Heybedeki turpun büyük mü küçük mü olduğunu bilemedik, lakin epey sulu olduğunu öğrendik!

Heybedeki turpun büyük mü küçük mü olduğunu bilemedik, lakin epey sulu olduğunu öğrendik!
Çünkü Cemaat’in turpundan medet umanların akıllarına turp suyu sıkılmış oldu.
AKP madalyonunun öbür yüzünde yer almaktan başka bir özelliği olmayan The Cemaat ise Hizmet’ten Hezimet’e yatay geçiş yapıverdi. Eh işte, son seçimlerin belki de tek kazancı, memleketin The Cemaat belasından bir nebze ve şimdilik kurtulması, asıl belanın daha da güçlenmesi pahasına!
Belki şöyle bir komplo teorisiyle teselli bulabiliriz: Cemaat’in “Her seçim bölgesinde ikinci güçlü partiye oy verin” çağrısı sayesinde (!) zaten ikinci parti olan AKP birinciliğe yükselmiş olmasın?!
Efendim, bundan böyle Zalim Şahıs’ın (ZŞ) ve şürekâsının yediği haltları sıralamak, bak işte yine yolsuzluk, zalimlik, hukuksuzluk yaptı filan diye yakınmak külliyen abesle iştigal. Artık görüldü ki hukuksuzluk, yolsuzluk, ahlaksızlık vb akla gelen her tür demokrasi dışı melanetin cisimleşmiş hali oldular…
Siyaset şaka gibi! ZŞ’nin yüzde 44’lük gücü bırakın tek adamlığı aslında yarım adam olmaya bile yetmiyor. Ama şaka gibi olmayan yanı: Zalim Rejim’in artık konsolide olmuş (sağlam) bir kitle tabanı var. Ve bu kitle tabanının önemli bir kesimi milliyetçi ve dinci bağlılıklar ötesinde ve daha da vahimi ahlaksızlık ve yolsuzluk eksenindeki suç ortaklığıyla niteleniyor. Böyle bir suç ortaklığı duygusu ise daha saldırgan ve giderek daha militan bir kitle tabanı anlamına geliyor.
Çünkü ZŞ destekçiliği yapmak suç ortağı olmaktır ve ona destek olanlar bu suçu bilerek işliyor. “Vebali” elbette büyük olacak. Hilesinin darasını alsak bile toplumun yüzde 40’ından fazlası hâlâ açık diktatörlüğe evet diyor. Lamı cimi yok.
Elbette enseyi karartmayalım, yüzde 40’tan fazlası suç ortağı ama bir de suça ortak olmayan yüzde 56 var. Öyleyse son seçim sonuçları başka türlü okunursa, toplumun yüzde 56’sı da hırsızlıkları, yolsuzlukları onaylamamıştır. Yani hesabı sandıkta veririm diyen ZŞ seçim mahkemesinde beraat etmedi, sadece tutuksuz yargılanıyor!
• • •
CHP pirinciyle yapılan pilav da belli ki daha çoook su kaldıracak. Şimdilik malumun ilamı şöyle: CHP’deki Kürtlere mesafe koymaya devam etme ve ulusalcılık sevdasının sonucu MHP’nin güçlenmesi oldu. Hiç kimse hakikisi varken özentiye meyletmedi. CHP’nin Cemaat ile flörtü de AKP’ye yaradı. Evet, yine hiç kimse hakikisi varken özentiye meyletmedi.
Oysa CHP yönetimi devrimcileri “marjinal” diye küçümsemiş sağa yönelmeyi tercih etmişti. Meğer CHP de orta büyüklükte marjinal partiymiş! Kürt illeri bir yana, CHP’nin oy oranları bazı illerde şöyle: Çankırı 1.32, Kütahya 1.61, Nevşehir 1.82, Rize 4.94, Sivas 4.84, Tokat 5.28, Yozgat 1.53, Bayburt 0.89 (19.617 oyun sadece 174’ü!), Kırıkkale 2.86, Karabük 2.61, Düzce 3.97, Iğdır 0.74... Yahu CHP bu illerin bazılarında vakti zamanında birkaç milletvekili çıkarmıyor muydu?
Elbette kendileri bilirler ama CHP yönetimi hâlâ sol dışında bir seçenek arayışındaysa iktidar onlar için sadece bir “umsuluk”tur, yani canları çok istediği halde elde edemeyecekleri bir durum…
Öte yandan BDP/HDP bahsini de, şu cumhurbaşkanlığı tartışması belirginleşince yeniden ele almalı. Çünkü ZŞ’nin yeniden Cumhurbaşkanlığı’na heveslendiği konuşuluyor. Kendi başına zaten kendisini dayatan bir Kürt çözümü bu vesileyle daha da öne çıkacak.
• • •
Seçimler aslında pek çok şehirde ve ilçede hile hurda nedeniyle sonuçlanmış değil. Birçok yerde “saylanmaz” durumu var. Ama saylansa da saylanmasa da kepaze bir oyunda ne denir? “Sayım suyum yok!” Sayımız suyumuz yok.
Bundan böyle ZŞ artık her konuda yine kutuplaşma peşinde koşacak, çünkü kutuplaştırmanın çok faydasını gördü, Cemaat’in Saray darbesini bile böyle bertaraf edebildi.
Cemaat cadıları avlandıktan sonra hâkiki muhalifler için operasyonlar kapıda… Bu yüzden bir süre daha karanlığa sıkılan yazılar yazacağız, mecbur. Yazmakla aydınlık gelmez ama karanlıkta delik açılabilir. Ama asıl delikler sokaklarda açılacak.
Sokağa çıkmak sadece eylem için değil, öncelikle sokakları oluşturan haneleri örgütlemek içindir... Çünkü unutmayalım Gezi isyanı günlerinde sokaktakilere kapılarını açanlar evlerindeler, sokaktaki devrimciler işte önce o hanelerin kapılarını çalacak.
Gezi direnişi sayesinde “yalnış yanlızlıklarımız”a son verebilmeyi öğrenmiştik, işte bu bilgiyle ne olacaksa kendi gücümüzle olabileceğini hiç unutmayacağız.
Çünkü turp elbette önemli, ama önemi vitaminli bir zerzavat olmasıdır ve illa ki piyasadaki birçok siyaset erbabından da faydalıdır.