Ana akım medya” olarak adlandırılan Doğan Medya Grubu,Demirören Grubu’na devredildi.

Doğan Holding, basın, yayın, dağıtım ve televizyonculuk işlerinden tamamen çekildiğini açıkladı.

Şimdi Türkiye’de 4. Güç olarak, ilk 3 erki denetleyecek, dengeleyecek ve de frenleyecek sadece birkaç basın kuruluşu kaldı.

Yani yurttaşların nefes alabilecekleri çok az yer bırakıldı!

Artık İktidarın keyfi ve baskıcı tavrına, emeğin sömürülmesine, eşitsizliğe, adaletsizliklere karşı koyulmasına, zulme ve hakların gasp edilmesine direnecek medya kuruluşunun sayısı iki elin parmakları kadar!

•••

Zaten el değiştiren medya organlarına bakıyoruz, gündemlerini ve haber formatlarını da hemen değiştiriyorlar…

Artık daha fazla cinayet, felaket ve cehalet haberleri duyuyoruz.

Siyaset yerine hamaset dinliyoruz!

Ülke ve dünyadaki gerçeklerden, iktidarın yaptıklarından, açlıktan, toplumsal yoksulluktan, yaklaşan ekonomik felaketten, tarafsızlığını yitirmiş yargının verdiği haksız kararlardan haberdar değiliz!

Kayıkçı kavgası formatında, her defasında iktidar yanlısı olan ya da iktidara yararlı olacak bir şekilde pompalanan haberlerle karşılaşıyoruz!

•••

Daha dün “amiral gemisinin” anlı şanlı kalemleri, anında iktidarın kalemşörlüğüne dönüşüverdiler…

Muhalefet partilerinin iç işlerine karışarak mevcut iktidarın oluşturduğu “gerçekötesi” algı yönetime bodoslama katıldılar!

Ne kadar da arsızlarmış meğer!

Halkımız doğru söylemiş: “Dönenler ve sonradan görmelerden korkacaksın!”

Hele hele dönmeyi şiar edinenlerden heptenkorkacaksın!

•••

10 Mart 2018 Cumartesi günü kredi derecelendirme kuruluşu Moody’s Türkiye’nin kredi notunu indirdiğini açıklamıştı. Türkiye’nin kredi notunu “Ba1”den “Ba2”ye düşürdüğü bildirmişti. Ardından Türk bankalarının da notunu düşürdü.

•••

Her zaman olduğu gibi iktidar yetkilileri “bu kararın ekonomik değil, siyasi olduğunu” söylediler ve “sen kimsin be!” dediler!

•••

İktidar biraz haklı!

Bu Moody’s kim be?(!)

Başarılı olan bir ekonomiyi, tüm kurum ve kuruluşlarıyla demokrasinin en önde gelen ülkesini, hukuka sonuna kadar inanmış, yolsuzlukların, hırsızlıkları üzerine gitmiş, devleti soyan iktidar partisinin sorumlularını yargılamış, kadın erkek eşitliğine inanmış, 4. Güç olan basını dünyaya örnek olacak şekilde özgür bırakmış bir ülkenin notunu sen nasıl düşürürsün?(!)

Hele hele ekonomi, siyaset, sanat, yer üstü ve yer altı, denizlerden kutuplara varıncaya kadar her konuda bilgili, diploma almaya bile gerek görmemiş bir kişinin yönettiği ülkeyi nasıl kötülersin?(!)

Bu ülke ki; dünyaya örnektir! Karizmatik lidere sahiptir!..

Bu ülke ki; dolar 4.1 TL’ye çıkığında, benzin 6 TL olduğunda, asgari ücretin 1604, açlık sınırının 1680 TL, tüketicilerin banka borcunun 499.5 milyar TL, işsizlik oranının %13’lere vardığı bir anda bile büyümeyi %7.4 yapabilmiş ekonomi dehalarına sahiptir böyle bir ülkeyi nasıl kötülersin?(!)

•••

İşin mizahı bir yana, Türkiye bugün müthiş bir karanlığa doğru doludizgin gidiyor!

Hukuk devleti olmaktan tamamen çıkarılmış durumda.

Moody’sin ülkenin notunu kırmasının nedeni ekonomi kadar demokrasi ve hukukun da Türkiye’yi terk ettiğini görmesidir.

Moody’s, AKP Genel Başkanı’nın tek adam olarak ve de özellikle OHAL’i kullanarak, ülkedeki tüm hak ve özgürlükler üzerine baskı kurması, yurttaşları korkutarak sindirmesini doğru bulmuyor, ülkeye gelecek yatırım ve sermayenin güvende olamayacağını tespit ediyor.

Güvencesi olmayan bir ülkede dürüstlük aranmaz!..

Orada “Çal ve kaç düzeni vardır!”

•••

Geçen hafta Silivri Cezaevi’ndeydim.

Akın Atalay, Mehmet ve Ahmet Altan ile Osman Kavala ile görüştüm.

Ertesi gün de İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’la konuştum.

•••

Akın Atalay’ın morali çok iyiydi. ”Korkmuyorum çünkü suç işlemedim!” diyor.

Cumhuriyet Gazetesi’nin bundan sonraki işlevinin daha da” önemli olacağını” konuştuk.

Geçen duruşmada yargıç “gemiyi en son kaptan terk eder” demişti!

Nisan sonundaki duruşmayı sabırsızlıkla bekliyoruz…

•••

Mehmet Altan çok haklı bir konunun altını çizdi.

Türkiye’nin ve de AB’nin en üst Yargı organları AYM ve AİHM, Altan’ın itirazını kabul etmesine karşın, hukuk hiyerarşisini dinlemeyen, üst mahkemelerin kararına uymayan yargıya dikkat çekti…

Gerçekten yargı da durum vahim!

AHİM’e göre; düşünce ve ifade özgürlüğüne sahip bir ülkede basın mensubunun TCK 309 ve 311 Md.lerine göre cebir ve şiddet kullandığı gerekçesiyle yargılanması doğru değilken Altan Kardeşler bu maddelerden yargılanıyor.

Üstelik AHİM kararına bir Ağır Ceza Mahkemesi uyarken, diğeri uymamakta direnebiliyor!

•••

Ahmet Altan’la konuşmalarımdan çıkardığım, AKP’nin devleti yönetme yeteneğini kaybettiği sonucudur.

AKP iş başına geldiğinden beri tüm politikasını yurttaşını borçlandırmak üzerine kurmuştu. Yapay bir refah elde edilmişti ancak borçlanarak!

Oysa bugün AKP iktidarı ipin ucunu kaçırdı. Ekonomi çöktü...

Borçlanan insanlar borçlarını artık döndüremiyor! Giderek yoksulluktan açlığa eviriliyorlar! Hükümet teşvik üzerine teşvik, paket üzerine paket ilan ediyor.

Ama sorun çözülmüyor. O nedenle İktidarın OHAL’e ihtiyacı var!

•••

Osman Kavala’nın kısıtlılığı kalkmış. Artık kantinden alış veriş yapıyor. Gazete ve kitap okuyabiliyor.

Ancak iddianamesi aradan 5 ay geçmiş olmasına rağmen hâlâ hazırlanmamış.

Bu kadar ağır işleyen bir yargının adalet getirmesi mümkün değil. Zaten suçlu olmayan insanları bir yere toplamak ve de yapay suçlarla tutuklu koymak insanlık dışı bir davranış…

Kavala, öğrencilerin sanat gösterisine 500 TL’lik makbuz karşılığı bilet aldığı için “GeziOlayları’nın” finansörü olarak suçlandığını anlattı.

Hemen aklıma “Ergenekon’un finansörü Kuddusi Okkır geldi.

Hatırlarsanız finansör diye suçlanan Okkır’ın cenazesi belediye yardımıyla kaldırıldı.

•••

Milletvekili Enis Berberoğlu’nun morali çok iyi. Bugün demokrasi, hukuk devleti ve halk için bedel ödediğinin farkında. Yargının bir gün mutlaka tarafsız ve bağımsız olacağına inancı tam. Arkadaşları yalnız bırakmadığı için çok mutlu.

“Zamanını dolu dolu geçirdiği, geleceğe katkıda bulunmak için okuyup, düşünüp, yazmaya devam ettiğini” söyledi…

•••

Cezaevlerinde haksız yere tutulanları dinledikçe, halkın içinde oldukça, evlere, köylere, mahallere gittikçe ve alanlarda, sokaklarda dolaştıkça Türkiye’nin hızla demokrasi ve özgürlüklerden uzaklaştığını görebiliyorsunuz.

Ekonominin dağıldığını, sosyal ve kültürel yaşamın durduğunu anlıyorsunuz!..

Ağır bir hava insanların ve ülkenin üzerine çökmüş. Nefes alacakları, sığınacakları medya kalmamış. Hayatından memnun olan yok…

Yani Moody’s boşuna notumuzu düşürmemiş!