İzmir’i sarsan depremin ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İstanbul’dan tüm Türkiye’ye dayanışma ve dirençli şehirler inşa etmek için tüm yaşam alanlarını birlikte tasarlama çağrısı yaptı.

Tunç Soyer ortak akıl çağrısı yaptı: Dirençli şehirleri birlikte tasarlayalım

BİRGÜN EGE

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, İstanbul’da düzenlediği ortak akıl toplantısında Türkiye’deki girişimcileri İzmir’in gelişimine destek vermeye çağırdı. Aynı zamanda İzmir’in yönetiminde söz sahibi 69 kamu ve özel sektör kuruluşunun oluşturduğu İzmir Vakfı’nın da Yönetim Kurulu Başkanı olan Tunç Soyer, “Yalnızca binalarımızı, park ve caddelerimizi değil; gelin ticareti, tarımı, turizmi, kültür ve sanatı, yaşamın tüm alanlarını birlikte tasarlayalım” dedi.

Toplantı pandemi önlemleri nedeniyle Beşiktaş Yıldız Parkı’nda açık alanda yapıldı. Fiziksel mesafe kurallarının gözetildiği toplantıya başkonsoloslar, uluslararası finans kuruluşlarının temsilcileri, iş ve sanat dünyasının önde gelen isimleri, girişimciler ve gazeteciler katıldı.

TECRÜBELERİMİZİ TÜRKİYE İLE PAYLAŞMAK İSTEDİK

Konuşmasına İzmir’de deprem felaketinin yaralarını sarmaya çalışırken neden İstanbul’da bir toplantı yapma gereği duyduğunu anlatarak başlayan Başkan Soyer, “Son on sekiz ayda İzmir tarihinin en büyük orman yangınlarından birini, pandemiyi, tsunamiyi ve deprem felaketini ardından tekrar pandemiyi yaşadık. Bu zor süreçte zamanımızın önemli bir kısmı kriz yönetimiyle geçti. Çok acı tecrübeler yaşadık, hızla çözümler ürettik ve bunların ne kadar verimli olabildiğini gördük. Bugün burada olmamızın nedeni, bu tecrübemiz henüz sıcakken tüm Türkiye ile paylaşmak ve çözümleri birlikte nasıl güçlendirebileceğimizi karşılıklı konuşmak” dedi.

Soyer, doğa olaylarının yıkıcı felaketlere dönüşmesini beklemeden birleşme çağrısı yaparak sözlerine şöyle devam etti: “Yaşam hakkının güvence altında olduğu bir şehir iklimi yaratmak için İzmir’de bir düşünce meydanı oluşturalım. Zaten dünya çok kırılgan, devasa küresel sorunlarımız var. Bu sorunlarla ancak dayanışmamızı büyüterek başa çıkabiliriz. Bu niyetlerimizi paylaşan herkesi, sosyal ve ekonomik girişimcileri, daha dirençli bir şehir, bir Türkiye, bir dünya yaratmak için İzmir’e katılmaya davet ediyorum.”

“KİMSEYİ SOKAKTA BIRAKMAYACAĞIZ”

Depremin hemen ardından üç ana başlık altında çalışmaya başladıklarını dile getiren Soyer, “İlk başlığımız arama kurtarmaydı. İkinci başlığımız dışarıda süren hayatın organize edilmesiydi. 4 bin 239 ağır, 6 bin 929 orta hasarlı binamız var. Ve bu binalarda yaşayan yaklaşık 50 bin kişi sokakta kaldı. Sadece çadır kurmakla, battaniye dağıtmakla iş bitmiyordu. Biz de mobil çamaşırhaneler, mobil duşlar kurduk örneğin. Çok hızlı bir biçimde dışarıda devam eden hayatı koordine ettik. Üçüncü başlık olarak ise bundan sonra bu tip felaketlerin yaşanmaması için nasıl bir kentsel dönüşüm yapacağımıza dair çalışıyoruz. Depremle ilgili bilim insanlarının ve meslek örgütlerinin katılımıyla bir ortak akıl çalıştayı yaptık. Her bir binaya bir deprem güvenlik karnesi vermek için kent yapı stokunun envanterini çıkarmaya başladık. Acil ihtiyaçları için orta hasarlı binaların sahiplerini de maddi olarak destekleme kararı aldık. Bir hafta içinde kimseyi sokakta bırakmayacağız.”