Tünelin  ucunda ışık var

CİHAT AŞKIN

Koronavirüs ilk ortaya çıktığı zaman bunun sadece Çin’in bir sorunu olduğu algısı yayıldı dünyaya. Fakat kısa zaman sonra böyle olmadığı anlaşıldı. Avrupa merkezine yayılan virüs, yüz yılda bir gelen salgınlardan bir tanesi olma yolunda hızla ilerliyor. 1918 İspanyol Gribi salgını gibi şimdiden dünyada büyük bir iz bıraktı.

Bu aslında belki de insanlık için yeni bir çağın başlangıcı. Tüm kirlerden arınıp, yeni bir atmosfer yaratmak, daha temiz bir dünya ve geleceğe sahip olmak için bir fırsat belki. Bilinen dünya düzenlerinin insanlığı bir yere çıkaramayacağının anlaşılması ve insanlığın bilim ve sanat gibi ulvi değerlerle daha fazla tanışması benim görmek istediğim yollardan bazıları.

Virüsün ortaya çıkıp da Avrupa’ya sıçraması ile tedbir olarak 1 Mart Lugano konserim iptal edildi. Ben de tedbir olarak gelecekteki etkinliklerin de iptal edileceği varsayımıyla hareket etmeye başladım. 7-8 Mart tarihinde Viyana’da vermiş olduğum seminer esnasında Avusturya’da insanlar çok rahattı ve kimse virüsü düşünmüyordu. Bu seyahatim esnasında ABD’deki konserim iptal edilince durumun ne derece küresel boyutta olduğunu gördüm. Türkiye’ye döner dönmez Sağlık Bakanlığı açıklamasıyla karşılaştım ve hemen kendimi karantinaya aldım. Tam 14 gün süren karantina sürecim nihayet bu gece sağlıklı bir şekilde sona erdi. Ama ben, bu süreç içerisinde elim kolum bağlı oturamazdım. Elbet bir şeyler yapmalıydım. Toplumu bu konuya karşı aydınlatmalıydım.

Teker teker tüm konserlerim iptal edilince evden Online konserlere başlamak fikri geldi birden bire. Öyle ya, ben bir sanatçı olarak her türlü mecradan seslenmeliydim. İlk anonsu yaptım ve 15 Mart’ta ‘Pazar Konseri’ adıyla bir konser verdim. Çok büyük ses getirdi. Daha sonra her akşam 21.00 ve 21.30 arası sosyal medya mecralarında minik konserlere başladım. Son derece toplumu bütünleştiren bir olay haline geldi bu. Diğer sanatçı arkadaşlarım da bu tür konserler vermeye başladılar. Ulusal basın da bu konuya büyük ilgi gösterdi. Ben çıktığım ekranlarda ‘toplumsal dayanışma’yı dile getirdim. İnsanların evde kalmaları için hassasiyet gösterdim. Bu artık küresel boyutta bir salgındı ve sadece ülkemizde değil ama Avrupa’daki arkadaşlarımla da temas ederek İtalya ve Türkiye arası Instagram kanalı üstünden birlikte bir konser verdik. Bu küresel bir dayanışmayı gerektiriyor elbette. Sanatçıların konuya ilgisi ve insanları bilinçlendirmeleri üzerine yaptığımı çabalar ve çalışmalar aslında küresel boyutta da çok önemli.

CAKA Online Müzik Akademisi çalışmalarını büyük bir ciddiyetle sürdürüyordum ama salgın olayı artık bu işin daha fazla bekletilmemesi gerektiğini ve bir an önce başlaması gerektiğini gösterdi bize. Alt yapımızı hazırlayarak 26 Mart günü online akademimizi açma kararı aldık. Bu devrede özellikle gençlere ücretsiz rehberlik yapacağım ve onları doğru yönlendirmeye çalışacağım. Toplumun bana ihtiyacı var. Zira felsefe anlamında kendileri ile birlikte yürüyecek aydınlar istiyorlar. Ben bugüne dek yaptığım her şeyi halka dayandırdım. Bundan sonra da aynı yoldan devam edeceğim.

Karantina devresi oldukça güç geçti aslında. Acaba enfekte olduk mu, olmadık mı şüphesi, hafif belirtiler, bazen öksürük krizleri, bazen nefes darlığı ve bunun getirdiği psikolojik buhran bizi zaman zaman endişelendirmedi değil. Bunlar gayet insani duygular. Ama bütün bu psikolojiden sanat ve üretim ile çıktım. Tek başıma üretebilmek, hiçbir şeye ihtiyaç duymadan üretebilmek bana güç kazandırdı. Bu 14 günlük dönem içinde sanki dünya ile birlikte bende sıfırlandım. Hayatta gereksiz ne kadar da fazla şey yapmışım dediğim zaman çok oldu. Bu nedenle karantina dönemi aynı zamanda benim için bir tefekkür dönemi de oldu. Kendime döndüm, kendimi dinledim ve geleceğe umutla bakmayı öğrendim. Ben bir sanatçıyım, geleceğe umutla bakmak ve umut aşılamak durumundayım. Tünelin ucunda bir ışık görüyorsam oraya önce ben koşmalıyım ki arkamdan gelen halkım, dostlarım, yoldaşlarım ve sevdiklerimin önünü açabileyim.