TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü için yaptığı açıklamada, sağlık kuruluşlarına “kadına yönelik şiddetin belgelenmesi için gerekli hassasiyeti gösterilmesi gerektiği” çağrısı yaptı

TTB’den sağlık kurumlarına çağrı: Kadına yönelik şiddet belgelenmelidir

BİRGÜN/ANKARA

TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu, Türkiye’de hemen hemen her üç kadından birinin şiddete uğradığını ve her gün bir kadının hayatını kaybettiğini belirterek sağlık kuruluşlarına, şiddetin belgelendirilmesi konusunda çağrı yaptı.

TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu üyeleri, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü ile ilgili TTB genel merkez binasında basın toplantısı düzenledi. Düzenlenen toplantıda konuşan TTB Merkez Konseyi Üyesi Selma Güngör, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün önemine değinerek, “Ülkemizde hemen her gün bir kadın hayatını kaybetmektedir. Bu tablo ülkemizde kadına yönelik şiddetin acil önlemlerin alınması gereken ciddi bir halk sağlığı sorunu olduğunu göstermektedir. Bu nedenle sağlık kuruluşları, hekimler ve sağlık çalışanları şiddetin belgelenmesi ve şiddete uğrayanların sağaltılmasında gerekli duyarlılığı göstermelidir” uyarısı yaptı.

CİNSİYET KÖRÜ VERİLER

Kadınlara ilişkin sağlık verilerin bakanlık tarafından tutulmadığına dikkati çeken Güngör, şunları söyledi:

“Sağlık Bakanlığı’nın hemen tüm verileri cinsiyet körüdür. Sağlıkta eşitliğin temel göstergelerinden biri olan ‘sağlık hizmetlerine erişime’ dair veriler Sağlık İstatistik Yıllığında Sağlık Hizmetlerinin Kullanımı bölümünde yer almaktadır. Sağlık Bakanlığı tarafından verilen 2002-2019 verileri sağlık hizmeti kullananların cinsiyet ve yaşlarına göre ayrıştırılmamıştır. Kaç kadının hastaneye başvuru yaptığı, kaç kadının ameliyat olduğunun verisi tutulmamaktadır. Cinsiyet körü veriler sağlık hizmeti kullanımında cinsiyet eşitliğinin neresinde olduğumuzu, ayrımcılık varsa hangi düzeylerde yaşandığını ortaya çıkarmaktan uzaktır.”

ÜREME SAĞLIĞI ÜCRETSİZ OLMALIDIR

Cinsel sağlık ve üreme sağlığının Sağlık Bakanlığı’nın kadınlara yönelik temel sorumlulukları arasında olduğunu ifade eden Güngör, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Sağlık Bakanlığı, aile planlaması hizmetlerine yeterli kaynak aktarmamaktadır. Bakanlık birinci basamak sağlık hizmetleri başta olmak üzere cinsel sağlık ve üreme sağlığına yönelik danışmanlık ve hizmet sağlayacak kurumların kapsamını yıllar içinde daralttı. Kadınların ücretsiz, erişilebilir aile planlaması ve üreme sağlığı hizmetlerine ulaşması sağlanmalıdır. Kadınların kaç çocuk sahibi olacakları konusu kadınlara bırakılmalı ve siyasi hedef olmaktan çıkarılmalıdır.”

Güngör, son olarak Uluslararası Nüfus ve Kalkınma Konferansı'nın dünya ülkeleri için 2030’a kadar ulaşılması gereken “Önlenebilir nedenlere bağlı anne ölümlerinin sıfıra indirilmesi, aile planlamasında karşılanamayan gereksinimin sıfıra indirilmesi ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin sıfıra indirilmesi”nin, Bakanlığın hedefleri arasında da yer alması gerektiğini belirtti.