Humus’taki hava saldırısının hem öncesinde hem de sonrasında “Önceliğimiz Esad değil, IŞİD ile mücadele” diyen Trump’ın ABD’si neden Suriye’yi vurdu?

İdlib’te kimin düzenlediği belli olmayan “kimyasal saldırı”ya misilleme olarak Doğu Akdeniz’de konuşlu savaş gemileriyle Humus’taki Şaryat Askeri Üssü’nü vuran bu sınırlı gövde gösterisi ile Trump ve ABD ne kazandı?

İç siyasetteki dengeler ve uluslararası kamuoyuna mesaj vermek adına yapılan bu gösterinin kuşkusuz ki birden çok nedeni vardı. Askeri harekât çeşitli merkezlere gönderilen çoklu mesajlar içeriyordu.

Saldırıyı önceden Rusya’ya ve dolayısıyladır ki Suriye’ye haber veren Washington’ın bu “kontrollü” müdahalesini çeşitli şekillerde okumak mümkün.


»Trump’ın meşruiyet krizi: Ciddi bir yönetim krizi yaşayan Trump hem iç hem de dış politik dinamiklere cevaben bir boy gösterme gereği hissetti. Seçildikten sonra ABD müesses nizamı ile sorunlar yaşayan, kendi yönetim kadrosunu dahi kuramayan, Putin yönetimiyle yakınlığı ülke içinde büyük bir krize yol açan Trump, Rusya’ya karşı hamlede bulunarak bir süreliğine de olsa rahat bir nefes almış oldu. Çaresizlik içinde prestijini kurtarmaya çalışan Trump, yaşadığı sıkışmışlığı da dağıttı.

»ABD hegemonyası: Suriye’de son dönemlerde inisiyatifi Rusya ve müttefiklerine kaptıran ABD, bu saldırı ile hegemonyasını yeniden göstermiş oldu. Rusya’ya “Suriye’yi tek başına sana kaptırmam” dedi. Trump da bu çıkış ile seçim kampanyası döneminde vaat ettiği izolasyoncu ‘önce Amerika’ rotasını terk etti. Saldırı ile “gerçek bir başkan!” oldu.

»Rusya’ya mesaj: Alman Süddeutsche Zeitung’un da dikkat çektiği üzere Suriye’ye fırlatılan 59 Tomahawk füzesi Rusya’ya verilmiş bir mesajdı. Trump’ın manipülasyon soruşturmasını yara almadan atlatabilmesi için Rusya politikasında başarılı olması gerekiyordu. ABD’nin Şayrat Hava Üssü’nü havadan vurmasıyla Suriye’de oyun kurucu olduğunu yeniden hatırlattı. Trump da hasım ve rakipleri için kestirilebilir bir lider olmak istemediğini göstermek istedi.

»İdlib operasyonu: Saldırının bir diğer önemli nedeni de İdlib. İdlib sadece Türkiye’nin değil bütün bir bölgenin başını ağrıtabilecek cihatçı grupların kontrolünde. Rusya ve müttefikleri uzun zamandır İdlib operasyonu için hazırlanıyordu. Hatay sınırındaki İdlib, ABD’nin de desteklediği Selefi cihatçıların Batı’daki merkezi. Humus’tan İdlib’i vuran Suriye ordusunu vuran ABD, Şam’a “İdlib’e dokunma” dedi.

»Kore’ye İran’a ve Çin’e gözdağı: Saldırı aynı zamanda ABD’nin büyük bir gerilim yaşadığı Asya-Pasifik hattına bir mesajdı. Çin liderinin Florida’da ağırlandığı saatlerde gerçekleştirilen bombardıman ile Kuzey Kore ve İran’a örtülü bir gönderme oldu. Washington küresel çıkarlarına tehdit algıladığı takdirde benzeri adım atabileceği mesajını vermiş oldu. İran’a “Çok sıkışırsam sana da patlatırım iki tane” mesajı verdi.

»Uluslararası imajı düzeltme kaygısı: Aşırı sağcı uygulamaları, yabancı düşmanlığı ve yedi ülkeye uygulanan vize yasağı nedeniyle uluslararası kamuoyunda büyük tepki toplayan Trump, “halkını bombalayan diktatörü” vuran lider olarak hem imajını cilalamak istedi hem de buradan bir kahramanlık hikâyesi çıkarmak istedi.

Bir taşla birden fazla kuş vuran Trump’ın bu hamlesi Suriye’de denklemi nasıl değiştirir?


Bu saldırı bir gövde gösterisiydi. İsrail’in zaman zaman çeşitli bahanelerle Suriye içlerinde düzenlediği hava saldırılarından bir farkı yok. Suriye’de dengeler değişmiş değil. Dün karşımızdaki tablo neyse bugün de aynı durum geçerli. Uzaktan füzeler atıldı diye ne Suriye’deki denklem ne de Rusya’nın sahadaki üstünlüğü değişti. Füze taarruzunun ardından aynı üsten havalanan uçaklar da Selefi/cihatçı grupları bombalamaya devam ediyor.
Humus saldırısı uzun süren bir satrancın hamlesi. ABD Dışişleri Bakanı Tillerson da bir kez daha birinci önceliklerinde bir değişiklik olmadığını ve IŞİD’in imhasının ana hedefleri olduğunu tekrarladı. Aktörler yeni duruma göre yeni pozisyon arayışındalar.

ABD, Trump geldiğinden beri yeni bir denge kurmaya çalışıyordu. Ona yönelik bir hamle. Bundan sonra da gidişat bir süreliğine bildiğimiz gibi devam edecek. Suriye’deki iç savaş devam edecek, ABD ve Rusya arasındaki görüş ayrılıkları bu çatışmasının uzamasına neden olacak.

Doğu Guta’daki “kimyasal provokasyon”un benzeri olan Han Şeyhun’daki saldırı esrarını koruyor. Doğu Guta’da olduğu gibi bir süre bu saldırının da üstü örtülmeye çalışılacaktır. İstenilen provokasyonu yaratamayan saldırı iki küresel aktörün kapışmasından faydalanmak isteyen AKP Türkiyesi’ni ise bir kez daha boşluğa düşürdü. Anti-emperyalist kükremeler, haçlı ittifaklarından dem vurmalar ABD füzeleriyle yerle yeksan oldu. Siyasal İslamcı bezirgânların ikiyüzlülüğünün bir kez daha tescil edilmesi de cabası!