Bazı yazarlar yazılarını anekdotlarla, fıkrarla süsleyip daha okunur kılıyorlar ya… Pek üzülüyorum onlara. Eğitim ağırlıklı yazıyorsanız buna hiç gerek yok. Sağ olsun, bakanlığın kendisi...

 Bazı yazarlar yazılarını anekdotlarla, fıkrarla süsleyip daha okunur kılıyorlar ya… Pek üzülüyorum onlara. Eğitim ağırlıklı yazıyorsanız buna hiç gerek yok. Sağ olsun, bakanlığın kendisi fıkra olmuş, bugünlerde kime anlatsam gülüyor. Arkadaşlar sohbetin bir yerinde sıkıldılarsa, hemen bana dönüyorlar, ben başlıyorum, malzeme bitmiyor: ''Efendim, Milli Eğitim Bakanlığı'nın biri bir gün…''

Bugünkü köşemizi okumadan önce sakinleşin, gevşeyin! Anlatacaklarımı ciddiye almadan okuyun. Fıkra niyetine… Birgün okurları çilekeştir, daha fazla saç baş yolmasınlar.

SKANDAL 1 Milli Eğitim Bakanlığı, bu yıl tüm liselerde uygulayacağı yeni müfredatla ilgili benzeri görülmemiş bir skandala daha imza attı. Yeni müfredatın uygulanacağı 9. sınıflarda yalnızca beş dersin müfredatı yenilendi. Bu dersler Türk Edebiyatı, Türk Dili, Kompozisyon, Matematik ve Coğrafya... Öğrenciler bu dersleri yeni müfredatla, diğer dersleri eski müfredatla görecekler. Bu nasıl ''yeni''liktir, anlayan beri gelsin!

SKANDAL 2 Yenilenen programların kitapları nası l oldu, diye soracaksınız. Harika oldu! Hayır hayır, kitaplar yetersiz demeyeceğim; ırkçı, şeriatçı öğeler var gibi konulara hiç girmeyeceğim. Efendim, kitaplar yok! Evet, inanmayacaksı nız ama ortada kitap yok! Yeni lise müfredatına uygun kitaplar ne devlet tarafı ndan yazıldı, ne de özel sektöre yazdırıldı. Harika, değil mi? Olmayan kitapla yeni müfredat uygulanacak.

SKANDAL 3 Bakanlık buna bir çözüm buldu. Eski kitaplar ne güne duruyordu!.. Alınan dahiyane kararı açıklıyoruz: Öğrenciler, programı yenilenen derslerde, elde bulunan eski müfredata uygun ders kitaplarını kullanacaklar. Bu kitaplar da ''ders kitabı'' değil, ''eğitim aracı'' olarak adlandırılacak. Süper fikir! Vallahi parmak ısırtıyor. Bu kadarı kimsenin aklına gelmezdi. Bravo! Yenilenen müfredatın yenilenmeyen kitapları, pırıl pırıl, taptaze! Vah benim bakanlığım, vah…

SKANDAL 4 Bitmedi… Yeni öğretim yılında iki çeşit dokuz sınıf olacak. Geçtiğimiz öğretim yılında hazırlık okuyan öğrenciler vardı. Onlar şimdi dokuzuncu sınıfa geçtiler. Fakat onlara yeni program uygulanmayacak. Onların lisesi üç yıl. Hazırlık kalktı, bir de bu sene dokuzuncu sınıfa doğrudan kaydolacak olanlar var. Onlar liseyi dört yıl olarak okuyacaklar. Yani bazı okullarda iki tür dokuzuncu sınıf olacak. Bir öğretmen, bir sınıfa eski programı, bir sınıfa yeni programı uygulayacak. Aynı ders kitaplarıyla!

Tüm Türkiye'de 9. sınıfa kaydolacak milyonlarca öğrenci adeta bir deneme tahtası, bir kobay olarak kullanılıyor. Peki bakanlı k, bütün bu aksaklıkları görür de, neden müfredatın değişmesini bir yıl ertelemez? Neden önce pilot okullarda denemez? Bu çocukların gelecekleriyle neden oynanır? Biri çıkıp bu sorulara yanıt verebilir mi? Birileri bu soruları daha yüksek sesle sorabilir mi?

Neyse, siz takmayın kafanıza… Benim gibi yapın. Gördüğünüzü tutup anlatın: ''Milli Eğitim Bakanlığı'nın biri bir gün…''

1.5 milyon Avro’nun hesabını verin!
İlköğretim programları nın maliyetiyle ilgili geçen hafta işaret ettiğimiz çelişkiye hiçbir açıklama gelmedi. Anlaşılan o ki, planlamaya dayalı olmayan her iş gibi bu konuda da zaman, emek ve kaynak savurganlığından çekinilmedi! Beş öğretim programı için zaman ve emek dışında toplam 1 milyon 867 bin avro harcandı. 340 bin avrosu komisyon çalışmaları na fiilen katılan üyelere ödenirken geriye kalan 1 milyon 527 bin avro, seminer ve çalıştay gideri olarak gösteriliyor. Milli Eğitim Bakanlığı'nın kendi mekânlarında (Yalova Hizmetiçi Eğitim Tesisleri, Başkent Öğretmenevi gibi) gerçekleştirdiği hizmetler için 1.5 milyon avro harcanmış olması ne kadar gerçekçidir? Hüseyin Çelik, Birgün'ün uyarılarına, tespitlerine yanıt veremiyor. Ama ''para'' konusundaki iddialarına yanıt vermemesi, yapılan harcamaların dökümünü çıkarmaması, altından kalkamayacağı sonuçları doğurur. Çelik'i, bu 1.5 milyon avronun nereye harcandığını açıklamaya çağırıyoruz.

 Ne olacak bu Anadolu liselerinin hali?
 Anadolu liselerinin hali perişan… Öğretmenleri yok. Öğretmen atamaları için başvurular geçen cuma günü sona erdi. Bakanlık 8 Eylül'e kadar atamaları tamamlamayı planlıyor. Ancak öğretmen açığı o kadar çok ki, kısa sürede bunu bitirmesi mümkün gözükmüyor.

 Diyelim ki öğretmen atamaları tamamlandı. Düz lisede tarih öğretmeni olan bir öğretmenin bir Anadolu lisesine atandığını düşünün. Peki geldiği lisedeki açık nasıl kapanacak?

 Sorunlar bununla bitmiyor. Liseleri bozup Anadolu lisesi yaptılar. Ancak eski öğrenciler nedeniyle bir yandan düz lise statüleri de devam ediyor. Buradaki öğretmenler eski sistemdeki öğrenciler mezun olduktan sonra ne olacak? Belli değil.

 Yeni Anadolu liselerinin hizmetlileri yok. Birçoğu harabe gibi… Bu koşullarda eğitim olur mu?

 Türkiye'de eğitim hiç bu kadar büyük bir karmaşaya dönüşmedi.

 Hadi hayırlısı…