TTIP’e karşı 3 milyon imza
Avrupa çapında yürüttükleri kampanyayla 3.1 milyon imza toplayan TTIP’i Durdurun koalisyonu temsilcisi Efler, Türkiye’deki TTIP karşıtlarını da ortak eyleme çağırıyor
ONUR EREM
@onurerem
Avrupa’daki pek çok siyasi parti, demokratik kitle örgütü, sendika ve bireyin bir araya gelerek oluşturduğu TTIP’i (Transatlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması) Durdurun koalisyonu, önceki gün sona eren bir yıllık kampanyasında 3.1 milyon imza toplamayı başardı. TTIP’i Durdurun, 10-17 Ekim haftasında da kıta çapında yüz binleri sokağa dökecek eylemler düzenleyecek. 300’den fazla örgütü bir araya getiren TTIP’i Durdurun’un geçen yıl Avrupa Vatandaşları İnisiyatifi (AVİ) kapsamında topladığı imzalar ise Avrupa Komisyonu tarafından reddedilmişti.
AVİ nedir?
Avrupa Birliği’nde Lizbon Anlaşması’nın ardından 2012’de uygulamaya geçen AVİ yasal çerçevesi sayesinde, AB çapında bir yıl içinde 1 milyondan fazla imza toplayan kampanyalar konularını Avrupa Komisyonu’nun gündemine sokabiliyor. Avrupa Komisyonu da bu doğrultuda konuyu Avrupa Parlamentosu’na taşıyabiliyor. Daha önce pek çok kampanya bu sayede yasal değişiklikler yapmayı başarmıştı.
TTIP nedir?
Transatlantik Ticaret ve Yatırım Anlaşması, Avrupa Birliği ile ABD arasında bir serbest ticaret bölgesi kurulmasını ve ‘ticareti kolaylaştırmak, ekonomiyi büyütmek ve yeni iş imkânları yaratmak’’ adına tüketicileri koruyan pek çok yasanın değiştirilmesini öngörüyor. İlk defa 1990’ların ortasında ortaya atılan bir Transatlantik serbest ticaret anlaşması düşüncesi 2011’de Avrupa Parlamentosu’nun kararıyla müzakere sürecine dönüşmüştü. Müzakerelerin 2017’de sonlanması planlanıyor.
TTIP’e karşı imza kampanyasına tüm ülkelerdeki üyeleriyle destek veren Avrupa Sol Partisi, “TTIP yalnızca işçi haklarını ve toplumsal hakları kısıtlamakla kalmayacak, gıda güvenliği, doğa, kamu hizmetlerinin özelleştirilmesi, demokratik süreçler gibi pek çok alanda geri adım atılmasına yol açacak” diyor. Partiye göre özelleştirmeleri teşvik ederken kamulaştırmaları neredeyse imkânsız kılacak bir yasal çerçeveye sahip olan TTIP nedeniyle AB ülkeleri GDO’lu gıdalara veya hidrolik kırma (fracking) yoluyla çıkarılacak petrol ve doğalgaza izin vermek zorunda kalabilir.
Hazırlanışından belli
TTIP’in hazırlanış yöntemi de içeriği kadar antidemokratik. Kapalı kapılar ardında hazırlanan TTIP’in en geniş katılımcıları, yasal düzenlemenin ticari çıkarlarını azami seviyeye çekmek isteyen büyük şirketler ve lobicileri. Resmi rakamlara göre TTIP için yapılan 590 görüşmenin yüzde 92’sine şirketlerin temsilcileri ve lobiciler katılırken sendikacılar ve tüketici temsilcileri yalnızca birkaç toplantıya katılabildi. Konu hakkında kampanya yürüten TTIP’i Durdurun temsilcileri bile yasal çerçevenin hazırlanışına dair yeterli bilgi edinememekten şikâyetçi. Seçilmiş siyasetçilerin de TTIP maddeleri üzerinde değişiklik yapma hakkı yok. Toplantılarda üzerine uzlaşılan maddeleri yalnızca olduğu gibi kabul edebilirler. ABD’nin Pasifik ülkeleriyle birlikte müzakere etmekte olduğu Trans-Pasifik Ticaret Anlaşması (TPP) da benzer bir şekilde hazırlandığı için eleştirilmişti.
Nasıl kabul edilebilir?
AB müktesebatına göre TTIP’in kabul edilmesi AB üyesi ülkelerin de anlaşmayı kabul etmesi gerekiyor. Birleşik Krallık ve Malta dışındaki AB ülkerlerin meclisleri TTIP’i onaylamalı. Bunun yanında 28 AB ülkesinden 14’ü istediği takdirde TTIP’i referanduma götürebilecek. BirGün’e konuşan TTIP’i Durdurun Sözcüsü Michael Efler, “Son çare olarak bu yöntemle anlaşmanın iptal edileceğine kesin gözle bakıyoruz” dedi. Daha önce de OECD’nin Yatırım Anlaşması (MAI) ve ACTA (Sahtecilik Karşıtı Ticaret Anlaşması) taslakları benzer tepkiler sonucu hayat bulamamıştı.
Ne olmuştu?
TTIP’i Durdurun geçen yıl da bir milyondan fazla imza toplayarak Avrupa Komisyonu’na iletmiş, fakat Komisyon başvuruyu reddetmiş, gerekçe olarak da herhangi bir müzakere sürecinin Komisyon tarafından engellenemeyeceğini ve AVİ’lerin yalnızca yasa yapımı için kullanılabileceği, yasa iptali için kullanılamayacağını iddia etmişti. Ancak TTIP’i Durdurun’a göre bu gerekçelerin AB müktesebatında bir temeli yok.
Bunun tamamen siyasi gerekçelerle yapıldığını söyleyen TTIP’i Durdurun Sözcüsü Michael Efler, “Eğer bu tür kampanyalar Komisyon tarafından böyle keyfi bir şekilde reddedilirse Avrupa Vatandaşları İnisiyatifi bir kâğıttan kaplana dönüşür. Komisyon bu kararıyla kamuya açık sağlıklı bir tartışmanın yürümesini engelledi. Bize ‘Anlaşmalar yürürlüğe girmeden bir şey yapamayız, hazırlık sürecine kampanyaları dahil edemeyiz’ diyorlar. Oysa bu tür anlaşmaları yürürlüğe girdikten sonra değiştirmek neredeyse imkânsızdır. Yurttaşların perspektifinden, bu karar Avrupa’da halkları siyasete yabancılaştıracak ve Avro-skeptiklerin değirmenine su taşıyacak” diyerek diğer katılımcılarla birlikte karara karşı Avrupa Adalet Divanı’nda dava açmıştı.
***
ABD malları Türkiye’ye girerken tersi olamayabilir
Türkiye Ekonomi Politikaları Vakfı araştırmacılarından, Avrupa ve ekonomi hukuku ile Avrupa Birliği ekonomisi alanlarında uzman Sait Akman, anlaşmanın Türkiye’ye etkilerini BirGün’e değerlendirdi. “Geçenlere konuşma fırsatı bulduğum AB tarafından bir müzakereci bu konuda AB’nin kararlı olduğunu vurguladı” diyen Akman “ABD ve AB’nin, küresel bir sorumluluğu olması gerektiğine inanıyorum. Bu tür bir anlaşma, çok taraflı ticaret düzeni içinde, 3. ülkeleri geriye itici ve ABD ve Avrupa’da pazar kaybetmelerine yol açmayacak şekilde düzenlenmeli. Türkiye Gümrük Birliği içinde AB standartlarına uyum sağlamaya başladığı için TTIP standartları bizi yakından ilgilendirecek. Oluşacak yeni düzen bir yandan Türk ürünlerine bu standartları tutturmak bakımından ABD pazarını açacaksa ne ala. Ancak burada önemli husus Türkiye TTIP dışında kalır ve AB ile ABD karşılıklı serbestiye giderse, o zaman Türkiye’nin pazarına Amerikan ürünleri gümrüksüz girerken, tersi mümkün olmayacak. Bu asimetrik bir durum. Ben aslında prensip olarak Türkiye’nin TTIP’de yer almasına karşı değilim. Zira bu türden anlaşmalar bu dönemin pazara giriş koşulları bakımından belki de bir gereği. Ancak, esas olan gerek yöntemsel, gerek içerik olarak daha demokratik ve şeffaf ve katılımcı şekilde süreci götürebilmek. Bu aslında Türkiye içinde de bir sorun” ifadelerini kullandı.
Haftaya sokaklarda
TTIP’i Durdurun Sözcüsü Efler, “Türkiye gibi AB üyesi olmamasına rağmen TTIP’ten etkilenecek ülkelerdeki TTIP karşıtlarını da 10-17 Ekim arasında gerçekleştireceğimiz eylem haftasında yerel eylemler düzenlemeye çağırıyoruz. Daha fazla bilgiyi trade4people.org sitesinden alabilirsiniz” dedi.