Rize’de Dr. Meltem Puşuroğlu’na orakla saldıran Ali Sırrı Kulaksız’ın serbest bırakılmasına tepki gösteren Türkiye Psikiyatri Derneği, yaşanan duruma, “Hastaneye orakla gelmeyi engellemek için bir şey yapmayalım mı?” ifadeleriyle tepki gösterdi.

Türkiye Psikiyatri Derneği’nden sağlıkta şiddetin cezasız kalmasına tepki

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin son örneği, Rize’de yaşandı. Ali Sırrı Kulaksız isimli erkek, hastanede yanında getirdiği orakla Dr. Meltem Puşuroğlu’na saldırdı. Gözaltına alınan saldırgan yanında serbest bırakıldı.

Konuya ilişkin açıklama yapan Türkiye Psikiyatri Derneği de yaşanan duruma tepki gösterdi. Dr. Hayriye Mihrimah Öztürk’ün beş gün önce Yozgat’ta poliklinikte görevini yaparken darp edildiğini ve yaralandığını, son olarak da Dr. Meltem Puşuroğlu’nun Rize Devlet Hastanesinde poliklinikte muayene etmek üzere “buyurun” deyip içeriye davet ettiği hastanın orakla saldırısına hedef olup yaralandığı hatırlatılan açıklamada, “Orakla saldıran kişinin ev hapsiyle bırakıldığını öğrendik. Boğaziçi Üniversitesi protestolarında öğrencileri tehlikeli bulup tutuklayan yargı sistemimiz, daha önce hiç görmediği, tanımadığı görevi başındaki bir hekime orakla saldıran kişiyi tehlikeli bulmadı” denildi.

“Mevzuat gereği yöneticiler bir şeyler yapmalı, olayın neden meydana geldiğini açıklamalı ve bir daha meydana gelmemesi için alınacak önlemleri ilan etmeli. Ama yapmıyorlar. Mevzuatı yapanlar da niye yapmadıklarını sormuyor” ifadelerine yer verilen açıklamada, daha önce yapılan uyarılara rağmen tedbirlerin alınmadığı bir sağlık kuruluşunda meslektaşlarının darp edildiği ancak yöneticilerin tepki göstermediği kaydedildi.

Açıklamanın tamamı şöyle:

"Türkiye Psikiyatri Derneği üyesi, meslektaşımız Dr. Hayriye Mihrimah Öztürk beş gün önce Yozgat’ta poliklinikte görevini yaparken darp edildi, yaralandı. Bugün ise bir başka üyemiz, meslektaşımız Dr. Meltem Puşuroğlu Rize Devlet Hastanesinde poliklinikte muayene etmek üzere “buyurun” deyip içeriye davet ettiği hastanın orakla saldırısına hedef oldu, yaralandı. Bir an önce sağlığına kavuşmasını diliyoruz. Biraz önce orakla saldıran kişinin ev hapsiyle bırakıldığını öğrendik. Boğaziçi Üniversitesi protestolarında öğrencileri tehlikeli bulup tutuklayan yargı sistemimiz, daha önce hiç görmediği, tanımadığı görevi başındaki bir hekime orakla saldıran kişiyi tehlikeli bulmadı.

HASTANEYE ORAKLA GELMEYİ ENGELLEMEK İÇİN BİR ŞEY YAPMAYALIM MI?

Her iki saldırı psikiyatri topluluğunda ciddi bir tepki doğurdu. Birçok meslektaşımız yarın polikliniğe hasta davet ederken bu anları yaşayacak. Her iki olayla ilgili olarak yöneticilerden hiçbir açıklama gelmedi. Belki sessizce meslektaşlarımıza geçmiş olsun dileklerinde bulundular. Oysa ki bu olaylar onların sorumluluğu altında gerçekleşti. Mevzuat gereği yöneticiler bir şeyler yapmalı, olayın neden meydana geldiğini açıklamalı ve bir daha meydana gelmemesi için alınacak önlemleri ilan etmeli. Ama yapmıyorlar. Mevzuatı yapanlar da niye yapmadıklarını sormuyor.

Onlar yapmayınca bağırmak bize düşüyor. Yoksa biz de mi sessiz kalalım? Daha önce yapılan uyarılara rağmen tedbirlerin alınmadığı bir sağlık kuruluşunda meslektaşımız darp ediliyor ama yöneticilerin sesi çıkmıyor. Bir kişinin canı sıkılıyor hastaneye orakla gidiyor, birine zarar vermek istiyor ama yöneticilerin sesi çıkmıyor. 2018’de hastası tarafından öldürülen diğer bir üyemiz Dr. Fikret Hacıosman ile ilgili bugün yapılan duruşmadan çıkıp haberdar olduğumuz bu şiddet olayları sonrasında Cumhurbaşkanından, Başhekimlere bütün yöneticilere soruyoruz: Hastaneye orakla gelmeyi engellemek için bir şey yapmayalım mı?"