Google Play Store
App Store

TÜSİAD Başkanı Turan ve YİK Başkanı Aras hakkındaki iddianamenin detaylarına ulaşıldı. İddianamede, Aras ve Turan'ın "içeriğini bilmedikleri siyasi, hukuki, adli ve idari olaylar ile ilgili değerlendirmede bulunarak", telkin ve yönlendirici mahiyetteki yanıltıcı ve dezenformasyon içerikli bilgileri yaydıkları iddia edildi. İddianamede söz konusu beyanların düşünce ve ifade özgürlüğü açıklama sınırlarını aştığı savunuldu.

Kaynak: AA
TÜSİAD yöneticileri hakkındaki iddianamenin detaylarına ulaşıldı: İfade özgürlüğü aşılmış!
TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras (sağda)

Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan ve Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mehmet Ömer Arif Aras hakkında, dernek genel kurulundaki konuşmalarında kullandıkları ifadelere ilişkin başlatılan soruşturma sonucu hazırlanan iddianamenin detaylarına ulaşıldı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, Aras ve Turan'ın Türkiye genelinde hukuki güvenliğin olmadığını, vatandaşların Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ne yönelik güven probleminin olduğunu, bu sebeple huzursuzluğun bulunduğunu, tutuklama iş ve işlemlerinin hukuksuz olduğunu, kayyum atama iş ve işlemleri ile gözaltı, tutuklama gibi hukuki tedbirlerin toplumda güveni sarstığını beyan ettikleri aktarıldı.

İddianamede, Aras ve Turan'ın "içeriğini bilmedikleri siyasi, hukuki, adli ve idari olaylarla ilgili değerlendirmede bulunarak, telkin ve yönlendirici mahiyetteki yanıltıcı ve dezenformasyon içerikli bilgileri yaydıkları" savunuldu.

Aras'ın konuşmasının TÜSİAD'ın internet sitesi üzerinden görüntülü ve yazılı şekilde yayınlandığı belirtilen iddianamede, Aras ve Turan'ın konuşmalarını ekonomi alanında bulunduğu konum ve kariyerleri ile birçok üyesi bulunan derneğin başkanlık makamında bulunmalarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle gerçekleştirmeleri nedeniyle, eylemin etki alanını genişlettikleri iddia edildi.

"HALK ARASINDA ENDİŞE VE PANİK YARATMAK AMACI GÜDÜLDÜ"

Aras ve Turan'ın beyanlarının düşünce ve kanaat (ifade) özgürlüğü açıklama sınırlarını aştığı, haber ya da bilgi verme hakkı kapsamında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı savunulan iddianamede, bu isimlerin ayrıca toplumun doğru haber veya bilgiyi alma ve erişme hakkını yanıltıcı bilgiler aracılığıyla engelledikleri, içeriğini bilmedikleri ve toplumun genelini ilgilendiren olaylara ve adli işlere ilişkin bilgileri sırf halk arasında endişe ve panik yaratmak amacıyla söyledikleri öne sürüldü.

İddianamede Aras ve Turan'ın sözlerinin ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığıyla ilgili olduğu, bu kapsamda eylemlerinin kamu barışını bozmaya elverişli olduğu, şüpheliler tarafından siyasi, ekonomik ve ticari konularda toplumu manipüle etmek amacıyla gerçeğe aykırı veya yanıltıcı bilgiler verildiği iddia edildi.

İddianamede, Aras ve Turan'ın "zincirleme şekilde basın ve yayın yoluyla yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçundan cezalandırılmaları istenirken, "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçundan soruşturma dosyasının ayrıldığı belirtildi.

Bu suçun soruşturma usullerinin ve suçtan zarar gören unsurunun farklı olması nedeniyle ayırma kararı verildiği kaydedildi.

İddianame, İstanbul 28. Asliye Ceza Mahkemesine gönderildi.

ARAS VE TURAN NE DEMİŞTİ?

Türkiye’de büyük sermayenin çatı kuruluşu olan TÜSİAD'ın 13 Şubat'ta gerçekleştirilen Genel Kurul toplantısında konuşan TÜSİAD Başkanı Orhan Turan ve YİK Başkanı Ömer Aras Türkiye'deki sosyal, ekonomik ve siyasi duruma ilişkin eleştirilerde bulunmuş, söz konusu ifadeler kamuoyunda tartışma konusu olmuştu.

"Disiplinsizlik suçuyla teğmenler hakkında ihraç kararı alınıyor fakat deprem, yangın, taciz, kadın cinayeti, iş kazası gibi kamuoyunda infial yaratan nice olayda ya suçlular bulunmuyor ya da kısa sürede serbest kalıyorlar" diyen Turan, son dönemde artan kayyum uygulamalarına, gazetecilere yönelik gözaltı ve tutuklamalara dikkat çekmişti.

Seçilen belediye başkanları yerine kayyum atandığını vurgulayan ve son dönemdeki tutuklamalara dikkat çeken Ömer Aras ise medyanın baskı altına alınmasına değinmişti.