Tutuklulara, önlemle açık görüş sağlanabilir

Dilan ESEN

Tutuklu ve hükümlüler ile ailelerine pandemi bahanesiyle baskı bayramda da sürüyor. Ülke normalleşmişken cezaevlerinde bayram için açık görüşe izin verilmemesi tepkilere neden olurken söz konusu durum burada yaşanan hak ihlallerine bir madde daha ekliyor. Tutuklu ve hükümlüler ise bir bayramı daha yakınlarından uzak geçiriyor.

Cezaevlerinde tutuklu ve hükümlülerin açık görüş hakkı, pandeminin başladığı Mart 2020’den bu yana bulunmuyor. Bu süreçte mahkûmlar oldukça kısıtlı şartlarda en fazla kapalı ve telefon görüşü yapabildi. İnsan Hakları Derneği (İHD) Merkezi Hapishaneler Komisyonu Sözcüsü Av. İlhan Öngör’e göre 1 Temmuz’dan itibaren neredeyse tüm yasaklar kaldırılmışken cezaevlerinde hâlâ açık görüş hakkı tanınmaması sadece pandemi gerekçe gösterilerek izah edilemez.

“Birçok tatil yöresinde milyonlarca insanın bir arada maskesiz yaşadığı ve tatil yaptığı bir dönemde mahpusların en temel hakkı olan açık görüş hakkının engellenmesinin mantıki ve hukuki izahı yoktur” diyen Öngör, iktidarın mahpusların temel hakkının kısıtlanmasında sakınca görmediğine dikkat çekti.

Söz konusu yasaklamanın mahpus ve ailelerin, aileyle özel yaşam hakkının ihlali olduğunu belirten Öngör, şunları dile getirdi: “Keyfi bir uygulamadır. Mahpusların ulusal ve uluslararası mevzuattan kaynaklanan temel hak ve özgürlükleri keyfi olarak genelge ve yönetmeliklerle kısıtlanıyor. Türkiye uzun yıllardan beri ‘Ben yaptım oldu’ genelge ve kararnameler hukuku ile yönetiliyor. Bundan en çok etkilenen ve hakları ihlal edilen ise mahpuslar. Cezaevlerinde mahpusların yüzde 90’ı, personel dahi aşı olmasına rağmen yasaklama devam ediyor ancak milyonlarca aşı olmayan insan maskesiz ve sosyal mesafesiz olarak yaşamını sürdürüyor. Basitçe alınacak önlem ve uygulamalarla mahpusların en temel olan açık görüş hakkı sağlanması mümkün.”

BU BAYRAM DA GÖREMEDİLER

“Yasaklamanın nedeni pandemi olmayıp mahpusların tamamen toplumsal ilişkilerden dış dünyadan izole etme çabasıdır” diyen Öngör, şöyle konuştu: “Mahpusların özellikle ailelerinin ikamet ettikleri çok uzak şehirlerdeki cezaevlerine gönderilmiş olması ve zaten ekonomik sebeplerle mahpusları göremeyen aileler, maalesef bu bayram sürecinde de mahpuslar yakınlarını göremedi. Türkiye’ de mahpus cezaevleri kavramlarını telaffuz ettiğinizde arkasından mutlaka hak ihlali kavramı ile bitirmiş oluyorsunuz. ‘Cezaevi demek hak ihlali demektir.’ Bu algı artık öylece kanıksamış ki toplumsal bir meşruiyet kazandı. ‘Cezaevi varsa hak ihlali vardır ve bu da normaldir’ demek bunu bir devlet bakışı olarak görmek, bunun devletin rutin işlemleri olarak görmek ve sorunu çözmeyip normalleştirmek hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmamaktadır.”