Turp Kıbrıs medyasında
CHP Lideri Özel’in “Turpun büyüğü Kıbrıs’ta” sözleri dikkatleri Kıbrıs’a çevirdi. Öldürülen Falyalı’nın Ankara’ya uzanan kirli ilişkileri ve Falyalı’nın kayıp kasetleri Kıbrıs medyasının ana gündemi oldu.

Politika Servisi
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, önceki gün partisinin grup toplantısında AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sık sık dile getirdiği "Turbun büyüğü" metaforu üzerinden dikkatleri Kıbrıs'a çekti. Özel’in dikkat çektiği konu, suikastla öldürülen yasa dışı bahis baronu Halil Falyalı ve onunla ilişkili olduğunu iddia ettiği isimler ve kayıp videolar oldu. Özel’in çıkışının ardından Kıbrıs medyası da kayıp videoları manşetlerine taşıdı.
Özgür Özel konuşmasında şunları ifade etti: “Erdoğan’a sormuştum. KKTC Büyükelçisi, Yasin Ekrem Serim’in organize suç örgütü lideri Halil Falyalı ile ilişkisini. Sustu. Hiçbir şey söylemedi. Hala susuyor. Kim bu Ekrem Serim? Erdoğan’ın İBB Başkanlığı döneminden beri yanındaki kasası, Maksut Serim. Başbakan olduğundan beri ve Cumhurbaşkanlığında örtülü ödeneği yöneten kişi. Oğlu Dışişleri Bakan yardımcısı oldu, sonra da Kıbrıs’a Büyükelçi oldu. Sonra o söylediğim gün, apar topar büyükelçilik görevinden alındı. Erdoğan yanıt vermiyor ama 2014-2021 yılları arasında Halil Falyalı’nın finans müdürü Cemil Önal teker teker her şeyi anlattı. Şimdi bu adı geçenler üzerinden bir tane, her şeyi göze alan savcı arıyoruz.”
Bugün Kıbrıs gazetesinde Ayşemden Akın imzalı Halil Falyalı yazı dizisinde “MİT’in peşinde olduğu 5 kayıp video: Devletin en üst kademelerine uzanan kirli ilişkiler ağı…” başlığıyla ele alındı. Yazıda, “Yolsuzluk, rüşvet, infazlar ve kayıp videolarla örülü bir karanlık tablo. Halil Falyalı suikastının ardından ardında kalan miras, sadece para değil; bir mafya imparatorluğu, bir istihbarat savaşının izleri ve devletin en derin katmanlarına sızmış bir düzen. Bu düzen hala işliyor” denildi.
Yazıda, 2014-2021 yılları arasında Halil Falyalı’nın en yakınındaki isimlerden Finans Müdürü Cemil Önal'ın sözleri aktarıldı: “İbrahim Serim, Kıbrıs’a üniversite okumaya geldiğinde babasının etkisiyle kısa sürede KKTC vatandaşlığı aldı. Bu vatandaşlık sayesinde devletle doğrudan ilişki kurabilecek konuma geldi. İbrahim’le samimiyetimiz vardı, bu sayede onu rahmetli Halil Falyalı’yla tanıştırdım. Sonrasında aralarındaki ilişki ilerledi. O dönemlerde Ekrem Serim Ankara’da bir devlet kurumunda bürokrattı. Dışişleri Bakan Yardımcısı değildi ama yine de dikkat çeken bir isimdi. Maksut Serim’in gücü nedeniyle çevresi oldukça genişti.
İbrahim Serim, dönemin KKTC Büyükelçisi Ali Murat Başçeri ile de çok yakındı. Aslında bu yakınlığın temel nedeni İbrahim’in kişisel özellikleri değil, babasının nüfuzuydu. Bu bağlantılar sayesinde Falyalı ailesi için de bir tür 'koruma zırhı' oluşmuş oldu. Kıbrıs’ta büyükelçilerin etkisi çoğu zaman Cumhurbaşkanından bile fazladır. Bu koruma kalkanı, Falyalı ailesinin bazı işlerini kolaylaştırdı.
FİDAN KAYIP KASETLERİN ELİNE GEÇMESİNİ İSTEDİ
Bu ilişkiler çerçevesinde Ekrem Serim de sürece dahil oldu. AK Parti seçimlerinden sonra Ekrem Serim’in Dışişleri Bakan Yardımcısı olmasıyla beraber Halil Falyalı’yla olan ilişkiler daha da stratejik bir hal aldı. Hüsnü Falyalı ve eşi Özge, Ekrem’le samimiyet kurdu. Hatta Kıbrıs’taki gayrimenkul satışlarından elde edilen gelir, İngiltere’de Yasin Ekrem Serim’e ait olan şirkete aktarıldı. Ekrem Serim, aynı zamanda Hakan Fidan’a çok yakın bir isimdi.
Hakan Fidan, Falyalı’nın elinde olduğu iddia edilen kasetlerle ilgili gelişmeleri duyunca, bu kasetlerin devletin eline geçmesini istedi. Bu görev için Ekrem Serim’i Büyükelçi olarak Kıbrıs’a gönderdi. Ona, 'Bu kasetleri al, getir. Bu şekilde devlet içinde yükselirsin' denildi. Ekrem kabul etti, Kıbrıs’a geldi. Özge Falyalı ile yakınlaştı. Görüşmeler otellerde değil, Özge’nin babasının evinde yapıldı. Aynı zamanda Mehmet Taşker’le de ev ortamında buluşmalar gerçekleştirdi.
‘45 KASETİN 40'I TESLİM EDİLDİ, 5 KASET SERİM'DE’
Ekrem Serim, Kıbrıs’a geldiğinde ilk işi, çevresindeki tüm güvenlik personelini değiştirmek oldu. Kendi ekibini getirdi. Kasetleri almak için yoğun çaba sarf etti. Söylentilere göre toplamda 45 ya da 46 kaset vardı. Ancak Ekrem Serim bunlardan sadece 40 tanesini Ankara’ya teslim etti. Diğer 5 kaset kendisinde kaldı. MİT, bu eksikliği fark etti çünkü ellerinde kaset sayısıyla ilgili bilgi vardı.
Hakan Fidan, bu gelişmelerin ardından kasetleri İbrahim Kalın’a iletti. İbrahim Kalın da MİT Başkanı olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan’a durumu aktardı. Eksik olan 5 kasette kimlerin olduğu tam bilinmese de, Binali Yıldırım’ın oğlu ve Hakan Fidan’ın oğlunun adının geçtiği iddialar var.”