“Türk-İş, veto talebiyle Cumhurbaşkanı’nın kapısını çaldı” Türk-İş’in Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu (STİSK) ile ilgili Cumhurbaşkanı Gül’e yolladığı 19 Ekim 2012 tarihli veto talebi böyle duyuruldu. Türk-İş tarafından yapılan açıklamada şöyle deniyor: “Türk-İş, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den, Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun “Kuruculuk şartları” başlıklı 6’ncı maddesinin 1’nci fıkrası ile “Sendika özgürlüğünün güvencesi” başlıklı 25’nci maddesinin 5’nci fıkrasının yeniden görüşülmek üzere TBMM’ne iadesini istedi.”

 
Türk-İş yönetimi, veto için Cumhurbaşkanının kapısını çalmış ama ne çalma! Türk-İş 83 madde ve yüzlerce fıkradan oluşan yasanın sadece iki fıkrasının veto edilmesini istemiş. Şaka gibi fakat sadece iki fıkra için veto talep etmiş Türk-İş. Açıklamayı tekrar tekrar okudum, yanlış mı anladım diye. Hayır, cumhurbaşkanına yazılan veto mektubu yanlış anlamaya yer vermeyecek kadar net. Türk-İş yasanın sadece iki fıkrasının veto edilmesini istemiş.
 
Türk-İş yönetimi tarafından Cumhurbaşkanına yollanan yazı bu iki fıkra dışında yasanın geri kalan kısmına onay veren bir üslupla kaleme alınmış. Yazıda şöyle denmekte: “Türk-İş, Kanun’un gerek hazırlanışı gerekse TBMM’de alt komisyon ve komisyon aşamalarında sürdürülen çalışma sürecinde azami katkı içerisinde olmuş, yapıcı önerilerde bulunmuş, ne yazık ki bu önerilerin büyük bir kısmı dikkate alınmamıştır. Bu nedenle Türk-İş topluluğunun endişe ve huzursuzluğu artmış, Türk-İş gazetelere verdiği ilanlarla ve ardından siyasi partilerin TBMM Grup Başkanvekillerine gönderdiği mektuplarla hassasiyetinin doruk noktada olduğu konulara işaret etmiştir. Türk-İş’in işaret ettiği konulardan bazıları TBMM Genel Kurul görüşmelerinde dikkate alınmıştır. Ancak Kanun, Türk-İş’in özellikle itiraz ettiği ve çalışma yaşamı açısından büyük sakıncalar barındıran aşağıdaki hükümlerle birlikte Yüce Makamınızın onayına sunulmuştur.” Bu satırlardan Türk-İş yasaya ilişkin bazı itirazlarda bulunduğunu, bunların bir kısmının dikkate alındığını ancak “büyük sakıncalar barındıran” iki fıkrada Türk-İş’in görüşlerinin dikkate alınmadığını anlıyoruz.
 
Veto taleplerinden biri yasanın 25. Maddesinde yer alan ve 30’dan az işçi çalıştıran işyerlerinde çalışan işçilerin sendikal tazminat hakkının kaldırılmasına ilişkin. Kuşkusuz bu son derece haklı bir itiraz. Türk-İş buna itiraz etmekte yerden göğe haklı. Ama yasada buna benzer onlarca anti-demokratik,  sendikal hak ve özgürlüklerin özünü ortadan kaldıran ve ILO normlarına aykırı hüküm var. Türk-İş’in bunlara ilişkin bir veto talebi, veto talebini bir kenara bıraktım, bir iması var mı? Hayır yok!
 
Gelelim ikinci itiraza: İkinci veto talebinin esaslı hiç bir yönü yok. Türk-İş esas meseleler dururken fındık kabuğunu doldurmayacak bir konuda veto talep etmekte. Yasada onca esaslı mevzu varken Türk-İş bakın neyin veto edilmesini istemektedir: Yasanın 5. Maddesi ile sendika kuruculuğu getirilen “fiilen çalışma” koşulu ifadesine itiraz ediyor Türk-İş.  Bunun 2821 sayılı yasada olduğu gibi “sendikanın kurulduğu işkolunda fiilen çalışmak” şeklinde değiştirilmesini istiyor. İnsaf! Yasada onca aykırılık varken bula bula bunu mu buldunuz? Öyle olsa ne olacak böyle olsa ne olacak? Velev ki bir başka işkolunda çalışanlar bir diğer işkolunda sendika kurdular, ne olur? Kıyamet mi kopar?
 
Şimdi sormak lazım? Türk-İş yönetimin yasada yer alan grev yasaklarına bir itirazı yok mu? Bankacılık, şehir içi ulaşım, petro-kimya gibi sektörlerdeki grev yasaklarını anti-demokratik ve hukuksuz bulmuyor mu Türk-İş?
 
Türk-İş’in bakanlar kurulunun keyfi grev erteleme yetkisine itirazı yok mu? Grev ertelemeye karşı Danıştay’a başvurma yolunun yasadan çıkarılmasına itirazı yok mu Türk-İş’in? Türk-İş’in grev oylamasının greve çıkmayı zorlaştıracak şekilde değiştirilmesine itirazı yok mu? Grev kararının uygulamasını 60 gün ile sınırlandıran hükme itirazı yok mu Türk-İş’in?
 
Türk-İş’in çoğunluk tespitlerine yapılan itirazların yetki sürecini durdurmasına (mevcut yetki tespit sistemine) itirazı yok mu? Yandaşlık ve kayırmacılıkla malul mevcut yetki tespit sürecine itirazı yok mu Türk-İş’in?
 
Türk-İş’in yandaş sendikacılık için barajın üç ay süreyle yüzde sıfır olmasına itirazı yok mu? Türk-İş’in kendi üyelerinin de ayağına dolanacak işkolu barajına, yüzde 50+1 ve yüzde 40 gibi oldukça ağır işyeri ve işletme barajlarına itirazı yok mu?
 
Eğer varsa neden bunlar için de veto talep etmedi? Eğer bunlara itirazı yoksa, söylenecek söz yok. Çünkü sendika olmak bunlara itiraz etmeyi gerektirir. Bu noktada sadece şunu sormak lazım: Bu yasaya ilişkin (Türk-İş’in üyesi olduğunuz üst örgütlerin) Uluslararası Sendika Konfederasyonu (ITUC)’un, Avrupa Sendikalar Konfederasyonu (ETUC)’un ve Küresel Sendika Federasyonunun (Global Unions) Cumhurbaşkanı Gül’e yazdığı veto mektubundan Türk-İş yönetimim haberi var mı? Anlaşılan yok. Yoksa böyle bir veto mektubu yazamazlardı
 
Türk-İş yönetimin bu veto mektubu 2012 Türkiye’sinde sendikal hareketin hüzün verici resmi olarak tarihe kalacaktır.