Eğitim Sen Samsun Şubesi ve SES Samsun Şubesi, yüz yüze eğitime başlayabilmek için tüm eğitim ve bilim emekçilerinin aşılanmasına bir an önce başlanmasını talep etti. SES Şube Başkanı Aysel Ocak, "Bilim kurullarının ve Sağlık Emek örgütlerinin sesine kulak verin, halkın sağlık hakkı için sorumlu davranın" dedi.

"Tüm eğitim ve bilim emekçilerinin aşılanmasına bir an önce başlanmalı"

Eğitim Sen Samsun Şubesi ve SES Samsun Şubesi, ortak açıklama yaparak, yüz yüze eğitime başlayabilmek için Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı bünyesinde çalışan tüm eğitim ve bilim emekçilerinin aşılanmasına bir an önce başlanmasını talep etti.

Eğitim Sen Samsun Şube Başkanı Arzu Topaloğlu'nun okuduğu açıklamada, "COVID-19 salgını toplumsal yaşamı ve toplumsal kurumları pek çok alanda derinden etkiledi. İlişkide oldukları kişilerle birlikte neredeyse tüm nüfus ile temas halinde olan okullar ve üniversitelerin bileşenleri, yani öğrenciler, öğretmenler ve veliler salgın nedeniyle yapılan kısıtlamalardan çok büyük ölçüde etkilendiler. Bir yıla yakın bir zamandır okullar ve üniversiteler yüz yüze eğitime kapatıldı ve varolan eşitsizliklerin daha da derinleştiği bir uzaktan eğitim süreci yaşanıyor" denildi.

"Okul öncesi eğitim kurumları ve köy okulları yüz yüze eğitime başladı ve 1 Mart 2021’de anasınıflarının, ilkokulların ve 8. sınıflar ile 12. sınıfların mekân ve zaman açısından kademeli bir biçimde açılacağı açıklandı" denilen açıklama, şöyle devam etti:

"Yükseköğretimde uygulamalı bölümlerin yüz yüze eğitime başlayacak olması, ayrıca okulların kademeli biçimde açılması, etkileyeceği ekonomik ve sosyal alanlarla birlikte büyük bir nüfus hareketliliğine yol açacaktır. COVID-19 ile mücadelede, toplum sağlığı için kitlesel ve hızlı bir aşılamanın önemi Bakanlığınızca da ifade edilmesine rağmen 1 Mart'ta yüz yüze eğitime sayılı günler kalmışken aşılamadaki gecikme ve sınırlı sayıda eğitim emekçisine yapılıyor olması haklı endişelerimizi daha da arttırmaktadır.Pandeminin başından beri süreden beri toplum sağlığı adına fedarkarca çalışan sağlık emekçilerinin yükünü arttırmamak için eğitimin tüm bileşenlerinin ortak taleplerini dillendirmek kamusal sorumluluğumuzdur."

Açıklamada, şu talepler sıralandı:

>> Yüz yüze eğitime başlayabilmek için, Milli Eğitim Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı bünyesinde çalışan tüm eğitim ve bilim emekçilerinin aşılanmasına bir an önce başlanmasını,

>> Yüz yüze eğitim öğretime geçilmeden meslek yüksekokulu ve üniversite öğrencilerinin aşı programına alınmasını,

>> Üniversiteler de dahil olmak üzere eğitim kurumlarının tamamında görev yapan, taşeron işçilere, servis, kantin, yemekhane vb. alanlarda çalışanların aşı programına dahil edilmesini, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası olarak talep ediyoruz.

>> Özel eğitim kurumları ve destekleme kurslarında çalışan eğitim emekçileri ve diğer çalışanlar da aşılama programına dahil edilmelidir.

>> Bölgemizin vaka sayıları açısından çok yüksek riskli bölge olarak tanımlanması nedeniyle yüz yüze yapılması kararlaştırılan sınavların iptal edilmesi ve vaka sayıları bilim insanlarının önerdiği seviyeye düşene kadar yüz yüze eğitim kararından vazgeçilmesi gerekmektedir.

Açıklama, şu ifadelerle sonlandırıldı:

"Biz Eğitim Sen olarak salgının başından beri ifade ettiğimiz gibi eğitimin tüm bileşenlerinin eğitim ve sağlık haklarıyla ilgili tüm kararların alınması süreçlerinde Eğitim sendikalarının, veli derneklerinin , meslek odalarının ve bilim insanlarının katılımının sağlanması, salgınla mücadelede gerçekçi politikaların üretilmesinin tek yoludur. Bu nedenle kamu kaynakları eğitim ve sağlık hakkı için kullanılmalıdır."

"HALKIN SAĞLIK HAKKIN İÇİN SORUMLU DAVRANIN"

SES Şube Başkanı Aysel Ocak ise açıklamasında şunları ifade etti:

"Covid-19 pandemisinin yaşamımıza girmesinin üzerinden bir yıl geçti. Yaşamın normalleşmesini beklerken Samsun’da ve doğu Karadeniz’de vaka artışlarının yaşandığını ve ilimizin de içinde bulunduğu Karadeniz illerinin yüksek risk içerdiğini Sağlık Bakanlığının açıklamalarından öğrendik.

Samsun geçen hafta yüz binde 171,29 pozitif vaka sayısı ile riskli iller arasında 4. Sıradayken, bu hafta yüz binde 202,94’e yükselen vaka sayısı ile yerini korumuş ve iyileşme emaresi göstermemiştir. Vaka sayılarındaki önlenemez artış İngiltere kaynaklı mutasyona uğramış varyantının ilimizde görülme olasılığını düşündürmektedir.

Vaka sayılarının önlenemez yükselişi, Covid polikliniklerindeki yığılma, hastanelerdeki başvuru sayılarının yüksekliği, sağlık çalışanlarının uzun süredir yoğun baskı altında çalışması konuları değerlendirildiğinde, Hastanelerimizde acil olmayan ameliyatların ve poliklinik hizmetlerinin durdurulması kararının en kısa sürede alınması gerektiği değerlendirilmektedir.

Siyasi iktidar temsilcilerinin, sağlık bakanının halka temizlik, maske, mesafe önerirken, cenaze törenlerinde, toplu açılışlarda, siyasi parti kongrelerinde hınca hınç dolu kapalı salonlarda görüntü vermeleri kabul edilemez. Bu sorumluluktan uzak davranışlar kamuoyunda oluşturulmaya çalışılan duyarlılığın siyasi iktidar temsilcilerinin aymazlığı ile yok edilmesinden başka bir anlam taşımamaktadır.

İlimizde vaka sayısında ki tırmanış değerlendirildiğinde olabildiğince fazla kişiye test yapılması sağlanmalıdır.

Aşılama çalışması yaygınlaştırılmalıdır.

Günlük yaşamın normalleşmesi ve bir an önce yüz yüze eğitime geçilebilmesi için eğitim emekçilerinin aşılama programına alınması önemlidir.

Buradan Eğitim ve Sağlık Emekçileri olarak hükümete sesleniyoruz; Bilim kurullarının ve Sağlık Emek örgütlerinin sesine kulak verin, halkın sağlık hakkı için sorumlu davranın, kamuoyunda oluşan duyarlılığı yok etmeyin."