Türkiye nükleer çöplük mü olacak
Tekirdağ Çorlu ilçesinde 15-16 Temmuz'da gerçekleştirilen Marmara Çevre Pl
BAHAR ERKUMÇORLU
Tekirdağ Çorlu ilçesinde 15-16 Temmuz'da gerçekleştirilen Marmara Çevre Platformu (MARÇEP) 19. Bölge Toplantısı'nda Türkiye'nin nükleer enerji politikaları, bilim insanlarının sunduğu bildirilerle gündeme getirilerek tartışıldı.
İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhan Talınlı, nükleer santral konusunda asıl tehlikenin "kaza" riski değil, dünyada hâlâ çözümü bulunamayan nükleer atıkların ne yapılacağı konusu olduğunu söyledi. Avrupa Yenilenebilir Enerji Birliği Türkiye Bölümü Başkanı Ta-nay Sıdkı Uyar ise dünyanın vazgeçtiği nükleer politikaların Türkiye'de uygulamaya konulduğunu belirterek, Türkiye'nin Batı'nın nükleer çöplüğü yapılmak istendiğini söyledi.
Prof. Dr. İlhan Talınlı bildirisinde, çıkartılan çevre yasasını da eleştirerek, "Şimdi siz çıkarttığınız yasada diyeceksiniz ki, nükleer enerji ve nükleer atıklardan Çevre Bakanlığı yükümlü, sorumlu değildir. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu sorumludur. Yıllar önce hurdacıların bulduğu nükleer çubuğu elindeki sopalarla dür-tükleyen ve onun orada olduğunu bilmeyen TA-EK'e kim nasıl güvenecek?" dedi. Termik santral atıklarının bile Türkiye'de doğru şekilde çözülemediğini belirten Talınlı, nükleer atıkların tek çaresinin yeraltında depolanma olarak gösterilmesinin aslında çaresizliğe işaret ettiğini söyledi.
'UYGULAMA TERS'
"Türkiye Enerji Politikaları ve Nükleer Enerji" başlıklı bildirisini sunan Avrupa Yenilenebilir Enerji Birliği Türkiye Bölümü Başkanı Doç. Dr. Tanay Sıdkı Uyar ise, endüstrileşmiş ülkelerin nükleer santrallar kurmama kararlılığında olduklarını, son 40 yılda ortaya çıkan nükleer atıkların nerede depolanacağının belirlenmesinin acil öncelikleri olduğunu belirten Tanay, "Her şey üsttüste gelmeye başladı. Dün Putin ve Bush birlikte yaptıkları açıklamada, gelişmekte olan ülkelere nükleer araştırma yardımı yapacaklarını söylediler. Bu, esas olarak atıkların depolanması anlamına geliyor. Şu anda tartışılan konu o. Yani Akkuyu'da mı, Sinop'ta mı, İğneada'da mı, Çernobil'de mi yoksa Rusya'da bir yerde mi gömülsün? Belki de Türkiye sonunda AB'nin imtiyazlı ortağı yapılarak, Batı'nın nükleer çöplüğü olacak," dedi.
» NÜKLEER KARŞITI PLATFORM: Hükümet lobilere kucak açıyor
ORHAN CEYHAN ANKARA
Elektrik krizi söylemleriyle yeniden gündeme getirilen nükleer santrallara yönelik tepkilerin öncülüğünü yapan Nükleer Karşıtı Platform (NKP) şenlikler, mitingler ve yayınlar yoluyla toplumsal bilince katla çabalarını yoğunlaştırdı. Platform, AKP iktidarının nükleer santral yapım niyetini açıkladığı Sinop'ta bugün başlayacak ve bir hafta sürecek "Nükleer-siz Yaşam Şenliği" düzenliyor. NKP, ağustos ayının ilk haftasında ise bir başka nükleer santral yapımı için belirlenen Akkuyu'da geniş katılımlı bir miting düzenleyecek.
'İS-TE-Mİ-YORUZ'
Türkiye Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne (TMMOB) bağlı Elektrik Mühendisleri Oda-sı'nın (EMO) sekretarya çalışmalarını yürüttüğü Nükleer Karşıtı Platform'un hazırladığı yayınlarla, "Türkiye'nin enerji gereksinimi ile nükleer santralların gereksizliğini" bilimsel verilerle kamuoyunun dikkatine sunmayı sürdürüyor. Platform, "Türkiye'nin hiçbir yerinde nükleer santral istemiyoruz" başlıklı broşüründe, AKP iktidarının enerji politikasını sert bir üslupla eleştirdi. Hükümetin enerji krizi bahanesiyle nükleer lobilere pazar açmak istediğini ifade eden NKP broşüründe, AKP'nin enerji politikalarında geçmişten bu yana yaşanan yanlışlıklara bir yenisini ekleme hazırlığı içinde olduğuna dikkat çekerek, Türkiye'de enerji açığı oluşacağı gerekçesiyle yaratılan kriz senaryolarının nükleer santralların yeniden topluma da-yatılması amacıyla kullanıldığını belirtti.
DOĞALGAZ BAĞIMLILIĞINA DİKKAT!
Türkiye'nin nükller çöplük haline gelmesine izin vermeyeceklerini ifade eden broşür, Kanada ve ABD'de 1978, Almanya'da 1982 yılından bu yana nükleer santral siparişinin olmadığını hatırlattı. Türkiye'nin doğalgaza bağımlılığının azaltılması gerektiğine de vurgu yapılan broşürde, temiz enerji üretimi açısından en önemli unsurlardan biri olan su kaynaklarının, 2005 yılı itibariyle yüzde 25'inin kullanılabildiği vurgulandı. Aynı broşürde, Türkiye'de güneş, rüzgar, biyogaz ve hidrojen gibi yenilenebilir enerji kaynakları konusunda araştırma-geliştirme çalışmaları yapılmaması da eleştirildi.
'Hidrojen enerjisi petrol savaşlarını ortadan kaldıracak'
ULUSLARARASIHidrojen Enerjisi Teknolojileri Merkezi (ICHET) Başkanı Prof. Dr. Nejat Veziroğ-lu, Türkiye'nin planlı şekilde hidrojen enerjisine geçişinin sağlanması gerektiğini bildirdi.
Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı'nda dün başlayan III. Ulusal Hidrojen Enerjisi Kongresi'nde konuşan Veziroğlu, "Devletin yatırım yapmasına gerek yok. Gerekli yasalar çıkarsa, özel teşebbüs yatırım yapar. Fosil yakıtların 2003 yılında verdiği zarar 5 trilyon dolar. Kömür, linyit, petrol ve doğal-gazın Türkiye'de çevreye verdiği zarar yılda 50 milyon dolar. Artık kalkınmış ülkelerde kömür, linyit, elektrik santralleri kurulmuyor. Ama bizde kuruluyor. Hatta kömürü de ithal ediyoruz" dedi. Fosil yakıdarın tükenmelerinin ve çevreye zararının kalıcı çözümünün, hidrojen enerji sistemi olduğunu vurgulayan Veziroğlu, "Bu enerji sistemine geçişle birlikte şu anda kullanamadığımız su enerjisinin yüzde 75'ini, rüzgâr enerjisinin yüzde 95'ini, je-otermal enerjinin yüzde 99,5'ini loıllanıp hidrojen üreteceğiz. Pancardan hidrojen üreteceğiz. Bu, benzin ve mazottan ucuz olacak," dedi. Birgün