“Türkiye’yi kaderine bırakmayacağız. Orada olup bitenleri umursuyoruz ve dikkatle takip ediyoruz.” Bu demeci, “yola devam” eden İsveç’in Dışişleri Bakanı Margot Wallström salı günü Svenska Dagbladet gazetesine verdi. Hâlbuki ondan, durması ve “bilgilerini kontrol etmesi” istenmişti. Dışişleri Bakanı Wallström, geçen hafta pazar günü Twitter hesabından “Türkiye, 15 yaşın altında çocuklarla cinsel ilişkiye izin veren kararı geri çekmelidir. Çocukların, şiddet ve cinsel tacize karşı daha fazla korunmaya ihtiyacı var, daha az değil” mesajını yayımlamış ve bu açıklama Türk politikacılarını kızdırmıştı. İsveç’in Türkiye’deki elçisi Hedvig Lohm, pazartesi günü Dışişleri Bakanlığı’na çağırıldı.

Olaydan sonra, İsveç’in Dışişleri Bakanı Wallström verdiği ilk röportajda, yaptığı açıklamaya pişman olmadığını çocukları koruma ihtiyacını netleştirmek ve çocuk haklarını korumak motifli yaptığını söyledi. Margot “Yazdığım gibi çocukların pek çok ülkede daha da güçlü ve yasalar tarafından korunmaya ihtiyacı var. Bu tartışmanın iyi bir yere gittiğini düşünüyorum. Anayasa Mahkemesi’nin kararının ne anlama geldiği açık bir sonuç doğurdu bile” dedi.

Gazete, Bakan Wallström’e “Anayasa Mahkemesi yasayı değiştirmek için bir sayfa açtı ama herhangi bir yeni yasa yok ortada. Eleştiri yaparken sonuçları beklemeden ileri mi gittiniz?” sorusunu yöneltti. Margot “Ben herhangi bir yasa olduğunu söylemedim. Ben doğru yazdım. Pozitif bir şeye dâhil oldum. Açıklamam Türkiye’de farklı organizasyonlar tarafından da desteklendi” dedi.

Margot’a ayrıca Türkiye’nin herhangi bir özür isteyip istemediği de soruldu ve Bakan’ın cevabı sert oldu, “Niye özür dileyeyim ki çocuk haklarını korumak için mi? İsveç’in Türkiye’yle iyi ikili ilişkileri vardır” dedi. Gerginlik karşılıklı tırmandı, cuma günü Atatürk Havalimanı’nda “İsveç’in dünyada tecavüz oranı en yüksek ülke olduğunu biliyor musunuz?” sorusu bir gazete kupürüyle panolara yerleştirildi. Türkiye uzmanları olayı, İsveç gazetelerine “intikam olabilir” diye yorumladı. Cuma öğleden sonra Ankara’daki İsveç Elçiliği, İsveç’teki tecavüz istatistiğini Türkiye’nin yanlış yorumladığını söyledi. İsveç’te bildirilen tecavüz girişiminin suç sayım şeklinin diğer ülkelerden farklı olduğu hatırlatıldı.

İsveçli uzmanların yorumlarına göre bu hafta kesinleşmişti ki İsveç’le Türkiye ilişkilerine bir şeyler olmuştu. “Son senelerde Türkiye’nin otoriter rejime geçişinde bile İsveç’ten eleştirilerin çok yumuşak kaldığı ve İsveç hükümetinin, Türkiye ile yapılan göçmen sözleşmesini savunduğunu” hatırlatan analizlerde, Stockholm ile Ankara arası ilişkilerin bu yaz sürecinde iyice kötüleştiği saptandı.

Hafta boyunca iki ülkenin siyasetçilerinin sosyal medya üzerinden başlatıp pek de muazzam yükselttikleri çocuk hakları, cinsel taciz, kim daha tecavüzcü tartışması, Antep’te dokuz aylık bebeği koruyamadı. Hüseyin Şimşek’in BirGün’deki haberine göre, Suriye’deki iç savaştan kaçarak Antep’in İslahiye ilçesine yerleşen ve burada günü birlik tarım işçisi olarak çalışan ailenin 9 aylık bebeğine tecavüz edildi. Antep Valiliği, 19 Ağustos Cuma günü internet sitesinden şüpheli şahsın güvenlik güçlerince yakalandığını duyurduğu. “Adli tahkikat devam etmektedir” dendi.

İsveç’te çocukların ırzına geçmede en az 4, en fazla 10 sene hapis cezası vardır. Bu noktada mahkemeler, kurbanın yaşını dikkate alır. Türkiye’de çocuk yaşı gözetilmeksizin suça en az 16 yıl hapis cezası verilirdi. Doğrudur. Otoriter rejime geçerken ve göç sözleşmeleri imzalarken öylece izledikleri Türkiye’deki Suriyeli bebeklerin haklarından bizzat Wallström sorumludur.