Başlıktaki ‘ikinci ilk’ saçmalığının farkındayım ama, o saçmalık bana ait değil.

Şöyle oldu.

Aslında Türkiye’nin ilk şehir hastanesi 16 Ocak’ta Yozgat’ta açılıp hasta kabulüne başladı.

Ve fakat o açılışta, her nedense, resmi tören yapılmadı.

Cuma günü Mersin’de ise Türkiye’nin ikinci şehir hastanesi Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla açıldı.

Ancak Reis’in ilk şehir hastanesinin açılışına katılamama eksikliğini görmek istemeyen yandaşlar yirmi gün önceki kendi haberlerini görmezden gelip…

İkinci kez ‘Türkiye’nin ilk şehir hastanesi açılıyor’ manşeti attılar.

Yok, mühim olduğundan yazmadım da, bugünlerde bunların her şeyi yalan, onu not düşeyim, dedim.

•••

Şimdi gelelim asıl mevzuya…

Tayyip Erdoğan’ın ‘14 yıllık rüyam” dediği Kamu Özel Ortaklığı Modeli ile yapılan şehir hastanelerine.

Arsayı devlet verecek, binayı özel şirket yapacak…

Devlet bina için şirkete 25 yıl boyunca kira ödeyecek…

Bu arada hastanenin otoparkından kantinine, morgundan hasta kabulüne bilumum ‘tıbbi olmayan’ bölümlerini de şirket işletip parayı cebe indirecek!..

Siz bakmayın siyasi iktidarın meseleyi hastanelerin yenilenmesi, modernleşmesi, tek kişilik hasta odaları gibi sunmasına…

Ona zaten kimsenin itirazı yok…

Özellikle finansman modeli ve yaratacağı sorunlar önümüzdeki yıllarda çok daha fazla tartışılacak.

Şimdilerdeyse bizim cenahın dışında pek ilgilenen yok.

Kamu Özel Ortaklığı Modelini yakından takip eden Cumhuriyet gazetesi yazarı Çiğdem Toker önceki gün yazdı…

Gazetemiz BirGün de dün manşetine taşıdı…

Yap, işlet, hasta et!..

Evet, aynen Osmangazi Köprüsü gibi…

Hasta olsa da olmasa da şirket parasını tahsil edecek.

•••

Şehir hastaneleri meselesini başından itibaren çok yakından takip eden Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı’ndan Prof. Dr. Kayıhan Pala’nın konuyla ilgili son yazısı geçen hafta halkinsagligi.org’ta yayınlanmıştı…

Şehir hastanelerinin yüksek maliyeti gizleniyor!..

(http://www.halkinsagligi.org/sehir-hastanelerinin-yuksek-maliyeti-gizleniyorkayihan-pala/)

•••
Gelişmiş ülkelerde yeni yapılan hastanelerde yatak başına düşen kapalı alan genel olarak 150-200 metrekare dolaylarında iken şehir hastanelerinde ortalama olarak yatak başına 287 metrekare kapalı alan düşmektedir. Bir hastanenin gerek yapım gerekse de hizmet sunumu maliyetlerini yükseltmek için bulunabilecek en etkin yollardan birisi tercih edilmiş gibi görünüyor.

Bir şehir hastanesine ortalama bin 417 yatak düşmektedir. ABD’de yapılan bir çalışma orta büyüklükteki (126-250 yatak) hastanelerin diğer büyüklükteki hastanelere göre daha verimli olduğunu ortaya çıkarmıştır.

Danimarka’da kamu hastanelerinde yapılan bir çalışma, bir kamu hastanesi için en uygun yatak sayısının 275 olduğunu göstermiştir. Şehir Hastaneleri için tercih edilen yüksek yatak sayısı, geçmişteki deneyimlere ve bilimsel araştırmaların sonuçlarına göre bir verimsizlik kaynağı olarak Türkiye’nin karşısında durmaktadır.

Bakanlığın açıklamasına göre şehir hastanelerinin 1 yatağının 924 bin 776 TL’ye mal olacağının öngörüldüğü anlaşılıyor. Kuzey Anadolu Kalkınma Ajansı tarafından Haziran 2016’da yayınlanan “Özel Hastane Ön Fizibilite Raporu”na göre bir özel hastanenin 1 yatağının maliyeti 269 bin 991 TL’dir. Şehir hastanelerinde bu tutarın bir yatak başına 654 bin 785 TL üzerinde bir maliyet belirlenmiştir.

Bütün şişirilmiş maliyetlere rağmen toplam 2,8 milyar TL’ye mal olacağı hesaplanan Bilkent Şehir Hastanesi için 25 yıl boyunca ödenecek kira bedeli 23,4 milyar TL’dir!..

Bilkent Şehir Hastanesi klasik yöntemle yapılsaydı 3,5 yıllık kirasıyla yapılabilecekti!..

•••

Ben yazıdan birkaç çarpıcı başlık aktardım ama aslında vakit ayırıp tamamını okumanızı tavsiye ederim.

Şehir hastanesine gittiğimizde muayene için soyunurken hep birlikte nasıl soyulacağımızı ayrıntılarıyla öğrenirsiniz!..