‘Türkiye’de dokunulmazım’
Ngakuru, Türkiye bayraklı yatta.

Kıtalararası uyuşturucu tüccarı “Dağ” lakaplı Duax Hohepa Ngakuru’nun Türkiye’de olduğu ve rahatça operasyonlarına devam ettiği, sadece polis raporlarına yansımakla kalmamış, “Beni burada yakalayamazlar” şeklindeki sözleri en az bir yıl önce basına da yansımıştı.

İstanbul’da yakalanan Yeni Zelanda doğumlu, Avustralya vatandaşı Ngakuru, Avustralya polisinin raporlarına göre, Türkiye’de sahip olduğu gücün kendisini ve arkadaşı Hakan Ayık’ı dokunulmaz kıldığına inanıyordu. Belki de bu sebeple, FBI’ın tüm dünyada yürüttüğü büyük operasyonu bilmesine rağmen İstanbul’da kalmayı seçmişti.

Hakan Ayık’a yazdığı mesajlarda “Polisten bize zarar gelmez, cinayet bile işlesek yargılanmayız” diyordu. Başka bir mesajında da “Burada cinayet işleyince yırtmak biraz daha zor, haha” diye yazmıştı.

Gerçekten de uzun süre dediği gibi oldu, ta ki Avustralya’nın FBI ile yaptığı operasyona dek. (Dünyada “Truva Kalkanı”, Yeni Zelanda’da “Dürbün” adı verilen operasyonlar sonucunda kartelin yüzlerce üyesi tutuklandı.)

Sydney Morning Herald gazetesi, yukarıdaki konuşmaları Aralık 2021’de haberleştirdi, yani bir yıl önce. Dolayısıyla bu sürede Ngakuru’nun Türkiye’de olduğu ve uyuşturucu ticaretine devam ettiği biliniyordu. FBI veya Avustralya polisinin, elindeki bilgileri Türkiye ile paylaşıp paylaşmadıklarını bilmiyoruz ancak bu sözler medyada yayınlanmış ve kamuya mal olmuştu.

Bu haber, kartelin Türkiye bağlantısını ilk ortaya çıkaran yayın da değildi. Ngakuru uzun süre önce Türkiye bayraklı yatında görüntülenmişti. Bu, yasa dışı hayatlarının son 10 yılında çekilmiş ilk fotoğrafıydı, Sidney’de yayın yapan Daily Telegraph’da yayınlandı. Diğer bir fotoğrafında da “Facebook gangsteri” olarak bilinen Hakan Ayık ile akşam yemeği yiyordu.

Ngakuru’nun Türkiye macerası çok uzun yıllara dayanıyor. 2010’da kartel üyeleri yaşadıkları ülkeleri değiştirdiler. Bu yıl Ngakuru’nun da eşiyle birlikte önce Dubai’ye gittiği, kısa süre sonra da Türkiye’ye gelip yerleştikleri tespit edildi. Yani Ngakuru’nun en az 13 yıldır işlerini buradan yürüttüğünü biliyoruz.

Hem halefi hem lise arkadaşı olan Mark Buddle’ın geçen yıl Ağustos ayında Kuzey Kıbrıs’ta FBI tarafından yakalanıp önce Türkiye’ye, ardından da Avustralya’ya sınırdışı edilmesiyle Ngakuru, Comancheros adlı motosiklet çetesinin “Yüce Lideri” seçildi. (Motosiklet çetesi, 70’li yıllarda Avustralya’da kuruldu, şimdi Avustralya ve Güneydoğu Asya başta olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde aktifler.)

ANOM adlı mesajlaşma uygulamasında, kartelle ilgili 12 bin şifreli mesaj deşifre edilerek kartelin bilgilerine ulaşıldı.ANOM adlı mesajlaşma uygulamasında, kartelle ilgili 12 bin şifreli mesaj deşifre edilerek kartelin bilgilerine ulaşıldı.

‘TÜRK YETKİLİLERLE BAĞLANTILI’

Kullandıkları mesajlaşma uygulaması ANOM’daki konuşmalarına göre, Buddle’ın yakalanmasının ardından Türkiye’nin kendisi için güvenli olmadığına inanıyordu. Daily Telegraph’a ismini vermeden açıklama yapan yeraltı dünyasının bir üyesi, Ngakuru’nun, diğer kartel yöneticisi Hakan Ayık için “Türk vatandaşı olduğu için o muhtemelen güvende olur” dediğini açıkladı.

Hakan Ayık da Ngakuru’nun lise arkadaşı ve halen firari. Tüm dünyada aranıyor.

The Sydney Morning Herald, Ayık’ın Türkiye’deki hayatıyla ilgili “Silahlı olduğunu ve bir güvenlik ekibi tarafından korunduğunu söylediler. Ayrıca Avustralya ve Türkiye’deki birçok kaynağa göre Ayık, Türk yetkililerle bağlantılı” diye yazmıştı.

Avustralya Federal Polisi şef yardımcısı Nigel Ryan, operasyonla ilgili açıklamasında, organize suç örgütü üyelerinin, para kazanmaya devam ettikçe, istedikleri ülkede güvenli şekilde yaşayabileceklerini düşündüklerini söyledi.

Daily Mail’e göre Ngakuru, Türkiye’den 100 milyon dolarlık bir servete hükmediyordu. Avustralya merkezli kartelin de ülkeye 1,5 milyar dolarlık uyuşturucu kaçırdığı tespit edildi. Yani, “ticaret” uluslararasılaştıkça, para miktarı da astronomik rakamlara ulaşıyor, dolayısıyla ne Ngakuru ne de Avustralya polisi pek haksız sayılmaz.