“Müvekkilim Ahmet Arif Yusufoğlu hakkında, 6-7 Ekim 2014’te Diyarbakır’daki olaylarda beş kişinin öldürülmesiyle ilgili yakalama emri çıkarıldı ve Diyarbakır Sulh Ceza Hakimliğince 18 Mart’ta tutuklandı. Ama Yusufoğlu 6-7 Ekim’de, mahkûm olduğu başka bir davadan Diyarbakır E Tipi Cezaevindeydi. Bunu beyan ettik tabii ancak sorgu sırasında yeterli personel olmadığı gerekçesiyle araştırma yapılmadı.”

Mahkeme, “Önce tutuklayalım, sonra bakarız” demiş. Yusufoğlu bir hafta hapiste kaldıktan sonra avukatı Mahsun Kaya’nın dilekçesi işleme kondu. Tahliye olduğu gün Kaya ile görüştüm, gülmekle ağlamak arası bir haldeydi.

Yusufoğlu, 6-7 Ekim’de Diyarbakır’da öldürülen beş kişiyle ilgili yargılanıyor. Öldürülenlerden HüdaPar üyesi Yasin Börü, Riyat Güneş, Ahmet Dakak ve Hasan Gökgüz’le ilgili soruşturma kapsamında 40’a yakın kişi gözaltına alınmış, 34 kişi hakkında iddianame hazırlanmıştı. Hepsinin “Canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme”, “Devletin birliğini ve ülke bütünlüğünü bozma”, “Terör örgütü propagandası yapma” suçlarından ikişer kez ağırlaştırılmış müebbet hapsi isteniyor.

Yusufoğlu da diğer şüphelilerle birlikte gizli tanık ifadesine dayanarak tutuklandı ama “yanlışlıkla” tutuklanan ve suçlanan sadece o değil.

8 Aralık 2014’te tutuklanan B.D’nin de 2-24 Ekim arasında Selahattin Eyyübi Devlet Hastanesi’nde yatarak tedavi gördüğü ortaya çıktı.

Sanıklardan 25 yaşındaki E.A’nın, olay günü İzmir Menemen’de askerlik yaptığı anlaşıldı. Askerlik şubesinden istenen evraklar mahkemeye ulaşınca tahliye edildi.

Tutuklu sanıklardan Y.D.’nin de ölümlerin yaşandığı belirtilen saatlerde Diyarbakır Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde olduğunu gösteren kamera kayıtları dosyaya girdi. Hakkında 6 defa müebbet hapis cezası istenen Y.D. hastane kamera kayıtlarına göre, 7 Ekim’de saat 18:06’da hastanenin acil kapısından giriş yapmıştı. Ancak bu delillere rağmen hala tutuklu.

Son olarak da Evrensel gazetesinin haberine göre, hakkında tutuklama kararı verilen Ahmet Tanrıverdi’nin olay günü Bingöl’de asker olduğu ortaya çıktı. Tanrıverdi, mahkemeye sunduğu Terhis Belgesi ile serbest bırakıldı.

Davada 27 kişi tutuklu.

Başbakan ve Cumhurbaşkanı her mitinglerinde “Kobane eylemlerine” atıf yaparken, olaylarda öldürülen yaklaşık 50 kişiden sadece HüdaPar üyelerinin ölümüyle ilgili dava açıldı.

Klan hukuku sadece haksız tutuklulukla değil yargısız infazla da uygulamada:

Bingöl Emniyet Müdürü Atalay Ürker, 9 Ekim akşamı kent merkezinde silahlı saldırıya uğradı. Yanındaki Emniyet Müdür Yardımcısı Atıf Şahin ve bir koruma polisi öldürüldü. Birkaç saat sonra, olay yerine epey uzak olan Genç ilçesinde bir araç tarandı, içindeki dört kişi öldürüldü. Hemen sonra Başbakan canlı yayında konuştu, “Anında cezalandırıldılar” diyerek devletin yargısız infaz yaptığını kabul etti. Öldürülen dört kişinin saldırıyla ilgisi olmadığı anlaşıldı. Bingöl’deki saldırının faili meçhul.

Öyle ya, failler bulunursa miting meydanlarından kimi yuhalatacak, hangi “tehditle” oy isteyecekler?