Ankara Valiliği’nin, LGBTİ etkinliklerini süresiz yasaklamasına tepki gösteren CHP’li Vekil Altıok, Valiliğin yasak kararının eril, cinsiyetçi ve ötekileştirici olduğunu ifade etti, “Türkiye’de organize şekilde nefret suçu işleniyor” dedi

'Türkiye'de organize şekilde nefret suçu işleniyor'

Ankara Valiliği’nin, LGBTİ örgütleri tarafından yapılması planlanan LGBTİ film günleri etkinlikleriyle, sinevizyon, tiyatro, panel, söyleşi ve sergi gibi tüm etkinlikleri yasakladığını duyurmasına CHP’den tepki geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Zeynep Altıok Akatlı, yasak kararına ilişkin basın açıklamasında, “Asıl, halkı farklılıklarını bahane ederek ayıran ve ötekileştiren, ayrım yapan ve kutuplaştıran Ankara Valiliği’nin aldığı bu karardır” dedi. Altıok, yaptığı açıklamada Ankara Valiliği’nin yasak kararının hukuki olmadığını belirterek, valiliğin yasak kararının eril, cinsiyetçi ve ötekileştirici olduğunu ifade etti.
Zeynep Altıok’un açıklamalarının satır başları şu şekilde:

VALİLİK ANAYASAYI ÇİĞNİYOR

Valilik yasak kararında “kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlığın ve ahlâkın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunmasını tehlikeye düşürebileceği göz önünde bulundurulduğunda” diyor. Hangi hak hangi özgürlük? Valilik asıl bu kararla özgürlüklere ve anayasal haklara darbe vurmuştur. Peki Valiliğin koruması gereken LGBTİ'nin hakları ne olacak? Anayasa’nın 10. Maddesi “herkes, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşittir” diyor. Valiliğin bu kararı dinci, eril, cinsiyetçi ve ötekileştirici zihniyetle alınmış bir karardır. Hukuki bir karar değildir! Valilik anayasayı ve evrensel insan haklarını çiğniyor.

turkiye-de-organize-sekilde-nefret-sucu-isleniyor-389993-1.

BU KARAR LAİKLİĞE DE AYKIRIDIR
Anayasa’nın 13. Maddesi “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz” diyor. Yani OHAL dahi olsa siz kişilerin ifade özgürlüğüne karışamazsınız. Yani LGBTİ’nin etkinliklerini “Ahlaka aykırı” bulan Ankara Valiliği'nin yasak kararı laikliğe de aykırıdır.

ORGANİZE ŞEKİLDE NEFRET SUÇU İŞLENİYOR
AKP Genel Başkanı daha geçen aylarda kimsenin yaşam tarzına karışmadığını iddia ederken birkaç ay sonra Bursa’da bir belediyemizi LGBT bireylerin temsil hakkını savunduğu için hedef aldı. AKP Genel Başkanı “Allah şaşırtmasın. Bir partide ölçü kalmayınca işte böyle nereye savrulacağı belli olmuyor” dedi. Asıl şaşıran ve söylem olarak “savrulan” Saray rejimidir. AKP Genel Başkanı, bakanı, milletvekili, müftüsü, bürokratı devamlı ayrımcı bir dil ile vatandaşları hedef gösteriyor. Bu söylem yarattıkları eğitimsizlik ve yozlaşma kültürü içinde şiddete dönüşüyor. Şiddet ise cezasızlıkla ödüllendiriliyor. İdari birimler de tıpkı Ankara örneğinde olduğu gibi nefret üretmede başarılı. Hukukun değil de sarayın arkasından gidiyor! Özetle şu anda Türkiye’de organize şekilde nefret suçu işleniyor.