Berkin’in katillerine lanet olsun; bu katiller  için “destan yazdı” diyene ise lanet de yetmez; daha beteri neyse, işte o: En sevdikleri üzerinden çeksin, ölmeden önce çeksin Berkin’in, Nihat’ın, Umut’un, Ceylan’ın, Uğur’un, -90’lara gidersek – Dilan ile Berivan’ın ve de bütün maktul çocukların yakınlarının acısını; hem de misliyle.

Dokuz günde 3 F-4 düştü; 6 pilot öldü. Sonuncusu için Davutoğlu, “Eğitimin doğasında var” dedi; yani, uçak düşer, pilot ölür, bu da normal.

En büyük, en öncelikli ve de en ‘normal’ temennimiz, bu doğallık ve normalliği kendisinin de yaşaması: İnşallah.
Kara Kale’nin parasıyla en az bin 500 ‘yaşam odası’ yapılabilirmiş, her biri en az 40 madencinin canını kurtaracak: İşte, o kadar kanlı bir mekân o ‘ucube’.

Ucubenin sakini, gerek Karadon, gerekse Soma kurbanları için de “Ölüm bu işin fıtratında var” dedi: Allah, o fıtratı sana da nasip eylesin; hem de en tez zamanda.

‘Allah’ dedik, Türkçe gereği. Ama RTÜK diye bir ‘şey’ var; ’Allah’ değil de ‘Tanrı’ dersen cezalandıran: Kim bunlar; Tanrı’yı illaki Allah diye Türkçeleştireceksin diyen hem edepsiz, hem cahil, hem de ’Allahına faşist’, üstelik  inanılmaz derecede yüksek maaşlar alan bir güruh.

Bunlar “içeri atılmalıdır” da demiyorum; temasta bulundukları gardiyanları da ifsad edebilirler, yani fesada sürükleyebilirler: Tümüyle tecrit edilmelidirler hayvanat bahçesi benzeri kamplarda veya sürgüne gönderilmelidirler Suudî Arabî/Dubai/Bahreyn/Katar gibi hayvan-altı mıntıkalara.

Kadın-erkek eşitliğinden yana olmayan herkes/her yer, insan-altı da değil, hayvan-altıdır; zira, eşeğin veya gergedanın en sefili bile, insiyaken de olsa, eşeğin veya gergedanın erkeğiyle dişisi arasında bir fark gözetmez; oysa bunlar “kadınla erkek fıtraten eşit olamazlar” deyip insanları cinayete azmettirirler.

Bu ‘hayvan-altı’lar Ateistlerin sitesine ulaşımı engellemişler: Sen Tanrı’nın varolduğuna inanıyorsun; ateist ise, olmadığına.

İnanmak, ister bir şeyin varlığına olsun, ister var olmadığına, inanç öznesi için epistemolojik açıdan aynı konuma tekabül eder: Bilgi öznesi olmaktan vazgeçme/istifa etme.  Ancak ateist,  insan kardeşlerine karşı insan-üstü bir varlığı referans alarak kendilerinin canını almaya kadar varacak bir dayanak bulma peşinde değildir: Ateist, ahlakî olarak, caniliğe izin vermeyen bir zemin üzerinde varlığını sürdürür; ‘inanç’lı ise, yeri/zamanı/işine geldiğinde kendisine insan canını almaya bile izin veren, hatta bunu emrettiğini iddia edebileceği bir merciye peşinen sığınmış bir ‘na/non-özne’dir.

İnsanın, kendi sınırlarını dikkate alıp, bir bilgi öznesi olarak haysiyetini korumasına tekabül eden yegane metafizik tutum ise, agnostikliktir: A-, olumsuzlama ön eki,  -gnosis ise bilme/tanıma/öylece kabûl etme/tanımlama anlamına gelirken,’ a-gnostik’ de “abicim, benim sınırlarım bu kadar, bir yaratıcı var mı, yok mu, bilemem; o yüzden de ne ‘vardır’ diyebilirim, ama ne de ‘yoktur’” diyen haysiyetli insandır.

Neyse, “Allah, hepimize agnostiklik nasip etsin” deyip ‘Ateizm sitesi’ni kapatan faşist canileri lanetleyerek ve de bu lanetlilere karşı mücadelenin hepimizin insan olarak kalması açısından bir zorunluluk  olduğunu vurgulayarak yazımızı bitirelim.