İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ekonomi Muhabirleri Derneği İzmir Şubesi’nin düzenlediği “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Kent Ekonomisine Katkıları” başlıklı toplantıda konuştu. Soyer, yüzülebilir Körfez hedefiyle koku master planı oluşturmak için çalıştıklarını söyledi.

Tunç Soyer: "Koku master planı oluşturmak için çalışıyoruz"

BİRGÜN EGE

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Ekonomi Muhabirleri Derneği (EMD) İzmir Şubesi’nin düzenlediği “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Kent Ekonomisine Katkıları” başlıklı toplantıda İzmir basınının temsilcileriyle bir araya geldi. İsmet İnönü Kültür Merkezi’ndeki toplantıya EMD İzmir Şubesi Başkanı Murat Demircan, belediye bürokratları ve İzmir basınının temsilcileri katıldı.

Soyer toplantıda İzmir’in kurtuluşunun 100’üncü yıldönümü kutlamaları için yaşadığı heyecanı dile getirerek, “1 Ağustos’tan itibaren 9 ay boyunca yüzüncü yılı birçok etkinlikle birlikte kutlayacağız. 9 Eylül günü, Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük organizasyonuna ev sahipliği yapacağız. Asıl yapacağımız şey bunun belgeselini çekeceğiz. Bizden sonraki kuşaklara onun belgeselini bırakacağız. İzmir’in yüzüncü yılını nasıl kutladığını miras olarak bırakacağız. Gündoğdu’da olağanüstü büyük bir canlandırma ve konserler olacak. Mutlaka herkesi davet ediyorum. 10 Eylül’de de İzmir’in türkülerini seslendireceğiz. Çünkü 10 Eylül Mustafa Kemal Atatürk’ün İzmir’e gelişinin yıldönümü. Biz hep 9 Eylül’ü kutluyorduk, bundan sonra İzmir, 9 ve 10 Eylül’ü birlikte kutlayacak” ifadelerini kullandı.

'İZMİR DÜNYA BARIŞ ÖDÜLÜ BAŞLIYOR'

İzmir’in yüzüncü yıl etkinliklerini barış temasıyla düzenleyeceklerini ifade eden Soyer, şöyle konuştu: “Yüz yıldır sürdürdüğümüz barışı daha güçlü dillendirmek istiyoruz. O nedenle tüm organizasyonlarımızın arkasındaki ana fikir barış olacak. 17 Şubat-4 Mart tarihleri arasında tamamlayacağımız İktisat Kongremizin sonunda Nisan ayında İzmir Dünya Barış Ödülü’nü başlatıyoruz. Yüzüncü yılın ardından İzmir’i barışla anılan bir şehir, barışı kutlayan ve barışı anan bir şehir olarak tüm dünyada tanıtmak için çalışıyoruz.”

'HÜKÜMETİN BIRAKTIĞI BOŞLUĞU DOLDURDUK'

Soyer, İzmir tarımı çalışmalarıyla ortaya konulan yerel tarım politikasını, üreticiye yönelik destekleri de anlattı.

Soyer, "Bu yıl yedi lira olarak açıklanan buğday taban fiyatına İzmir’de 14 lira veriyoruz. Mart ayından bugüne kadar kooperatiflerimiz aracılığı ile 16,5 milyon liralık küçükbaş sütü aldık ve tamamından peynir yaptık. Peynirlerimizi yine kooperatiflerimiz üretti. Bunları işlemek, peynir yapmak için 5 milyon liralık üretim masrafı yaptık. Toplamda 40 milyon liralık peynirimiz oldu. Sadece dört ayda ve yalnızca tek bir kalem ürün üzerinden 18,5 milyon liralık katma değer yarattık. Üstelik bunu belediye şirketlerimiz üzerinden, tek bir kuruş kamu kaynağını israf etmeden yaptık. Sürpriz peynirlerimiz var ve bu peynirlerimiz çok yakında İzmirli markası ile piyasaya sürülecek. Süt üreticilerine üç yılda 277 milyon 129 bin 600 lira destek olduk. Son üç yılda 73 üretici kooperatifinden aracısız ürün alımı yaparak, üreticimize 540 milyon liralık destek sağladık. Bayındır’da 140 milyon lira yatırım maliyetiyle günlük 100 ton süt işleme kapasitesine sahip Süt İşleme Fabrikamız bitmek üzere. Yaz sonu açılışını yapacağız. Bir yerel yönetim olmamıza rağmen hükümetin bıraktığı boşluğu doldurduk. Kamunun adil regülasyon görevini yerine getirdik” diye konuştu.

Yüzülebilir Körfez hedefiyle İzmir Körfezi’nin temizliği konusunda oluşturulan stratejiyi paylaşan Soyer, “Göreve gelir gelmez öncelikle Körfezi temizlemek için uygulanan stratejiyi ve faaliyetleri masaya yatırdık. Körfezin ne yazık ki halen kirli olmasının üç ana nedenini belirledik. Körfez’in nasıl temizleneceğine dair çok net, bilimsel bir yol haritası var. Bu planı sabırla ve tam bir kararlılıkla uyguluyoruz. Körfezle ilgili sorunlara paralel olarak bu stratejimizin de üç ayağı var. Birincisi, İzmir’de birlikte akan kanalizasyon ve yağmur suyu hatlarını ayırmak. İkinci ayak, Çiğli Arıtma Tesisi’nin ve çamur döküm sahasının rehabilitasyonu. Üçüncü ve son ayak, Çiğli Arıtma Tesisi’nden çıkan binlerce metreküp tatlı suyun çıkış noktasını iç Körfez’den orta Körfez’e taşımak ve iç körfezin sığlaşmasını engellemek. Tüm algı operasyonlarına rağmen, bugüne kadar hiç kimsenin üstlenmediği bu görevi İzmir’de ekibimle birlikte göğüslüyoruz. Aksini yapmak, zaten şehrimize ve görevime ihanet olurdu. Bu nedenle göreve geldiğim ay itibarıyla İzmir’in yağmur suyu kanallarının inşa edilmesi talimatını verdim. Şu ana kadar 196 kilometre yaptık, iki yıl içinde 200 kilometre daha yapacağız. Tüm bu çalışmalarımızı Çevre Mühendisleri Odası başta olmak üzere ilgili uzman kuruluşlar ve akademisyenler ile bir koku master planı oluşturmak üzere bir araya getiriyoruz” ifadelerini kullandı.