Google Play Store
App Store

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Bakanlığının bütçesinin görüşmelerinde; tutuklanarak yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'i cezaevinde ziyaret etmek için Bakanlığa başvuran CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in talebini reddetmediklerini söyledi.Tunç, "Özel, yaptığı konuşmada bu ülkenin Adalet Bakanı'na, 'Sen nasıl izin vermezsin, izin vermeyen Adalet Bakanı'nın alnını karışlarım. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Adalet Bakanı'nın imamı' şeklinde yakışıksız sözler söyledi. Bugünkü konuşmasında bir Adalet Bakanı'ndan bu şekilde yakışıksız ifadelerle izin istenir mi dedim ve 'Adam gibi izin istenir' dedim. İzin vermek zorunda değil Adalet Bakanı. Bu takdir yetkisi değil mi? Siz, takdir yetkisi olan bir konuda bu şekilde konuşursanız o zaman benim hiç üslubum olmayan bir şekilde cevap da alırsınız" dedi.

Kaynak: ANKA
Tunç'tan, Özel'e: "Takdir yetkim olan konuda böyle konuşursanız, üslubum olmayan şekilde cevap alırsınız"
FOTOĞRAF: ANKA

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı’nın 2025 yılı bütçesi görüşüldü. Konuşmaların tamamlanmasının ardından Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, milletvekillerinin sorularını yanıtladı. Bakanlığın yeni düzenleme hazırlıklarına ilişkin bilgi veren Bakan Tunç; uluslararası hukuk değerlendirme anketlerine ilişkin açıklamalarda bulundu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'le cezaevinde görüşme talebine Bakanlık tarafından verilen yanıt ve kendisinin konu hakkındaki açıklamaları hakkında konuşan Tunç, Özel'in kendisi hakkındaki sözlerini şöyle eleştirdi:

"Benim yanlış anlaşılan cümlelerim sabahtan beri burada sürekli konuşuldu. CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel'in Esenyurt Belediye Başkanını cezaevinde ziyaret talebiyle ilgili olarak bir izin talebi söz konusu oldu. Hükümlü ya da tutukluların cezaevinde ziyaretçileriyle nasıl görüşecekleri bizim mevzuatımıza tabii. Yönetmeliğin 40. maddesinde milletvekilleri cezaevi idaresine bildirerek hükümlü ve tutukluyla görüşebilir. Bunun istisnası terör suçluları. O bakımdan Adalet Bakanı'nın iznine tabii. İzin başvurusunda bulunduktan sonra Adalet Bakanı'nın izin vermek zorunda olduğuna ilişkin bir mevzuatımız yok. CHP Genel Başkanına ret cevabı vermedik. En son yaptığı konuşmada bu ülkenin Adalet Bakanı'na, 'Sen nasıl izin vermezsin, izin vermeyen Adalet Bakanı'nın alnını karışlarım' sözlerini söyledi. 'İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Adalet Bakanı'nın imamı' şeklinde yakışıksız sözler söyledi. 'Alnını karışlarım' dedikten sonra izinle ilgili mevzuatı hatırlattım, gazeteciler sordu; 'Bugünkü konuşmasında bir Adalet Bakanı'ndan bu şekilde yakışıksız ifadelerle izin istenir mi' dedim ve 'Adam gibi izin istenir' dedim. Benim üslubumu biliyorsunuz. İzin vermek zorunda değil Adalet Bakanı. Meclis'te grubu bulunan partilerin genel başkanı müracaat ettiğinde mutlaka izin verilmek zorundadır' diye bir mevzuat hükmü var mı, yok. Bu takdir yetkisi değil mi? Siz, takdir yetkisi olan bir konuda bu şekilde konuşursanız o zaman benim hiç üslubum olmayan bir şekilde cevap da alırsınız."

"HAKARET SİYASETİYLE BİR YERE VARILAMAZ, VARILAMAYACAĞININ ÖRNEĞİ DE CHP ESKİ GENEL BAŞKANI'DIR"

Önceki dönem CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanına hakaretten yargılandığı davaya ilişkin de açıklamalarda bulunan Tunç, sözlerinin çarpıtıldığını iddia etti. Tunç, davaya ilişkin siyaseten konuştuğunu belirtirken, Kılıçdaroğlu'nun hakaret olarak nitelediği sözleri hakkında şunları söyledi:

"Eski CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili devam eden bir dava var. Orada sözün yarısını alıyorsunuz, diğer yarısını almıyorsunuz. Orada gazeteciler, 'CHP eski Genel Başkanı Sayın Kılıçdaroğlu, Ankara Adliyesi'nde ifade verecek, nedir durum' dediler. Geçmişte Cumhurbaşkanımıza yönelik hakaret iddiası içeren sözlerle ilgili dosyalar var, 9 kovuşturma, 5 soruşturma şeklinde. Burada temiz bir dille siyaset yapmanın gerekliliğinden bahsettim. Biz siyasetçi olarak bundan bahsedemez miyiz? Hakaret siyasetiyle bir yere varılamaz, varılamayacağının örneği de CHP eski Genel Başkanıdır. Bugünkü siyasetçiler de aynı yolu izlerlerse aynı şekilde millet tarafından tasvip görmezler. Halk TV'de, Sözcü TV'de, TELE1'de sadece bu kısmı var. Son kısmında da şunu söylüyorum: 'Sayın Kılıçdaroğlu'nun söylediği bu sözlerin suç teşkil edip etmediğine yargı karar verecektir' diyorum. O kısmını niye almıyorsunuz? Siyaseten 17-25 Aralık sürecinde o ifadelerin tekrar edilmesi ve Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik hakaretleri kabul etmemiz mümkün değil. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nde Cumhurbaşkanımızın yargı bağımsızlığı çerçevesinde bu hükümetin adalet politikalarını gerçekleştirmekle görevliyiz. Siz, devletin başına yönelik o ifadeleri söyleyenlere karşı benden bir cevap beklemiyorsanız o zaman siyaset yapılmasının bir anlamı yok."

'AHMAK DAVASI' AÇIKLAMASI

Tunç, 'Ahmak davası'na ilişkin de şunları söyledi:

"Ahmak davasına bakan hakimi Samsun'a sürdünüz, diyorsunuz. Böyle bir şey yok. İstanbul Anadolu 7. Asliye Ceza Mahkemesi'ne bu Sürüldüğünü iddia ettiğiniz hakimin 'tarafsızlığından şüphe ediyoruz, hakimin reddi talebinde bulunuyoruz' diyen zaten Ekrem İmamoğlu. Ret talebinde bulunduğunuz bir hakimin, tarafsızlığından şüphe ettiğiniz bir hakimin HSK kararıyla başka bir mahkemeye atanmasını nasıl böyle bir değerlendirebilirsiniz? Demişsiniz ki: Bu hakimin tarafsızlığından şüphe ediyoruz."