TÜİK’e göre ev işleriyle meşgul olma, eğitime katılma, iş bulmaktan ümidini kesme, emekli olma gibi gerekçelerle sadece 1 ayda 542 bin kişi iş aramaktan vazgeçerek işsiz sayılmadı. Bu tuhaf durum yaşanmasa işsizlik oranı yüzde 13,4 değil, yeni rekor olan yüzde 14,8 olacaktı

TÜİK’e göre 1 ayda yarım milyon insan iş aramaktan vazgeçti: İşsizlik verileri izaha muhtaç

OZAN GÜNDOĞDU

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 10 Ocak’ta işgücü istatistiklerini yayımladı. İşsizlik oranının yüzde 13,4 iş arayıp bulamayanların ise 4 milyon 396 bin olduğunu açıklayan TÜİK bir tartışmanın da fitilini ateşledi. Zira verilere göre sadece 1 ay içinde istihdam edilen kişi sayısı 97 bin azalmış, buna rağmen işsiz sayısı 4 milyon 566 binden 4 milyon 396 bine düşmüştü. Yani en az 97 bin kişinin işinden olduğu ekim ayında işsiz sayısı tuhaf biçimde 170 bin kişi azalmıştı. Böylece TÜİK verileri haklı gerekçelerle sorgulanmaya başladı. Çünkü verilere göre sadece bir ayda yüzbinlere ulaşan yurttaş iş aramaktan vazgeçti, böylece işsiz sayısı da aylık bazda düşmüş oldu. İşgücü göstergelerindeki manipülasyon iddialarına mercek tuttuk. Ancak bunun için TÜİK’in veriyi nasıl hesapladığını aydınlatmak gerekiyor.

TÜİK işsizliği nasıl hesaplıyor?

Kamuoyundaki yaygın kanının aksine TÜİK kayıtlı işsiz sayısını açıklamıyor. Kurum aylık işgücü istatistiklerini yayımlarken 44 bin kişiye yaptığı bir anketten faydalanıyor. Bu anketi baz alarak ülke çapında bir tahmin yürütüyor. İşsiz olarak kabul ettiği kişiler ise son 4 hafta içinde aktif olarak iş başvurusu yapıp 2 hafta içinde çalışmaya hazır olanlardan oluşuyor. Dolayısıyla üniversite öğrencileri, iş aramayan emekliler, mevsimlik çalışanlar veya ev kadınları TÜİK verilerinde işsiz olarak görünmüyor. Zira bu kişiler aktif olarak iş aramıyor. Bir kişinin iş araması için de ille İŞKUR gibi resmi bir kuruma başvurması gerekmiyor. Tanıdıkları aracılığıyla iş aramak dahi TÜİK’e göre iş başvurusu sayılıyor. Böylece tüm ülke çapında kayıtlı veya kayıtsız işsiz sayısına ulaşılmış oluyor.

TÜİK hesaplamada revizyona mı gitti?

TÜİK tüm istatistikleri için aynı zamanda “metaveri” denen hesaplama yöntemlerini de kamuoyuyla paylaşıyor. Dahası veriyi ortaya koyarken hesaplama kurallarında bir revizyona gittiğinde de bunu duyuruyor. Buna göre kurumun işgücü istatistiklerini yayımlarken son revizyonu 2014 yılında yaptı. Bu revizyonla işsiz sayılmak için son 3 ay içinde iş başvurusu yapmış olmak şartı 4 haftaya indirildi. Böylece örneğin en son 5 hafta önce iş başvurusu yapmış olan kişi işsiz sayılmadı. Ancak en son açıklanan ekim ayı verilerinde herhangi bir revizyon görünmüyor.

İşgücü verileri doğruyu gösteriyor mu?

Kamuoyunda enflasyon verilerinin ardından şimdi de işsizlik verilerine ilişkin spekülasyonlar dolaşmaya başladı. İddialar dayanaksız değil. Ayrıca erken seçim söylentilerinin yoğunlaştığı bu günlerde iktidarın giderek gündem olan işsizliğe ilişkin manipülasyon gücünün bulunması önemli bir dayanak noktası. Öte yandan sadece bir ayda iş aramaktan vazgeçenlerin sayısı hayatın olağan akışına uygun değil. Verilere göre ev işleriyle meşgul olma, eğitim görme, emekli olma, iş bulma ümidini yitirme sebepleriyle iş aramaktan vazgeçenlerin sayısı sadece 1 ay içinde 542 bin kişi arttı. (İzaha muhtaç verileri tablo haline getirdik)

Velev ki bu kişiler iş arasaydı?

Bu 542 bin kişi iş aramadığı için işsiz de sayılmıyor. Peki bu kişiler eylül ayında olduğu gibi ekim ayında da iş aramaya devam etseydi bu durumda işsizlik oranı ne olacaktı? Bu durumda işsiz sayısı 4 milyon 396 binden 4 milyon 938 bine çıkacaktı. Bununla beraber ülkenin toplam işgücü de aynı miktarda artacak ve 32 milyon 740 bin olan işgücü sayısı 33 milyon 282 bin kişiye yükselecekti. Bu durumda işsiz sayısının işgücüne bölünmesiyle bulunan işsizlik oranı açıklandığı gibi yüzde 13,4 değil, yüzde 14,8 olacaktı. Bu oran ise sadece 2019’un değil tüm veri tarihinin ölçümlediği en yüksek işsizlik oranı olarak kayıtlara geçecekti.

Kimse iş aramaz mı?

İş gücüne katılım yani aktif olarak çalışan ve iş arayanların toplamı ekonomik bunalım dönemlerinde artıyor. Örneğin 2008 ekim ayında patlak veren küresel ekonomik krizin ardından geçen 12 ayda işgücü sayısı 23 milyon 365 binden 24 milyon 304 bine çıkmıştı. Bu dönemde özellikle kadınlar geçim sıkıntısıyla iş aramaya başlamış, böylece iş gücüne katılım 939 bin kişi artmıştı. Ancak 2018’in ekim ayında 32 milyon 658 bin olan işgücü sayısı 2019 ekim ayında sadece 82 bin kişi arttı. Üstelik aynı dönemde 15 yaşın üzerinde nüfus 915 bin kişi artmasına rağmen neredeyse kimse iş aramadı!

TÜİK verilerine neden güvenilmiyor?

Kurum 24 Haziran seçimlerinin ardından 15 Temmuz 2018’de Hazine ve Maliye Bakanı olarak atanan Berat Albayrak’a bağlandı. Özellikle 2018 sonunda yaşanan enflasyon atağının ardından Albayrak, enflasyon hesabını yapan birimin de başındaki başkan yardımcısı Enver Taştı’yı görevden aldı ve yerine Albayrak’ın Enerji Bakanlığı döneminde çalışma ekibinde olan Yinal Yağan getirildi. Bunun üzerine enflasyon hesabına yurttaşların ikna olmaması da spekülasyonları beraberinde getirdi. Mahkemelere dahi güvenilmeyen memlekette TÜİK’in itibarı da böylece halk nezdinde düşmeye başladı.

1 ayda 542 bin kişi iş aramaktan vazgeçti

TÜİK'e göre işsiz olmak için aktif biçimde iş aramak gerekiyor. Ancak insanlar emeklilik, ev kadınlığı, öğrencilik, ümitsizlik gibi çeşitli gerekçelerle iş aramıyorlar. Bu insanların sayısın 1 aydaki artış tablodaki gibi;

tuik-e-gore-1-ayda-yarim-milyon-insan-is-aramaktan-vazgecti-issizlik-verileri-izaha-muhtac-674810-1.