TÜSTAV, kuruluşunun 30. yılına özel olarak 12-13 Kasım 2022'de İzmir’de "Cumhuriyet Kurulurken Emek ve Sol" başlıklı bir sempozyumu gerçekleştirecek.

TÜSTAV'dan 'Cumhuriyet Kurulurken Emek ve Sol' sempozyumu

Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı (TÜSTAV), 12-13 Kasım tarihleri arasında Kültürpark'ta bulunan İzmir Sanat'ta “Cumhuriyet kurulurken emek ve sol” başlıklı sempozyum düzenleyecek.

İki gün sürecek olan sempozyumda,Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sürecini emeğin, işçi hareketleri ve sol hareketler açısından ele alınarak eleştirel bir bakış açısıyla değerlendirmeyi amaçlan sempozyumda sunulacak tebliğler dernelenip TÜSTAV-Sosyal Tarih Yayınları’ndan yayımlanacak.

TÜSTAV Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Erol Ülker sempozyuma dair, “Anadolu’da kapitalist üretim ilişkilerinin yaygınlaşması ve İmparatorluğun dünya ekonomisine entegrasyonunda kilit bir konuma sahip olan İzmir, son derece heterojen bir nüfus yapısına ve liman kentlerine özgü kozmopolit bir kültüre sahiptir” ifadelerini kullanırken gerçekleştirilecek sempozyumda şu sorulara yanıt aranması bekleniyor;

• Osmanlı İmparatorluğu’nda emek gücünün etnik ve dini olarak heterojen yapısı işçi hareketleri ve sol hareketler açısından ne tür sonuçlar doğurmuştur?

• Başta sosyalist ve komünist hareketler olmak üzere sol akımlar ile milliyetçilik arasındaki ilişkiler Osmanlı’nın son dönemlerinden itibaren nasıl şekillenmiştir?

• Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişin işçi hareketleri ve sol hareketler açısından sonuçları nelerdir?

• Bir liman kenti olarak İzmir’de kapitalist üretim ilişkileri hangi dinamikler bağlamında ortaya çıkmış ve yaygınlaşmış, bu süreç nasıl bir sosyo-ekonomik yapının ortaya çıkmasına neden olmuştur?

• Millî Mücadele ne dereceye kadar ve nasıl bir toplumsal taban kazanabilmiştir?

• Bu bağlamda gayrimüslimlerin Millî Mücadele karşısındaki konumu nasıl tartışılabilir?

• Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş sürecinde milliyetçiliğin ve nüfusu homojenleştirmeye yönelik politikaların emek gücü ve işçi hareketleri açısından sonuçları nelerdir?

• Bu süreçte sol hareketler Türkleştirme politikaları karşısında nasıl tutum almıştır?