Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki ile Milas’ta başlatılan doğa kıyımına Türk Toraks Derneği’nden tepki geldi. Dernekten yapılan açıklamada, “Sanayi devriminden beri ormanlar, tarım alanları, zeytinlikler, meralar, sulak alanlar şirketler tarafından tahrip edilmekte, balık stokları azalmakta, dünyanın ısınmasına neden olan gazlar atmosfere karışmaktadır. Bunların sonucunda da türler doğal hızlarından bin kat daha hızlı bir şekilde yok olmaktadır” denildi.

Türk Toraks Derneği’nden zeytinlikler için çağrı: Bin kat hızla yok oluyor

Muğla’nın Milas ilçesinde İkizköy yakınında bulunan Akbelen Ormanı ağaçlarının Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki “YK Enerji” tarafından Yeniköy-Kemerköy Termik Santrali’ne kömür temini için kesilmesine karşı bölge halkının mücadelesi devam ediyor. Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu iklim krizinin kapıda olduğu şu günlerde Akbelen’de yaşananların çevresel etkilerine dikkat çekerek, “Yaşadığımız doğa talanlarının ve ekolojik krizin sorumlusu, daha çok kar ve sermaye birikimi için hükümetlerin desteği ile doğayı, havayı ve suyu, insan emeğini meta olarak gören ve talan eden sistemdir. Sanayi devriminden beri ormanlar, tarım alanları, zeytinlikler, meralar, sulak alanlar şirketler tarafından tahrip edilmekte, balık stokları azalmakta, dünyanın ısınmasına neden olan gazlar atmosfere karışmaktadır. Bunların sonucunda da türler doğal hızlarından bin kat daha hızlı bir şekilde yok olmaktadır” dedi.

Türkiye’de yaklaşık 7 milyon insanın geçiminin zeytincilik ile sağladığına da dikkat çeken Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu konuya ilişkin yazılı bir açıklama yaptı ve şunları söyledi:

AKBELEN’DE NE OLDU?

Bilindiği üzere, 1 Mart 2022 tarihinde “Maden yönetmeliğinde değişiklik yapılmasına dair yönetmelik” ile Maden Yönetmeliği’nin 115. maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir. Bu fıkrada şu ifadeler yer almaktadır: “Ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı olan alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda madencilik faaliyeti yürütecek kişinin faaliyetlerin bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini taahhüt etmesi şartıyla Genel Müdürlük tarafından belirlenen çalışma takvimi içerisinde zeytin sahasının madencilik faaliyeti yürütülecek kısmının taşınmasına, sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak Bakanlıkça izin verilebileceği belirtilmiştir. Zeytin sahasının taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak bakanlıkça izin verilebilmesi için madencilik faaliyeti yürütecek kişinin madencilik faaliyetleri bitiminde sahayı rehabilite ederek eski hale getireceğini ve Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından uygun görülecek alanda dikim normlarına uygun, faaliyet yürütülecek saha ile eşdeğer büyüklükte zeytin bahçesi tesis edeceğini taahhüt etmesi zorunludur.”

Muğla’nın Milas ilçesinde İkizköy yakınında bulunan Akbelen Ormanı ağaçlarının Limak Holding ve IC Holding ortak iştiraki “YK Enerji” tarafından Yeniköy-Kemerköy Termik Santrali’ne kömür temini için kesilmesine karşı bölge halkının mücadelesi sürmekteyken yayınlanan bu yönetmeliği fırsat bilen şirketler harekete geçti. 31 Mart Perşembe günü İkizköy Işıkdere’de yönetmelik değişikliğine dayanarak zeytin ağaçları yerinden sökülmeye başladı. Zeytinliklerini korumak isteyen halk şirket görevlileri tarafından darp edildi, kolluk kuvvetleri zeytinlikleri korumaya çalışan iki kişiyi gözaltına aldı.

MADEN OCAĞININ OLDUĞU YERDE YENİDEN AĞAÇ DİKİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL!

Yerlerinden sökülen 17 asırlık zeytin ağacı, bölge halkının direnişi sonrası geri dikilmeye başladı. Zeytin ağaçlarının kesilmeyeceği, taşınacağı ya da kömür ocağı kapatılınca tekrar yerine dikileceği yönetmelikte belirtilmiştir. Ancak uzmanların açıklaması bunun çok da mümkün olmadığını, taşınan ağaçların 10 yıldan önce meyve veremediğini, ocak kapatıldığında ise kalan kayalık alana tekrar ağaç dikilmesinin mümkün olmadığını belirtmektedir. Ayrıca o zeytinliklerle geçimini sağlayan köylünün nasıl rehabilite edileceği ile ilgili hiçbir açıklama yoktur. Onlar da mı zeytinliklerle birlikte taşınacaktır?

7 MİLYON YURTTAŞ GEÇİMİNİ ZEYTİNCİLİK İLE SAĞLIYOR

Yatağan Termik Santrali’nin kurulduğu yıllardan bu yana bu tür olaylara bölge halkı yabancı değildir. Birçok zeytinlik ve köy yok olmuş, insanlar doğdukları ve büyüdükleri topraklardan kopmak zorunda kalmıştır. Bölge halkı artık böyle travmaları yaşamamak için birçok yerde doğalarına dokunulmaması için eylem yapmaktadır. Kamu yararı düşünülüyorsa bu çığlıklara kulak verilmelidir.

Türkiye, zeytin üretiminde dünyada ilk sıralarda yer alan bir üretici konumundadır. Zeytin ve zeytinyağı sektörü bütün olarak düşünüldüğünde 6-7 milyon yurttaşımız geçimini bu sektörden sağlamaktadır. Zeytin ağaçları, ekolojik dengenin devamlılığı açısından da oldukça önemli bir rol üstlenmektedir. Zeytinlikler atmosferden hektar başına yılda 3.74 ton karbondioksit absorbe ederek ve havaya oksijen salarak hava kirliliğini azaltmasının yanında, yaban hayatı ve kuşlar gibi pek çok canlı türü için yaşam alanıdır. Ayrıca erozyonu, çölleşmeyi, selleri önlediği de bilinen bir gerçektir.

“NE ZEYTİNLİKLERİMİZİ NE AKBELEN ORMANI’NI VERMEYECEĞİZ”

İkizköy Çevre Komitesi ve Karadam Karacahisar Mahalleleri Doğayı Doğal Hayatı Koruma Güzelleştirme ve Dayanışma Derneği (KARDOK) tarafından yapılan açıklamada da şu ifadelere yer verildi: “Bize bir gözdağı gibi Akbelen Ormanı davamızın olduğu sabah yürürlüğe sokulan yönetmelik kanuna ve anayasaya aykırıdır. Uygulamasını durdurun! Hükümet yetkililerine sesleniyoruz, işiniz bu ülkeyi evrensel hukuk ilkelerine, insan haklarına ve Anayasaya göre yönetmektir. Şirketlerin pervasızca doğa katliamı yaparak kârlarına kâr katmasına hizmet etmek dışında bir işlevi olmayan kanun ve yönetmelikler çıkarmaktan, bunu kolluk güçlerinin zoruyla uygulamaya koymaktan vazgeçin. Bir avuç zengin daha zengin olacak diye kadim zeytinlikleri, zeytin ağaçlarını, ormanlarımızı, vadilerimizi, denizlerimizi talana açtığınız yeter. Yarattığınız ekonomik krizde belki tek dayanağımız olan zeytinlerimizi bir avuç kömüre vermeyeceğiz. Mücadelemiz hem hukuk ve demokrasi hem yaşam ve doğa mücadelesidir. Vazgeçmeyeceğiz. Ne zeytinliklerimizi ne Akbelen Ormanı’nı vermeyeceğiz.”

YENİLENEBİLİR ENERJİ KAYNAKLARINA YÖNELMELİ

Dünya iklim krizi ve çevre kirliğini önlemek için yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelirken, Paris İklim Anlaşması’nı imzalamış ve taahhütlerde bulunmuş bir ülke olarak hala fosil yakıt elde etmek için maden ocakları açabilmek adına zeytinliklerimizin yok edilmesi kabul edilemez. Türk Toraks Derneği, herkesin temel insani ihtiyaçlarının, ekonomik ve sosyal güvenliğinin garanti altına alınmasının; kullanılacak teknolojilerin doğayla uyumlu olduğu kadar merkezi ve bürokratik bir yönetsel aygıtı gerektirmeyecek biçimde, yurttaşlarca kolayca denetlenebilecek eko-teknolojiler olmasının, enerjinin ise ekolojik evrimi zenginleştirecek biçimde tümüyle yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşturulması gerektiğinin önemini vurgulamaktadır.

Son olarak ulusal akciğer sağlığını geliştirmeyi amaçlayan bir uzmanlık derneği olarak, hava kirliliği başta olmak üzere yaşanan tüm ekolojik sorunların çözüm noktasının “sürdürülebilir kalkınma” bakış açısının yerini “sürdürülebilir bir gelecek ve yaşam”ın almasından geçtiğini bilmekte ve böylesi bir değişimin gerekliliğini savunmaktayız. Bu değişimi sorunun kaynağı olan devletlerden ya da şirketlerden bekleyemeyiz. Bizler, insan sağlığını, doğayı, çevre sağlığını savunanlar, bu konuda doğru adımların atılması için birlik olmalı, ısrarla taleplerimizi duyurmalı, İkizköy’deki gibi doğaya karşı saldırılarda hep birlikte temiz hava soluma, sağlıklı bir çevrede yaşama haklarımızı savunmalı ve elde etmek için mücadelemizi sürdürmeliyiz.

Haklı davalarında Milas- İkizköy halkının ve aynı durumda olan tüm köylülerimizin yanında olduğumuzu tüm kamuoyuna duyururuz.

Türk Toraks Derneği Çevre Sorunları ve Akciğer Sağlığı Çalışma Grubu