Türk tipi ayna

İstanbul’da 1 Mayıs kutlamaları trafiğe kapanan yollarda, valilikçe ablukaya alınan Taksim’in çevresinde polis misafirperverliği ve gözaltıların gölgesinde gerçekleşti. 1 Mayıs’ınızı paket mi yapalım, burada mı yersiniz?

• • •

Kimi lağım medyası diyor kimi yandaş basın, kimi havuzcular diyor… Neyse ne, ben şahsen “lağım medyası” tanımını beğenmiyorum, o da benim ayıbım olsun ama adamlar da boş durmuyor. Güvenlik güçlerinin vatandaşa sıktığı plastik mermileri “Aha işte bunları polizimize atacaklardı” diye yerden toplayıp kameralara göstermek ne madyası olursan ol, önce yalancılık. Sonra da kötü niyetlilik gibi. Olm çok tuhaf, adamlar kendi dünyalarında yaşıyor. İşin güzeli ne biliyor musunuz, kendi dünyalarından başka bir şeyi de göremiyorlar zaten. Her yer sansür, her yer filtre, her yer mozaik.

• • •

Sansürün gerçeklerden vatandaşını koruduğunu düşünen yönetimler maalesef pek de kafası iletişime ya da bilgiye basmayan yönetimler oluyor maalesef. Yönetim kelimesinden de anladıkları “Dediklerimi yapın, yasakladıklarımı yapmayın” olduğu için, işte öyle kafalar için yönetim; beğenmediği, yanlış bulduğu her şeyi yasaklayarak çözmek oluyor.

• • •

Düşünsene baba olmuşsun, bebeğin ağlıyor. Bebeğin ağlamasını yasaklıyorsun. Bebeğin ağlamaya devam ederse bebek hapishanesine koyuyorsun…

• • •

Ya da şöyle bak, bebek ağlıyor, bebeğin ses çıkartmasını yasaklıyorsun. Kulakların bayram ediyor, komşular da rahat ama bebek ağlıyor için için. Kimse bebeğe “Derdin ne?” diye sormuyor. Nasıl olsa ağlaması yasak. Yakında altına yapması da yasaklanır, bu bebeciğin.

• • •

Bir de bizde uygulanan sansür de çok komik. Misal bi şey var, sevmedin. Hop kendi vatandaşına yasaklıyorsun. Ya abisi, düşünmüyor musun bu dünya sadece sen ve senin vatandaşlarından oluşmuyor. İnternette bir değil milyonlarca yol var. İnsanlar ülken hakkında bi şeyler bakmak için internete giriyor, orada senin yasaklarını görüyor.

• • •

Zamanında internet sansürü için sokağa çıktığımızda. Düşünsenize böyle bir şey için bile sokağa çıkılabiliyordu. Sokaklar sokak gibiydi daha birkaç yıl önce. Çıkanlara hemen “Pornocu” yaftası yapıştı. Biz orada dedik ki “Bugün porno, yarın beğenilmeyen sevilmeyen başka şeyler yasaklanacak. Yasak bir yerden başladı mı sonu gelmez…” sonra ne oldu? Ülkemiz Twitter sansüründe dünya birincisi oldu. İnternet filtrelemesinde dünyada az sayıda ülkeyle yan yanayız. Bizden kötü durumda olanların arasında ayrılan bir Kötü Kore var, bir Çin var. Onlarda da kendi “Yerli ve milli internetleri” var. Bizimkiler de zamanında böyle bir şeyi önermişti, hatırlatırım. Adam çıkıp “Elalemin internetinde ne işimiz var” diyebilmişti. Bilginin sahipsiz olduğunu bilemeyen bir adam için, internet “Elalemin” tabii ki.

• • •

Sansür ve yasak kaşıntı gibi bence. Cildinde bir gün bir yerler kaşınmaya başladı diyelim. Sebebi ya kötü beslenme, ya psikosomatik ya da enfeksiyon kökenli bir şeydir. Sansür işte bu kaşınan yeri iyice kaşımaya benziyor doğa olarak. Kaşıyarak çözemezsin sıkıntını. İlacını alacaksın, vücuduna iyi bakacaksın.

• • •

Gelecekte Türk Tipi Ayna tasarlamak istiyorum. Kendi hiçbir kusurumuzu bize göstermeyen bir ayna olacak. Muazzam yanılsamalar içinde hayallerle yaşayacağız. Aynamızı önümüze koyduk mu, dünya bize şokomel, hayat bize billur gibi görünecek. Başkaları senin üzerini başını leş gibi, yırtık pırtık, olduğu gibi görecek ama sen göremeyeceksin. Süper bir fikir, bence tutar.