Trans bireyler: Medya nefret cinayetlerini teşvik ediyor
ZEYNEP KURAY
31 Temmuz Pazar akşamı 23 yaşındaki trans birey Didem Soral, internet aracıyla tanıştığı ve evine müşteri olarak davet ettiği 26 yaşındaki Ömer Faruk Kılınç tarafından boğazı kesilerek katledildi.Didem’in vahşice öldürülmesine ev arkadaşı Sıla Özay tanık oldu.Basında yer alan haberlere sitem eden Özay, katilin adeta aklandığını vurguladı.
Dün Fatih Savcılığı’na ifade veren iki tanıktan biri olan Özay, o gece yaşanan dehşet dakikalarını anlattı: “Eve geldikten hemen sonra odanın kapısının kapanmasından iki dakika geçmedi ki, Didem’in imdat çığlıkları gelmeye başladı. O anda hemen odadan fırladım. Didem’in kapısını açmaya çalıştım ancak, kapısının dış kolu olmadığından bir türlü açamadım. O anda tek çarem binadan yardım istemekti. Bütün komşuları ayağa kaldırdım.” Yaşadığı şokun etkisiyle kendini dışarı atıp yardım istediğini belirten Özay, komşuların yardım etmediğini ancak aynı sokakta oturan trans bireylerin yardıma koştuğunu ifade ediyor. Polis aracını şans eseri geldiğini gören Özay, “Polis ambulans çağırdı. Ambulans tam 20 dakika sonra geldi.Uzman doktor olmadığı içinde 15 dakika daha zaman kaybedildi. Katil oturduğumuz Bodrum katının bahçesinden kaçmaya çalışırken yakalandı” dedi.
MEDYADAN AKLAMA GİRŞİMİ
Didem medya da çıkan ‘aklama’ haberleriyle bir kere daha şok olduğunu şöyle ifade ediyor: “Başta Radikal gazetesi olmak üzere tüm medya da yer alan haberlerde 2009 yılından beri adam asker kaçağı olmasına rağmen katil için ‘vatani görevini yapıyordu’ gibi aklayıcı cümleler kullanıldığını görünce ikinci kez dehşete düştüm. Gazeteciler cinayeti sorgulayacağına, resmen katil hakkında sempatik bir profil çizerek bu tür nefret cinayetleri teşvik ediyor. Bir de katil sanki Didem’in travesti olduğunu bilmiyormuş gibi, ‘kadın biliyordum travesti çıktı’ demesi de ceza indiriminden yararlanmaya çalıştığını gösteriyor. Biz facebook’tan müşteriler için yaptığımız reklamlarda zaten travesti olduğumuzu belirtiyoruz. Ne devlet bize ne de toplum sahip çıkıyor. Hele AKP Hükümeti’nin iktidara gelmesiyle artık sokağa ekmek almaya çıktığımızda bile en basitinden trafik cezasına maruz kalıyoruz. Her gün nefret cinayetlerine kurban gidiyoruz. Basın da bu koroya katılırsa artık kime sesimizi duyuracağız. Ben sürekli ‘sıra bana ne zaman gelecek?’ diye korku içinde yaşıyorum.”
‘Trans bireyler ötekileştiriliyor’
Öldürülen trans birey Didem Soral için evinin önünde bir anma düzenlendi. Anmaya, İstanbul LGBTT, Lambdaistanbul Dayanışma Derneği, Kaos GL, Pembe Hayat Dayanışma Derneği katıldı. Yapılan basın açıklamasında, trans bireylerin cinayetlerinin gazeteler tarafından ele alınış biçimi eleştirildi. Açıklama, gazetelerin Didem'in nüfus kağıdında geçen erkek ismine yer verirken erkek zanlının isminin saklanmasını "katillerle empati kurmak, kurbanı dinlememek" olarak değerlendirdi. Gabile Haber yazarı, aktivist-yazar Michelle Demishevic, yaptığı açıklamada, "katilleri koruyan yasalar trans bireyleri ötekileştiriyor. Bu ötekileştirilme gazeteler tarafından sürdürülüyor" dedi. Demishevic sözlerine şu şekilde devam etti: "Hepimiz aynı gemideyiz, nefret cinayetlerinin olduğu bir toplumda kimse güvende değildir. Kadın cinayetlerine gösterilen hassasiyet trans cinayetlerine de gösterilmeli."
31 Temmuz Pazar akşamı 23 yaşındaki trans birey Didem Soral, internet aracıyla tanıştığı ve evine müşteri olarak davet ettiği 26 yaşındaki Ömer Faruk Kılınç tarafından boğazı kesilerek katledildi.Didem’in vahşice öldürülmesine ev arkadaşı Sıla Özay tanık oldu.Basında yer alan haberlere sitem eden Özay, katilin adeta aklandığını vurguladı.
Dün Fatih Savcılığı’na ifade veren iki tanıktan biri olan Özay, o gece yaşanan dehşet dakikalarını anlattı: “Eve geldikten hemen sonra odanın kapısının kapanmasından iki dakika geçmedi ki, Didem’in imdat çığlıkları gelmeye başladı. O anda hemen odadan fırladım. Didem’in kapısını açmaya çalıştım ancak, kapısının dış kolu olmadığından bir türlü açamadım. O anda tek çarem binadan yardım istemekti. Bütün komşuları ayağa kaldırdım.” Yaşadığı şokun etkisiyle kendini dışarı atıp yardım istediğini belirten Özay, komşuların yardım etmediğini ancak aynı sokakta oturan trans bireylerin yardıma koştuğunu ifade ediyor. Polis aracını şans eseri geldiğini gören Özay, “Polis ambulans çağırdı. Ambulans tam 20 dakika sonra geldi.Uzman doktor olmadığı içinde 15 dakika daha zaman kaybedildi. Katil oturduğumuz Bodrum katının bahçesinden kaçmaya çalışırken yakalandı” dedi.
MEDYADAN AKLAMA GİRŞİMİ
Didem medya da çıkan ‘aklama’ haberleriyle bir kere daha şok olduğunu şöyle ifade ediyor: “Başta Radikal gazetesi olmak üzere tüm medya da yer alan haberlerde 2009 yılından beri adam asker kaçağı olmasına rağmen katil için ‘vatani görevini yapıyordu’ gibi aklayıcı cümleler kullanıldığını görünce ikinci kez dehşete düştüm. Gazeteciler cinayeti sorgulayacağına, resmen katil hakkında sempatik bir profil çizerek bu tür nefret cinayetleri teşvik ediyor. Bir de katil sanki Didem’in travesti olduğunu bilmiyormuş gibi, ‘kadın biliyordum travesti çıktı’ demesi de ceza indiriminden yararlanmaya çalıştığını gösteriyor. Biz facebook’tan müşteriler için yaptığımız reklamlarda zaten travesti olduğumuzu belirtiyoruz. Ne devlet bize ne de toplum sahip çıkıyor. Hele AKP Hükümeti’nin iktidara gelmesiyle artık sokağa ekmek almaya çıktığımızda bile en basitinden trafik cezasına maruz kalıyoruz. Her gün nefret cinayetlerine kurban gidiyoruz. Basın da bu koroya katılırsa artık kime sesimizi duyuracağız. Ben sürekli ‘sıra bana ne zaman gelecek?’ diye korku içinde yaşıyorum.”
‘Trans bireyler ötekileştiriliyor’
Öldürülen trans birey Didem Soral için evinin önünde bir anma düzenlendi. Anmaya, İstanbul LGBTT, Lambdaistanbul Dayanışma Derneği, Kaos GL, Pembe Hayat Dayanışma Derneği katıldı. Yapılan basın açıklamasında, trans bireylerin cinayetlerinin gazeteler tarafından ele alınış biçimi eleştirildi. Açıklama, gazetelerin Didem'in nüfus kağıdında geçen erkek ismine yer verirken erkek zanlının isminin saklanmasını "katillerle empati kurmak, kurbanı dinlememek" olarak değerlendirdi. Gabile Haber yazarı, aktivist-yazar Michelle Demishevic, yaptığı açıklamada, "katilleri koruyan yasalar trans bireyleri ötekileştiriyor. Bu ötekileştirilme gazeteler tarafından sürdürülüyor" dedi. Demishevic sözlerine şu şekilde devam etti: "Hepimiz aynı gemideyiz, nefret cinayetlerinin olduğu bir toplumda kimse güvende değildir. Kadın cinayetlerine gösterilen hassasiyet trans cinayetlerine de gösterilmeli."