir bölümü bir kaç gün sonra yandaş basının diline düşmekten kurtulamadı.

Sonrasında, bu konu üzerinde durmadım. Lakin, şimdi konuyu buradan paylaşma ihtiyacı duydum. Çünkü, Marks’ın ilki trajedi, ikincisi komedi lafını hatırlatırcasına bu konu tekrar gündemimize girdi. Medyada çıkan haberlerden öğrendik ki, broşürü hazırlayan uzman, bir başka uzmanla birlikte geçtiğimiz günlerde Abant’ta yapılan toplantıda CHP milletvekillerine yerel seçimde halka nasıl hitap edilmesi gerektiğine yönelik bir sunum yapmış. Aşağı yukarı aynı temaların gündeme geldiği anlaşılıyor.

Trajediyi parti yöneticileriyle paylaştım, ikinci kez tekrarlanıp, komediye dönüşünce kamusal ortamdan duyurma ihtiyacı hissettim. Aynı toplantıda “Entelektüel, akademik ve elitist bariyerleri aşıp sağ partilere oy veren büyük kesimin diliyle konuşmak” önemli bir stratejik tercih olarak öne çıkarılmış. Kuşkusuz söz edilen kesimlere ulaşmak gerekiyor ama insan sormak ihtiyacı hissediyor, o dil bu mudur diye? Yukarıda paylaştığım broşürün birçok satırında o halk aşağılanıyor da!