Türkiye’nin yeni Washington Büyükelçisi Murat Mercan’ın, TBMM Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı olduğu dönemde, Fetullah Gülen’den “Fetullah Gülen Hocaefendi” olarak bahsettiği ve Gülen’in fikirleri için “gönül birliği olduğuna inanıyorum” şeklinde ifadeler kullandığı ortaya çıktı.

Türkiye’nin yeni Washington Büyükelçisi, Gülen’i öve öve bitirememiş!

Türkiye’nin kısa bir süre önce atanan Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan’ın, geçmişte Fetullah Gülen’e yönelik övgü dolu ifadeleri ve sıcak mesajları gündem oldu.

Sözcü gazetesi yazarı Aytunç Erkin, bugünkü köşe yazısında AKP’li Mercan’ın TBMM Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı olduğu dönemde Gülen hakkındaki ifadelerini hatırlattı.

2010 yılında Mavi Marmara olayının ardından, Meclis’te gazetecilerin Gülen’in konu hakkındaki eleştirel yorumlarını sorması üzerine Mercan’ın verdiği yanıtları gündeme getiren Erkin, yazısında şu ifadeleri kullandı:

TOZ KONDURMAMIŞ

“TBMM Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı AKP’li Murat Mercan bir televizyon kanalında ‘Mavi Marmara’ baskınını değerlendirdi.

Gazeteci şu soruyu yöneltti Mercan’a:

Fetullah Gülen’in yapmış olduğu açıklamayı nasıl yorumladınız, hükümetle cemaatin arasında sorun olduğu şeklindeki değerlendirmelere katılıyor musunuz?

Mercan’ı dinleyelim:

…Her şeyden önce herkesin bir konuda aynı düşünmesini beklememek lazım, sonuçta demokratik çoğulcu bir ülkeyiz. Benim açımdan baktığınız zaman, oraya gitme iradesini ortaya koymuş bir insan olarak bu açıklamaları kendi adıma çok anlamlı bulmadım.

Gazeteci devam etti: Sizce Gülen neden bu yönde bir eleştiri getirmiştir?

Mercan yanıt verdi: Sayın Fetullah Gülen Hocaefendi bu olayla ilgili bir iki cümle söylemiş. Onlar manşetlere taşındı ama yine bakın daha sonra yapılan açıklamalar, Gazze ile ilgili o gazetede söylenenler, o gazetenin yaptığı yayınlar, o gazetede yazılan köşe yazıları bütün bunları gördüğünüz zaman, sanki ben bu yayınlarda biraz art niye görüyorum. Farklı düşünceler olabilir ama ben gönül birliği olduğuna inanıyorum. Yani Fetullah Hoca, Gazze’deki garibanın, kadının, çocuğun yaşadığı sıkıntıları en az benim kadar, en az başkası kadar yüreğinin en derininde hissediyordur. Ben buna inanıyorum.”