Yeni teklisi Sarsın Kara Topraklar’da bir Doğulu genç ile bir Karadenizli gencin aşk hikâyesini anlattığını aktaran Yerlikaya, “Dizilerde ve filmlerde türkülerin yayımlanmasına karşı değilim doğru sahneler olmak koşulu ile” diyor

Türkülerin TV’de yer alması önemli

BURAK ABATAY @abatayburak

Halk müziği sanatçısı Seyfi Yerlikaya, yeni teklisi ‘Sarsın Kara Topraklar’ı Seyhan Müzik etiketiyle dinleyicisinin beğenisine sundu. Pek çok türkü yorumu ile müziğimizin başarılı isimleri arasında gösterilen Yerlikaya ile çalışmaları ve halk müziğinin bugünü üzerine konuştuk.

► Halk Müziği birçok değerini kaybetti. Az sayıda usta hâlâ üretiyor. Bu durum sizi gelecek için kaygılandırıyor mu?
Evet, kaygı verici bir durum. Üretimin bu kadar kısır döngüye girmesi üzücü. Bunun elbette birçok nedeni var. Başlıcası ise popüzlizm sevdası. Üretimden ziyade hazıra konma ve kısa yoldan tanınma fikri bu nedenlerin en başında sıralana bilir. Bunun dışında medyanın Halk Müziği’ne yeterince özen göstermemesi de başlıca nedenler arasında. Âşık Veysel’ler, Âşık Mahzuni’ler, Neşet Ertaş’lar ve daha nice üstatlar kolay yetişmiyor. Bu zamanda Halk Müziği ve Edebiyatı ile ilgili çalışmalar yapanları ve üretenleri el üstünde tutmak gerek. Onlar bu coğrafyanın kültürünü yaşatıyorlar.


► Türkülerimiz bu toprakların en önemli birikimlerinden. Peki, bugünden yarına bırakılacak üretimler ne ölçüde?
16. yüzyılda Pir Sultan Abdal’ın türkülerini bugün hâlâ konserlerimiz de söyleye biliyorsak, aslında nasıl büyük bir hazineye sahip olduğumuzu da iyi bilmemiz gerekiyor. Nice büyük ozanların coğrafyasıdır Anadolu. Çok farklı kültürlerin bir arada yaşadığı bir derya. Ozanlar tüm yaşanmışlıkları günümüze türküler ile taşımışlardır, gerçek hikâyeleri anlatmışlardır. Bu muazzam hazinenin farkında olup yeni nesillere bunun değerini iyi anlatmak gerekiyor. Dün yaşanılanlar nasıl bugüne kadar geldiyse, bugün yaşanılanlarda yarına aktarmak için emek verilmelidir, daha da çoğaltılmalıdır. Bu anlayış hâkim kılınmalıdır.

► Halk Müziği halk hikâyelerinden beslenir. Bugün yazılacak türküler neler olacaktır / olmalıdır?
Türküler yaşanmışlıklar üzerine dile getirilmiştir. O dönemin acıları, kederleri, aşkları anlatılarak bugünlere ulaşmıştır. Hikâyesini bilerek dinlediğimiz türkünün üzerimizde bıraktığı etki daha farklıdır. Kendimizi türkünün içinde buluruz. Nasıl o dönemler acılar, kederler, aşklar yaşanmış ise aslında bugün de değişen pek bir şey yok. Maalesef yaşadığımız coğrafya da acılar azalmıyor, haksızlıklar bitmiyor. Yoksulluk halkın yakasından düşmüyor. Her gün kadın cinayetlerine yenisi ekleniyor. Çocukların çığlığı artarak çoğalıyor. Haksızlık, hukuksuzluk kol geziyor. Gerçek sevdalardan eser kalmamış, çıkarcılık almış başını gitmiş. Bunları anlatacak sanat eserleri ile tarihe not düşülmelidir.

► Geçmişten bugüne, bugünden yarına ne kadar gelişim gösterebildik?
Çok fazla gelişim gösterebildiğimizi söyleyemem. Maalesef bu bir zihniyet meselesi. Ezelden beri değişmedi ve gelişmedi. Nesimi’nin derisi yüzüldü, Pir Sultan Abdal darağacına yollandı. Madımak’ta aydınlarımız, sanatçılarımız katledildi. Mahzuni, Ahmed Arif zındanlara atıldı. Dünya çapındaki şairimiz Nazım Hikmet parmaklıklar ardından sürgünlere yollandı. Daha nice benzer hikâyeler var bu topraklarda. Biz kendi değerlerimizin farkında olmazsak başkalarının farkında olmasını bekleyemeyiz. Daha özgürlükçü, yenilikçi, bilim ve sanat ışığında yürüyen bir düşünce ile gelişim doğru orantılıdır. Öncelikle bu sağlanmalıdır.

► TV dizilerinde öne çıkan isimler ve şarkılar bir tür popülarite yakalıyor. Bu dinleyici için bir tür körleşme de yaratıyor mu?
Ben bir körleştirme etkisi olduğunu düşünmüyorum. Dizi ve sinemada müziğin çok etkili olduğunu ve bir bütün olduğunu düşünenlerdenim. Elbette ki doğru bir sahnede yayımlanan bir eser bir bütünlük meydana getirir ve bu da izleyiciyi etkiler. Yeter ki doğru sahne ve doğru müzik olsun, bu seyircide karşılık bulur. Diziler ve filmler elbette ki eleştirilir, eleştirilmelidir de. Süre bakımından, içerik bakımından, oyunculuk, senaryo vs. eleştiri sonuçta gelişimi arttırır. Dizilerde ve filmlerde türkülerin yayınlanmasına karşı değilim doğru sahneler olmak koşulu ile. Kimi zaman unutulmaya yüz tutmuş eserler bir dizi ya da sinema filmi sayesinde tekrar gün yüzüne çıkıyor ve geniş kitlelere ulaşıyor. Bu da doğal olarak size ve seslendirdiğiniz esere bir tanınırlık, bir bilinirlik getiriyor. Maalesef ülkemizdeki medya düzeni türkülere yeteri kadar özeni göstermediği için bu anlamda dizilerin ve filmlerin türkülerimizi yayınlamasını değerli buluyorum.

► Siz bir yörenin türküleri dışında pek çok farklı gelenekten besleniyorsunuz. ‘Sarsın Kara Topraklar’da bir Karadeniz etkisi duymak mümkün. Türkü seçimlerini nasıl yapıyorsunuz?
Sarsın Kara Topraklar aslında bir yöreye ait türkü değil. Yeni yazıp bestelediğim bir eser. Bu eserimde biri Karadenizli biri Doğulu iki gencin aşkını anlatmaya çalıştım. Bu topraklar töreler, gelenekler, aile baskıları yüzünden nice kavuşulamamış aşk hikâyeleri ile dolu. Biri birine âşık olan bu iki aşığı yıllar sonra karşılaştırdım. Acaba dedim o an biri birilerine ne anlatırlardı? Şarkıda hala bitmemiş bir aşkı ve buna engel olanlara yapılan sitemi anlattım. Mehmethan güzel bir düzenleme yaptı, kardeşim Selçuk Balcı da kemençesi ile ayrı bir ruh kattı, ortaya böyle bir eser çıktı. Albüm yaparken kendi yaptığım şarkılarımın dışında ses aralığıma uygun olan, yorumuma yakıştırdığım eserleri tercih ediyorum.

► Türkü yorumlarında düzenlemeler ne kadar önemli?
Çok önemli. Bir esere hayat veriyorsunuz. Tabii bu biraz göreceli bir durum. Çünkü müzik çok geniş bir anlayışı içerir ve herkesin beğenileri farklı. Kimi eserler büyük orkestrasyonlar ister, kimi eserler ise bir kaç enstrümanla icra edilmek. Burada önemli olan eserin ruhunu, duygusunu kaybetmemesidir. Duygusunu kaybeden bir eser dinleyicinin kalbine dokunamıyor. Bu yüzden düzenleme konusu çok önemli ve hassasiyet ister.

► Bizi bekleyen yeni projeler neler?
Şu an hazırladığım iki yeni eserim mevcut. Sözlerini ve müziğini yaptığım ‘’Göçmen Kuşlar’’ ve Şah Hatayi’ye ait ‘’Yola Girme Sen’’ adlı eserler. Stüdyo kayıtlarımız bitti. Yakın zaman içerisinde klip çekimlerini yapacağım. Onun dışında konser çalışmalarım devam ediyor. Daha önce yaptığım Uzun Yol Türküleri 1-2-3 dıışında bir yandan dördüncüsü üzerinde de çalışıyorum.

cukurda-defineci-avi-540867-1.