Emekli amirallerin bildirisine AKP-MHP blokunun gösterdiği tepkiden hamaset örtüsü kaldırılınca sadece saf bir Amerikancılık kaldı. İktidarın Montrö Anlaşması’na yönelik tutumu aynı zamanda Karadeniz ve Doğru Avrupa konusunda Biden’e çakılan bir selam oldu.

Transatlantik için bilet istiyor

YAŞAR AYDIN

Türkiye dün, geceden başlayan bir tartışmayla uyandı. Emekli 104 amiral gece yarısı ortak bir bildiri yayımlayarak iktidarı Montrö Anlaşması konusunda uyardı. Sonrası bildiğiniz gibi. AKP temsilcileri peşi sıra açıklamalarda yaparak “darbe iması” karşısında saf tuttu. Bahçeli el yükseltti rütbe sökmeye kadar götürdü. Ardından bildiriyle ilgili soruşturma açıldı. Bu haftanın temel konularından biri böylece netleşmiş oldu.

Kuşkusuz birkaç farklı boyuttan tartışılmayı hak eden bir bildiri oldu. Ama bir dizi soruyu da beraberinde getirdi.

Amiraller ne amaçladı: Bildiri biraz gecikmeli geldi. Büyükelçiler bile daha erken davrandı. Aslında 7 Haziran seçim sonrasında temelleri atılan, 15 Temmuz’da güçlenen iktidar-ulusalcı asker (Avrasyacı) yakınlaşmasında bir süredir sorunlar olduğu biliniyordu. Görevdeki bir komutanın tarikat merkezinde çıkan fotoğrafı ve ABD seçimleri sonrasında AKP siyasetinde değişim sinyalleri amiraller için bildiriyi zorunlu hale getirmiş olabilir. Emekli denizciler Montrö tartışmasını bu değişimin kararı olarak algılayıp uyarı butonuna basmayı uygun gördüler.

İktidar neye kızdı: Amirallerin bildirisine iktidar gösterdiği tepkiyi darbe hassasiyeti olarak değerlendirmek çok safdillik olur. Buradaki reaksiyon Montrö meselesinin tartışma başlığı olarak tutulması. Meclis Başkanı Şentop’un Montrö değerlendirmesi iktidar için zamanlama dışında problemli tarafı olduğunu düşünmüyorum. Daha birkaç ay önce Kanal İstanbul tartışmaları sırasında benzer bir cümleyi Erdoğan da kurmuştu. AKP iktidarının Montrö Boğazlar Sözleşmesi ile ilgili bir sorunu olduğu çok açık.

Perinçek ve Bahçeli nerede duruyor: Tartışmalarda iki ismin nerede durduğunu bakmakta fayda var. Bahçeli AKP’den daha net bir tavır koydu. Her ne pahasına olursa olsun koalisyonu devam ettirme taraftarı. Perinçekgiller biraz daha mahcup bir iktidar desteği gösterdi. Yayımladığı bildiride ABD’nin Karadeniz’le ilgili hedefleri sıralaması iktidara verilmiş küçük çaplı bir mesaj olarak da yorumlanabilir. Bu durum ABD seçimleri sonrası iktidar blokunda iyice belirginleşen Avrasya geriliminin devam edeceğini gösteriyor.

İKTİDAR BURADAN YÜRÜYECEK

Önümüzdeki ve belki bu ayın temek maddelerinden biri hiç kuşkusuz bu bildiri ve sonrasında yaşanan yaşanılacak gelişmeler olacak. İktidar bu minderden kolay ayrılmayacak. Erdoğan bunu yaparken sadece darbe ve benzeri tartışmalarla yetinmeyecektir. Batı’ya ABD olmak üzere ABD’ye mesaj verme işi de bir yandan devam edecektir. ABD ve AB ülkelerinin Türkiye içinde yaşanılanlara kayıtsız kalması koşuluyla Erdoğan, ilişkilerin güçlendirilmesi için daha çok çaba sarf edecektir.

Erdoğan’ın bu yönelimiyle ilgili iktidar blokunda küçük itirazlar ve kopuşlar yaşanabilir. Ama anlaşılan o ki Bahçeli ile aralarında henüz bir problem oluşmadı. Bahçeli ülke içerisindeki gelişmelerde söz sahibi oldukça bu durum çok fazla değişmez. Yeni durum ancak dış gelişmeler ülke içinde de pozisyon değiştirmeyi zorladığı an oluşur.

***

Sızıntı AKP’nin içinden başladı

Pudra şekeri ve tarikatçı paşa fotoğraflarının ortalığa düşmüş olmasının iki nedeni olabilir. Birincisi, yaşadıkları güç zehirlenmesinden kaynaklı olarak her şeyi kendileri için hak gören ve hiçbir şeyden çekinmeyen topluluk haline gelmeleri. İkincisi ise -daha kuvvetli ihtimal- birileri ne olur ne olmaz diye arşiv biriktirmiş. Eğer ikincisi doğruysa neredeyse her hafta bir iki fotoğrafa hazır olmakta fayda var.

***

Albayrak sadece damat değil

Yeni Şafak gazetesinin dünkü manşeti “İşi ehline teslim edin” oldu. İslamcı Yazar Hayrettin Karaman’ın köşesi manşete kadar çıktı. Kuşkusuz bu manşeti AKP içinde yaşanan tartışmalardan ve iktidar kapışmasından ayrı değerlendirmek mümkün değil. Merkez Bankası’nda başlayan bakanlık koridorları ve parti içine kadar ilerleyen kapışmada Berat Albayrak adım adım kendini daha çok hissettiriyor. Elinde tuttuğu medya gücüyle kabine değişikliğinde sadece kendisi için değil ekibi için de savaş vermeye devam ediyor. Anlaşılan o ki Sabah ve Yeni Şafak gazetelerinde anlam veremediğimiz bu ve buna benzer haberler görmeye devam edeceğiz.