TRT'de yayınlanan Payitaht Abdülhamid dizisinin son bölümünde şair Mehmet Akif Ersoy, maskeli bir komplo grubunun üyesi olarak canlandırıldı.

TRT dizisinde Mehmet Akif Ersoy baron oldu

Payitaht Abdülhamid dizisinin son bölümünde dikkat çeken bir sahne canlandırıldı. Dizide İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy’a 'Mason' göndermesi yapıldı.

'Mason Locası' olarak yansıtılan bir toplantıyı aktaran dizide, Masonların Abdülhamit’i devirmek için planlar yaptığına dair konuşmalara yer verildi.

Konuşmalarda kullanılan bir kelime ise gözden kaçmadı.

MedyaRadar'da yer alan habere göre, dizide maske ve cübbe giymiş 'Mason Locasının' lideri, Abdülhamid’den bahsederken Yıldız Sarayı kastedilerek 'Yıldız’daki Baykuş' ifadesini sürekli olarak tekrarladı. Bu ifade ile 'Mason' diye kastedilen ismin ise İstiklal Marşı Şairi Mehmet Akif Ersoy olduğu ortaya çıktı.

Tarihçi Murat Bardakçı’nın geçen yıl kaleme aldığı 'Âkif’in 108 sene aradan sonra şimdi gündeme gelen yazısının aslı budur!' başlıklı yazısında 'Yıldız’daki Baykuş' ifadesini Mehmet Akif Ersoy’un kullandığı aktarılmıştı.

Yazıda o bölüm şöyle ifade ediliyor:

"Abdülhamid’in iktidar senelerinde memleketin hemen her münevveri gibi Mehmed Âkif de padişaha ve padişahın ‘istibdat’ yani ‘baskı’ diye isimlendirilen mutlak idaresine karşı olmuş, hattâ hükümdarı hedef alan en sert şiirlerden birini kaleme almıştı! Âkif, Safahat’ının altıncı kitabı olan ‘Âsım’da Abdülhamid’den ‘Yıldız’daki baykuş’ diye bahsediyor, ‘Kafes ardında hanımlar gibi saklıydı Hamid’ diyor, şiir bu şekilde ağır ifadelerle devam ediyordu ve 108 sene aradan sonra şimdi tekrar gündeme gelen makalesinde de istibdat dönemine karşı hissettiği nefreti açıkça ifadeden çekinmiyordu.”

Mehmet Akif Ersoy'un 1966 baskılı Safahat kitabında yer alan Yıldız'daki Baykuş şiirinde şu dizeler yer alıyor:

“Ortalık şöyle fena böyle müzebzep işler,
Ah o Yıldızdaki baykuş ölüvermezse eğer” (s. 402)

“Çoktan beridir vardı benim bir derdim,
Gideyim zalimi ikaz edeyim isterdim.
Kafes ardında hanımlar gibi saklıydı Hamid,
Al-i Osmandan bu korkaklık edilmezdi ümid.” (s. 415)

“Ah efendim o ne hayvan o nasıl merkepti.” (s. 421)

“Ah efendim o herif yok mu kızıl kâfirdi.” (s 422)