Hiçbir varlık gösteremediği maçta Başakşehir’e 4-0 mağlup olan Galatasaray, Şampiyonlar Ligi’ne katılma umudunu bir hayli zora soktu

Tükeniş!

Galatasaray Riekerink ile yollarını ayırıp Igor Tudor’u göreve getirdiğinde takım sevgisi gerçekçiliğinin önüne geçmeyen hiç bir Galatasaraylı şampiyonluk hayali kurmuyordu. Tudor’un gelecek sezon takımın başında olup olmayacağını belirleyecek şey topladığı puanlardan ziyade sahada oynanan oyunun değişmesi ve haftalar ilerledikçe gelişmesiydi. Başakşehir karşılaşması lig ikinciliği için değil Tudor’un takımının ligin en organize ekibine karşı ortaya koyacağı oyun açısından önemliydi. Maç kadroları açıklandığında Hırvat teknik adamın cesur tercihlerinin bedelinin ağır olacağı belliydi. Ancak en ön yargılı futbolsever bile Galatasaray’ın bu kadar çaresiz oynayacağını tahmin edemezdi. Başakşehir maçın başından sonuna kadar oyunu istediği gibi kontrol etti ve rakibine pozisyon vermeden maçı tamamladı.

Emre oynadığı zaman başka bir futbol oynayan Başakşehir Adebayor’un istekli oyunu da eklenince sezonun en rahat galibiyetlerinden birini aldı. İkili mücadelelerin hemen hepsini kazanan, rakibe boş alan bırakmayıp özellikle kendi yarı alanlarında etkili şekilde baskı uygulayan, sahaya futbol adına tüm doğruları yansıtan Başakşehir haklı bir galibiyet aldı. Bu sezon Galatasaray’ı üçüncü kez mağlup etmenin haklı gururunu yaşadılar. Maç sonunda stadyumda çalan şampiyonlar ligi müziğini seneye maç başında dinlemeyi de hak ediyorlar. Galatasaray’a gelince söylenecek çok söz var. Eğri oturup doğru konuşalım, Galatasaray gibi bir takım için eğer şampiyonluğu kovalama şansın yoksa lig ikinciliğinin de pek önemi yok. Galatasaray’ın evinde oynadığı maçlardaki ortalama seyirci sayısının Beşiktaş’ın yarısı olmasının sebebi de bu. Bu noktadan sonra Galatasaraylılar gelecek sezonun takımına dair umut olabilecek bir oyun izlemek isterler. Dün gece sahada maçın birinci dakikası dışında hiç olmayan oyun…

Dünkü Galatasaray’ı eleştirmeye nereden başlasak acaba? Elinde Sabri, Cavanda ve Lines gibi üç tane sağ bek varken Semih’i sağ bek oynatmaktan mı mesela? Başakşehir’in ilk golünün yaratıcısı olmak Semih kadar onu orada oynamaya zorlayanların da hatası değil mi?

Galatasaray’ın dün akşamki yedek kulübesinde kimler vardı biliyor musunuz? Sneijder, Podolski, De Jong, Cavanda, Hakan Balta, Tolga Ciğerci ve Cenk Gönen. Tudor’un Başakşehir gibi organize bir takıma karşı farklı bir oyun oynamayı denemesini belki anlayabilirim ancak yanında bu kalibrede oyuncular otururken ve takımı sahada hiçbir şey yapamazken oyuna müdahale etmek için 67 dakika beklemeyi aklım almıyor.

Dün geceki çaresizliğinin özeti 82’de Josue’nin Başakşehir atağını eliyle keserek sarı kart görmesiydi. Bu mağlubiyet Galatasaray adına sıradan bir mağlubiyet değildi. Öyle gözüküyor ki sahadaki oyunun faturasını Galatasaraylı oyuncular da, teknik ekip de yönetim de ödeyecek.