ABD’nin seçim sonuçları belli olduğunda, Trump bir zafer konuşması yapmak yerine tweet atarak; “Bu akşam muhteşem bir başarı. Hepinize teşekkür ederim” dedi.

O tweetde; bizim seçim kaybeden liderlerin, “yüksek katılım oldu, demokrasi kazandı” türünden açıklamalarının izi vardı.

Sonuç kabaca şu: Cumhuriyetçiler Kongre’de çoğunluklarını korurken, Temsilciler Meclisi’ni Demokratlar’a kaybettiler.
Guardian’da, ilk sonuçlar üzerinden bir değerlendirme yapan R. Wolffe; “Trump’ın kontrolsüz gücünün sonu geldi. … Ara seçimler başkanın yaşamını temelden değiştirdi. Henüz bilmiyor olabilir ama yakında öğrenecek” demiş; ona bu dersi kadınların verdiğini vurgulamış ve yazısını da; “Bir kadının cinsel organını avuçlayabileceğini düşünmesi ile ünlü bir adam, Donald Trump, bir sıkıştırmanın ne kadar acı olabileceğini öğrenmek üzere” diye bitirmişti.

Bir siyasi figür olarak ortaya çıktığı günden itibaren, Trump’ın narsist, kibirli, maço tavırlarının hedefinde olan kadınlar, bu ara seçim kampanyası ve sonuçları ile ABD’nin yeni ve asıl muhalefeti olduklarını ortaya koydular.

Ekonomiyi canlandırdığı, işsizliği azalttığı böbürlenmesi ve göçmen karşıtı, ırkçı “korku politikası”yla, ABD vatandaşlarını bölüp kendi etrafındakileri konsolide etmeyi hedeflediği seçimin sonucu, Trump’ın kadınlardan yediği ciddi bir tokat oldu.
“Başarı” tweeti atsa da, onun için bir referanduma dönen seçimde çanların ürkütücü biçimde çalmaya başladığını, 2 yıl önceki desteğini kaybettiğini görmüştür.

İlk sonuçların gösterdiği, göçmenlere ve medyaya karşı nefret dolu kızgın yaşlı seçmenler dışındaki kesimlerin Trump’ı terk ettiği. 2016’da onu destekleyen “beyaz kadınlar” ondan uzaklaştı. Erkek seçmenlerde, 65 yaş üstü erkekler sayesinde Cumhuriyetçiler 2 puan önde olsalar da, Demokratlar kadın seçmenlerde 21 puan fark attılar.

Oysa, 2 yıl önceki başkanlık seçimlerinde aynı sandık çıkış anketleri kadınların 9 puan farkla Trump’tan yana oy kullandıklarını göstermişti.

Temsilciler Meclisi’ni kaybetmek Trump için epey can sıkıcı. Artık her istediğini yapamayacak; büyük şirketler için vergi indirimleri, sosyal sigorta ve sağlık harcamalarındaki kesintiler kolay olmayacak, istediği yargıcı atayamayacak ve kendisini epey zorlayacak Rusya ile ilişkiden cinsel tacize kadar pek çok soruşturma ile uğraşacak.

Trump’ın 2016 zaferinin sırrı popülizm olarak görülüyordu. Temsilciler Meclisi seçimi sonucu popülizmin sanıldığı kadar da popüler olmadığını gösterdi. Irkçı, göçmen karşıtı politikaların ve çirkin cinsiyetçiliğinin o kadar da alıcısı yokmuş!
ABD’de başını kadınların çektiği ve Trumpgiller için ürkütücü bir dalga yükselmekte. Bu dalga, 2020’de, eğer aday olabilirse, Trump’ın karşısına yine bir kadının çıkacağının ve bu kez “yapabileceğinin” işareti olabilir.

Ara seçimde rekor sayıda kadın aday vardı ve en canlı kampanyayı kadınlar, Latinler, gençler, LGBT gruplar yürütüp, pek çok ilke imza attılar.

Bir Sol Platform’un desteklediği Demokrat J. Polis Colorado’da ABD’nin ilk eşcinsel erkek valisi seçildi.
Demokratik-Sosyalist A. Ocasio-Cortez 29 yaşında Kongre’ye seçilen en genç kadın oldu. Filistin kökenli Demokratik-Sosyalist R. Tlaib ve Somalili bir göçmen olan Demokrat I. Omar Kongre’nin ilk iki Müslüman kadın üyesi oldular. İki Amerikan yerlisi kadın da, eski MMA dövüşçüsü ve lezbiyen S. Davids ile Deb Haaland, ilk kez Kongre’ye seçildiler.

“İlk kadın” başarı listesi daha uzun…

Trump, kadınları “sıkıştırmanın” acısını hissetmeye başlamıştır!