Türkiye'den üç eğitim manzarası

2005 Türkiyesi'nin Milli Eğitim Bakanlığı büyük bir kültür hizmeti veriyor: Bakanlık, Aziz Nesin öykülerini televizyona aktarmak ya da öğrencilere dağıtmak gibi basit sayılabilecek işler yapmak yerine, öykülerin benzerlerini doğrudan yaşama geçiriyor! Bakın şimdi neler oluyor; Zonguldak'ta Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı Üstün ve Özel Yetenekliler Bilim ve Sanat Merkezi'nde öğrencilere dağıtılan bir materyalde, Mehmet Akif Ersoy'un yaşamı anlatılırken, "İdareciler, İslamiyet'i kalplerden ve hayattan bilmeye yönelik inkılaplara başladılar; Kuran'a doğrudan tecavüz edemeyen din düşmanları, evvela Kuran dili olan Arapça'yı hedef aldılar. Ezanı, kâmeti, namazı Türkçe olarak yerleştirmeye, böylece dinin aslını bozmaya çalıştılar" ifadeleri yer alıyor.

Geçelim Samsun'a. Samsun İl Milli Eğitim Müdürlüğü talimatıyla, Kuran'ın Türkçeleştirilmesinin Kuran'a tecavüz sayılması yorumuna onay veren Zonguldaklı yöneticilere nispet yapılırcasına, ilköğretim 6., 7. ve 8. sınıfta okuyan ve ilk beşe giren öğrencilere Kuran'ın meali, yani Türkçe'si armağan ediliyor. Böyle bir şey olabilir mi? Bakanlığın iki birimi, yalnızca laik Türkiye Cumhuriyeti'ne değil, birbirlerine de hakaret ediyor. Üçüncü manzaramız Ankara-Çubuk'tan Çubuk'ta 23 Nisan Bayramı kutlamaları, yağmurlu hava nedeniyle kutlanamayınca ertelendi. İlgili yönetmeliğe göre bu kutlamanın ilk resmi tatil gününde yapılması gerekiyordu. Bu da 31 Mayıs cumartesi gününe denk geliyordu. O gün tören için hava uygundu. Ancak, kimi ilçe yöneticileri Çanakkale gezisine gittiklerinden, kutlama töreni 1 Mayıs'a ertelendi.Yani emekçilerin bayram gününe. Böylece ilçedeki öğretmenler 1 Mayıs kutlamalarına Ankara'ya gelemediler. Çubuk'ta iki ay önce de, 18 Mart kutlamalarında birçok dinsel motife yer verilmişti. Çanakkale'yi bir din destanına çevir, üzerine Çanakkale'ye geziye gidildiği için; Ulusal Egemenlik Bayramı kutlamalarını, emekçi bayramına denk getir. Her şeyi birbirine sok Bravo! Allah aşkına, bu olaylar Aziz Nesin'lik değil de nedir?