İş insanı Osman Kavala'ya Gezi Parkı Davası'nda verilen hapis cezası, Türkiye'nin AB üyelik müzakerelerinin yeniden başlamasını engelledi.

Türkiye’nin AB üyelik müzakerelerine Kavala engeli

Avrupa Parlamentosu (AP) Dış İlişkiler Komisyonu, Türkiye'de temel özgürlükler, demokrasi ve hukukun üstünlüğü alanlarında gelişme kaydedilmediği gerekçesiyle AB üyelik müzakerelerine yeniden başlamasını reddeden bir kararı oy çokluğuyla kabul etti.

DW Türkçe'de yer alan habere göre, Komisyon'da 7 ret ve 13 çekimser oya karşı 54 oyla kabul edilen kararda, AB üyelik süreciyle bağlantılı reformlarda "net ve belirgin" ilerleme kaydedilmediği sürece Parlamento'nun müzakerelere yeniden başlanmasını öngöremediği kaydedildi.

Raporda Türkiye'nin son iki yılda Avrupa Birliği (AB) üyelik hedefiyle ilgili tekrarladığı açıklamalara rağmen üyelik süreciyle bağlantılı taahhütlerinde sürekli bir gerileme kaydedildiğine dikkat çekildi.

KAVALA KARARINA ATIF

AP üyeleri, 2018'de resmen askıya alınan üyelik müzakerelerinin yeniden başlatılması konusunda Parlamento'nun ret tutumunu yumuşatacak bir gerekçeyi şu an göremediklerini belirtti. Gezi Davasında yargılanan ve haklarında ağır hapis cezaları çıkan Osman Kavala ve diğer sanıklara atıf yapılarak "Türk hükümeti Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını açıkça hiçe sayarak müzakere sürecinin yeniden başlatılması fırsatını bilinçli olarak tahrip etmiştir" ifadesine yer verildi.

Türkiye'de insan haklarındaki gerilemenin sürdüğüne işaret edilen raporda "Türk hükümetinin sivil toplum ve insan hakları savunucuları, avukat ve gazetecilere uyguladığı hukuki ve idari baskının sürmesinden üzüntü duyulduğu" ifade edildi.

AP üyeleri, AB'nin idari organı AB Komisyonu'nu uygun maddi araçlar yoluyla Türkiye'deki demokrasi yanlısı çabalara yeterli finansman sağlamaya çağırdı.

Raportör Nacho Sanchez Amor da "Bu rapor, AB-Türkiye ilişkilerinde son aylardaki görece gelişme ile, son olarak Osman Kavala kararında gördüğümüz üzere, temel haklar ve hukukun üstünlüğü alanlarında kötüleşmeye devam eden feci durum arasındaki keskin tezatı gözler önüne sermektedir. Türkiye'nin jeopolitik olaylardaki hayati konumu, ülkedeki otoriter eğilimin daha da derinleşmesinin mazereti olamaz" dedi.